Her belediyeye ‘Kent doktorları’

 BUGÜN yerel yönetimlerle vatandaş arasında köprü kurmakla ilgili bir öneriyi iletiyorum. Belediyecilik, iletişim ve halkla ilişkiler deneyimli gazeteci Gürol Tulunay’ı konuk ediyorum, “Kent Doktoru” ile başlayalım:

Haberin Devamı


“İletişim ve halkla ilişkiler için, araştırmalar ve kenti taramalar çok önem taşır... ‘Kent doktorları’, belediye başkanlarının tayin edeceği kişilerden oluşur.


SORUNLARI RAPOR EDER
Kentin kendilerine görev verilen mahallesinde, her sokağa girerek, bakarak, o sokaktaki eksikliği, yanlışlığı ve yapılması gerekenleri not edecek ve her gün kendi birim amirine rapor olarak verecek, o da belediye başkanının özel kalemine aktaracak. Sonrası kolay... Ne eksik, gedik varsa, ilgili birimlere ivedilikle iletilecek ve ‘sorun giderildi’ raporu istenecektir.


ŞİKAYETLER AZALTILABİLİR
Hangi belediye olursa olsun, bu konuya eğilirse ve kent doktorlarını mahalleye yönlendirirse ve o da gerçekten bu konuyu bir vazife olarak yaparsa, bütün eksikler ortaya çıkar, alınacak önlemlerle halkın şikayetleri ortadan kalkar. Bu aralar en çok şikayet konusunun, işgal edilen kaldırımlar olduğunun da altını çizelim yeri gelmişken...
Önemli not: Bu kent doktorları araçla gezmeyeceklerdir. Araçtan bu eksiklikleri görmek mümkün değildir.

Haberin Devamı


BAŞKANLAR HER ŞEYİ BİLEMEZ
Sayın başkanlar, dikkatinize sunmak istedim. Bir başkanın bilemeyeceği şeylerdir saydıklarım ve sayamadıklarım. Bunlar gezildikçe görülecek ve belediyeyi ilgilendiren aksaklıklardır. İşte bunları size benim ‘Kent Doktoru’ dediğim kişiler aktaracaktır.”
Tulunay’ın önerisi çok da yabana atılır gibi değil, en azından üzerinde düşünmeye değer. Belki de benzer öneriler çıkar. Herkese kolay gelsin!

-----


BİR GÖZLEMLE GELEN SORU
Ağaçlarımız
ne işe yarar

Her belediyeye ‘Kent doktorları’

VE, “Kent Doktoru” Gürol Tulunay’ın ağaç gözlemlerinden özet:
“İzmir’de ağaçlar sadece yaprak verip gölge yapmaz. Siz onları karbondioksit alır, yerine oksijen verir diye biliyorsunuz. Hoş, ben de öyle biliyordum. Çünkü, böyle öğretmişlerdi. Ama cadde ve sokakları, parkları gezdiğinizde bu konunun yanlış algılanmış olduğunu anlıyorsunuz.

SANKİ ÇÖP KUTUSU
Zaman, zaman dışarıda dolaşırım. Kaldırımları, sokakları, çöpleri ve en önemlisi ağaçları incelerim, gözlemlerim. Ağaçlarımız en başta çöp kutusudur. Led lamba ayağı olurlar, priz takmak için duvara gerek yoktur, nasıl olsa ağaç vardır. Üstlerine lamba fanusu monte edilir. Bir restoranın, bir dershanenin reklam panosu olurlar.

Haberin Devamı

LEVHALAR ÇAKILIR
Üç kap yemeği kaç paraya yiyeceğinizi çınar ağacına asılan ilandan öğrenirsiniz. Sağa dönülmez trafik levhasının ayağıdır çınar ağacı... Ayrıca, memlekette duvar yok ya, o nedenle akasya ağacına çivilerler sokak numarasını...

KOVUKLARA BETON
Size bir şey söyleyeyim, ağaçların durumu berbat. Gövdelerde çocuk sığacak kadar oyuklar, kovuklar var. İlgilenen olmayınca, çürüyen ağaçları korumak için oyuk yerleri bol çimentolu sıva ile sıvanmış. Bazılarına çöp atılmasın diye teneke iliştirilmiş. ‘Kim, neden, niye’ diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bilemem, ben de sizin gibi bu kentte yaşayan biriyim.” (Yazı ve fotoğraflar: Gürol TULUNAY)
(Not: Tulunay, bazı cadde ve sokak adlarını da belirtmiş. Tümüne yer veremedim. Alsancak’ı araştırmacı gözüyle gezmek fikir verebilir.)

-----

Haberin Devamı

BİR ALINTI
Barış Kaşıkçı’dan: Önce doğruyu bilmek gerekir. Doğru bilinirse yanlış da bilinir. Ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz. (Farabi)

Yazarın Tüm Yazıları