Sualtındaki derin kulak

Ukrayna savaşı bize bir kez daha ‘görünmeden görmenin’, ‘vurulmadan vurmanın’ birincil görev olduğunu gösterdi. Bu savaş suüstünde kısıtlı bir miktarda yaşansa da denizaltında da mayın faaliyetleri açısından örnek olaylara şahit olduk. Ekonomik hedeflerin askeri hedeflerde birinci sıraya yükseldiğini ve bütün ülke sathının cephe hattına dönüştüğünü tespit ettik. Sabotaj bu sürecin en önemli parçası haline geldi. Gerçek anlamda bir konvansiyel savaşta en karanlık ve bilinmeyen yer denizin altıdır. Sizi denizin altını derin kulakları ile aydınlatan bir şirkete götüreceğim.

Haberin Devamı

İSTANBUL TEKNOPARK’ta yer alan tesiste, sorularımı ARMELSAN Genel Müdürü Cem Emre Bakım’a sordum. Buyurun beraber ARMELSAN’I gezelim.

- Nasıl kuruldu, nasıl gelişti?

2012 yılında ARMELSAN kurulurken sualtı akustik sistemler alanında ülkemizin dışa bağımlılığını sona erdirmek ve bu alanda, alan uzmanlığı oluşturmak hedeflenmişti. Bu çerçevede, sualtındaki olası tehditleri inceledik ve tekrar kullanılabilirlik temelli bir tasarım stratejisi ile ürün geliştirme yol haritamızı oluşturduk. Bu noktada denizaltı tespitinde kullanılan düşük frekanslı sonarlardan, mayın tespit ve teşhisinde kullanılan yüksek frekanslı görüntüleme sonarlarına kadar geniş bir hedef ürün ailesi belirledik.

Sualtındaki derin kulak

Haberin Devamı

ARAS-2023 DALGIÇ TESPİT EDİYOR

İlk ürünümüz olan ARAS-2023 Dalgıç Tespit Sonarı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın amiral gemisi olan TCG Anadolu da dahil farklı platformlarına entegre etmekteyiz. Günümüzde teknolojinin çok hızlı gelişmesi sebebi ile olası tehdit kütüphaneleri de aynı hızla güncellenmektedir. Açık ve kapalı devre solunum sistemli dalgıçları tespit amacıyla geliştirilen ARAS-2023 zaman içerisinde dalgıç intikal vasıtaları, otonom/kamikaze sualtı araçlarını da tespit edecek şekilde güncellenmiştir.

Sualtındaki derin kulak
ARAS-2023

NUSRAT-1915 MAYIN AVLIYOR

1. Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren mayının hâlâ ne kadar etkili bir silah olduğunu Rusya - Ukrayna savaşı sürecinde de görmekteyiz. Bu çerçevede yerli ve milli bir ürüne duyulan ihtiyacı göz önünde alarak, ilk Milli Mayın Avlama sonarı olan NUSRAT-1915’in lansmanını 2021 IDEF’te gerçekleştirmiştik. Dünyada büyük platformlardan, uzaktan kumandalı suüstü araçlarına geçiş yönündeki eğilime uyum sağlamak amacıyla geliştirdiğimiz tüm sonar sistemlerini, insansız suüstü araçlarına da entegre edilebilecek şekilde farklı versiyonları üzerinde çalışmaktayız. NUSRAT-1915’in de mayın avlama gemilerine entegre edilebilen versiyonu haricinde, uzaktan kumandalı insansız suüstü araçlarında kullanılacak versiyonunu da çalışmaktayız. Ürünün 2024 yılı içerisinde kullanıma hazır olacağını değerlendirmekteyiz.

Haberin Devamı

Sualtındaki derin kulak
İlk milli mayın avlama sonarı NUSRAT-1915

ORKUN-2053 DENİZ ALTI HARBİNDE

Şu an için sualtındaki en büyük tehdidin denizaltılar olduğu yadsınamaz bir gerçektir. ARMELSAN olarak iş ortaklarımız ile birlikte farklı özelliklerde DSH (Denizaltı Savunma Harbi) sonarları geliştirmekteyiz. Bu ürün ailesinin son ferdinin lansmanını IDEF-2023 yapmayı planlıyoruz. ORKUN-2053 daldırma sonar sistemi hem helikopterlerde hem de insansız suüstü araçlarında kullanılabilecek bir sonar sistemi olacak ve kuvvetimize bir güç çarpanı olarak katkı sağlayacaktır. İlk ürün bu yıl içerisinde bir insansız suüstü aracında kullanılmaya başlanacak ancak önümüzdeki yıllarda ürünün su üstü platformlarımızda bulunacak milli helikopterlerimize de entegre edilmesi planlanmaktadır.

