‘Caz’ı beklerken ‘Hicaz’ göründü

29. İzmir Avrupa Caz Festivali, “perde arası” demişken, bu mütevazı köşeye bir “Mavi Kayık” yanaşmaz mı? Üstelik, kafiye kaygısından uzak, gerçekten “hicaz” makamında bir esinti bu kayık; başlıktaki gibi... Sözün kısası, bu sene 25. yaşını kutlayan “İncesaz” grubu, önümüzdeki ay yayınlanacak 10. albümleri rafa çıkmadan, pandemi hasretini gidermek üzere, 28 Mart akşamı AASSM’de sahne alacak... Ve asıl ihtiyaç duyduğumuz şeyin, “10 – Güzel Günler...” ismini taşıyacak bu albüm, yepyeni 11 şarkı içeriyor ve incesazseverler tarafından da merakla bekleniyor. İşte “Mavi Kayık”, bu albümde (ve umuyorum ki, konserde de) yer alan, yine buğulu şarkılardan biri... Söz ve müzik, Cengiz Onural’a ait:

Haberin Devamı


“...Gün ağardı bak yine dolandı bulut / Mavi bir kayığım ben, yeni bir umut
Gel açılalım sevdiğim sevda durmaz sığ sularda / Ellerin yıldızla poyraz, gözlerin deniz / Gel kaybolalım sevdiğim uzak diyarın birinde / Biz yaramaz çocuklarız senle ikimiz
Tutsak senle ayrı ayrı iki ucundan dünyayı / İlmek ilmek bu sevdayı öremez miyiz? / Yaksak yıldız ile ayı, geçsek el ele deryayı / Bu gece aynı rüyayı göremez miyiz?
Dolar rüzgar yelkenime, kayığım gider / Düşer suretin sulara, hasretlik biter...”

Bir tarihlerde, “tam da memlekette, ‘kadim incesaz’ın edebi”, örselenirken, “Arka bahçeye nasıl sığınıldı?” diye merak etmiş sormuşum ve sevgili Onural, şöyle ışıklandırmış cevabı: “...Bir ‘işlevi olan’ müziğin, ‘kaba saz’ ile icra edildiğini kabul edelim; hani düğün-dernek, savaş, her şey yani... Bir de ‘işlevi olmayan’, sadece ruh için, sadece dinlemek için yapılan müzik; onun da ‘incesaz’ ile icra edildiğini düşünelim. Bir bakıma, batıdaki oda müziği ile eğlence müziği ayrımı gibi. Bu anlamda, biz ‘incesaz’ tarafını tercih ettik. Kimisi, ‘bununla ne rakı içilir!’ diyor mesela, kimisi, ‘aşık olduğun zamanlarda bunu dinlemen lâzım...’ filân. Hani, bir işe yaratmaya çalışıyorlar... Dolaylı olarak bir istifade doğmuş olabilir; onu bilemem... Ama benim kafamdaki, birlikte yola çıktığımız arkadaşlarımın kafasındaki şuydu: ‘Öyle bir müzik yapalım ki, yalnızca ve yalnızca bizim istediğimiz müzik olsun...’ Ve sadece, müzik olarak dinlensin! Biz burada, ne daha çok popüler olsun diye, ne şu işe yarasın diye, ne bu işe yarasın diye, hiçbir kaygı gütmedik; sadece ve sadece istediğimiz müziği yazalım, yapalım... Yani bu bizim ‘arka bahçemiz’ olsun... / ... Ama buraya kimseyi dokundurtmayalım. İşte onun ismi, ‘İncesaz’ oldu... Ve mümkün olduğu kadar da, (işte 25 sene oluvermiş bile/nd)... İnatla, inançla kendimizi koruyoruz...”
Grubun solistlerinden Ezgi Köker, bugünlerde doğum yaptığı için bir süreliğine sahneye çıkamıyor. İzmir konserinde, sahnede onun yerine Neval Güleç ve her zaman olduğu gibi Bora Ebeoğlu solist olarak yer alacak. İncesaz grubu, tanburda Murat Aydemir, kemençede Emre Erdal, kanunda Taner Sayacıoğlu, vurmalı çalgılarda Türker Çolak, kontrbasta Volkan Hürsever ve gitarda Cengiz Onural’dan oluşuyor.
Kendine “Mavi Kayık” diyen, yeni bir umudu merak edenler, “yaramaz çocuklar, dünyayı iki ucundan tutanlar, tutacaklar; ilmek ilmek sevdâ örenler, deryayı geçmek için yıldız ve ayı yakacaklar ve ‘bu gece aynı rüyayı göremez miyiz?’ diye soracaklar, benim unuttuklarımdan olup da, “İncesaz’ın arka bahçesine saklanacaklar, güzel günler umuduyla tutsak olanlar...” ; konser saat 21.00’de. Kaçırmayın derim...

Yazarın Tüm Yazıları