Haberin Devamı

Sualtındaki derin kulak
ARAS-2023 Dalgıç Tespit Sonarı, TCG Anadolu’da da kullanılıyor.

‘KAŞİF’ AMBARGOLARI ENGELLEDİ

- KAŞİF isimli bir sualtı robotunuz da var. Böyle bir ürün geliştirmek nereden aklınıza geldi?

Biraz önce de belirtmiş olduğum gibi son yıllarda teknoloji çok hızlı gelişmektedir ve bizler de bu teknolojik gelişimi çok hızlı takip edip yol haritalarımızı buna ayak uyduracak biçimde şekillendirmek zorundayız. Uzaktan kumandalı ve otonom sualtı araçları geliştirmek de bizim orta vadeli yol haritamızda bulunmaktaydı. Ayrıca bu tarz sistemlerin kullanım alanı savunma sektörü ile olmadığı için bize yeni pazarlara açılma imkânı da sağlayacaktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle hepimizin de bildiği üzere derin deniz sondaj faaliyetleri 2017 yılında başlatılmıştı. Devletimizin göstermiş olduğu bu irade karşısında faaliyetlerin engellenebilmesi için ülkemize bazı ambargolar uygulanmaya başlamıştı. Sondaj gemileri için en kritik alt sistem olan sualtı robotları ise yabancı bir üreticiye aitti ve yine yabancılar tarafından işletilmekteydi. Enerji Bakanlığımız burada yerli sanayiye güvenerek yerli ve milli bir sualtı robotu geliştirme ve bunu işletme görevini bize verdi. Kısa zaman içerisinde, ihtiyaçlara uygun bir sistem geliştirmek zor bir görev gibi görünse de yurtiçinde bulunan kıymetli iş ortaklarımızla beraber pandeminin yaşandığı, tedarik zinciri sorunlarıyla mücadele edildiği bir dönemde, 9 ay gibi çok kısa bir zamanda ilk KAŞİF’i ürettik ve Fatih sondaj gemimize taktık. Bu ürünü geliştirirken temel hedefimiz tüm elektronik kontrol sistemlerinin ve yazılımlarının yerli olmasıydı. Bu durumda alt sistemlere uygulanabilecek olası ambargolardan etkilenmeyecektik.

Haberin Devamı

Sualtındaki derin kulak
ARMELSAN tesislerini Uluslararası İş Geliştirme ve Kurumsal İtibar Yöneticisi Erdem Tümdağ (soldan), Yönetim Kurulu Başkanı Yetkin Karakaş ve Genel Müdür Can Emre Bakım’la birlikte gezerek bilgi aldım.

SUALTI ROBOTU

KAŞİF’i diğer uzaktan kumandalı sualtı robotlarından (ROV) ayıran en temel fark hibrit bir robot olmasıdır. Şu an otomotiv sektöründe yaşanan teknolojik kırılımın bir benzeri ROV teknolojisinde de yaşanmaktadır. Nasıl ki eskiden dizel veya benzinli olan otomobiller yerine önce hibrit araçlar sonra da tamamen elektrikli araçlar geliştirildi, eskiden de tamamen hidrolik olan sualtı robotları yerine şu an hibrit sualtı robotları üretilmekte, yakın zamanda da bunların tamamen elektrikli olacağı değerlendirilmektedir. KAŞİF ile ülkemiz çok az sayıda ülkenin sahip olduğu hibrit ROV geliştirme teknolojisine sahip olmuştur. Hibrit sistemlerin klasik sualtı robotlarına göre en büyük avantajları; düşük arıza oranları, düşük bakım süre ve maliyetleri ve yeşil sistemler oluşlarıdır. Klasik bir sualtı robotu bakım süre aralıklarının kısalığı sebebi ile en fazla bir kaç gün sualtında kalabilirken, KAŞİF ile bir Türkiye rekoru olan 13 gün boyunca 2.200 metrede çalışma yapılmıştır.

Haberin Devamı

Sualtındaki derin kulak
KAŞİF

15 BİN SAATTİR KARADENİZ’DE

15 Temmuz 2020 tarihinde teslim edilen ilk sistemimiz, Fatih Sondaj gemimizde yaklaşık 15 bin saattir Karadeniz’de, 2 bin 200 metre derinde başarıyla görevine devam etmektedir. İlk robotumuza ek olarak, ikinci ve üçüncü robotlarımız da yerli sondaj gemilerimiz olan Abdülhamid Han ve Kanuni’de başarıyla görevlerine devam etmektedir. Bugün geldiğimiz noktada üç robotumuz toplamda yaklaşık 30.000 saat görev tecrübesine sahiptir.

Sualtındaki derin kulak

HEM SESSİZ HEM GÜRÜLTÜLÜ DİNLEME

- Özellikle 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş döneminden sonra denizaltıların daha sessiz oldukları ve tespit edilebilmelerinin daha zor olduğunu biliyoruz. Ülkemiz de denizaltıları tespit eden sonar sistemlerini önceki dönemlerde yurtdışından almaktaydı ve bu konuda bir bağımlılık söz konusuydu. Değerlendirmeleriniz nelerdir?

Özellikle Soğuk Savaş döneminde hem konvansiyonel hem de nükleer denizaltıları daha sessiz hale getirmek için ciddi bir yarış vardı ve bu anlamda ciddi bir yol katedildi. Geliştirdiğimiz DSH maksatlı sonar sistemlerinin hem aktif hem de pasif modları bulunmaktadır. Denizaltıların yarattığı makina ve pervane gürültüleri pasif modda dinlenirken, aktif modda akustik bir yayın yapılarak, denizaltıya çarparak bize geri dönen yayının ekoları incelenmektedir. Daha sessiz denizaltıların pasif olarak tespiti zorlaştığı için yeni nesil bazı farklı pasif sensörler kullanılmaktadır. Aktif sensörler tarafından tespit edilirliği azaltmak isteyen denizaltılar, farklı boya ve kaplama teknolojileri kullanarak 5. nesil savaş uçaklarında olduğu gibi sizin yaptığınız yayını soğurmaya çalışmaktadır. Buna karşı olarak da sonar sistemlerimizde klasik sinyal formlarından farklı özel sinyal formları da geliştirmekteyiz. Belirtmiş olduğunuz gibi, önceki dönemlerde DSH sonarları anlamında yurtdışına bağlı olan ülkemiz ne yazık ki tedarikçi ülkelerin verdiği eski nesil sistemleri kullanmaktaydı. Geçtiğimiz 20 yıllık dönemde savunma sanayisine yapılan yatırımlar ile en yeni nesil DSH maksatlı sonar sistemleri Deniz Kuvvetlerimize yerli endüstri tarafından artık sağlanabilmektedir.

Sualtındaki derin kulak
ORKUN-2053 daldırma sonarı

SESİ DOĞRU DUYMAK ÖNEMLİ

- Sualtının gelecekteki teknolojik yol haritasını nasıl görüyorsunuz ve biz bunu nasıl takip ediyoruz?

Sualtında günümüzde temel olarak hedeflerin aktif ve pasif tespiti için tıpkı sualtı canlılarının kullandığı gibi akustik dalgalardan yararlanılmaktadır. İnsan üzerinden örnek vermek gerekir ise, bir konuyu doğru anlamak için öncelikle doğru duymamız sonrasında doğru bir şekilde değerlendirmemiz lazım. Eğer ki doğru duyamazsak, bunu doğru değerlendirme şansımız olamaz. Bu örneği sonar sistemleri özeline taşıyacak olursak; sualtında bir hedefin akustik olarak en iyi şekilde tespit edilebilmesi için öncelikle sensörlerimizin bize en iyi akustik veriyi sağlaması lazım. Sonraki aşamada ise, işlemci kapasitelerindeki matematiksel hesaplama kabiliyeti artışına paralel olarak, alınan verilerin çok daha yüksek kompleksitede özel sinyal işleme algoritmaları ile daha detaylı ve doğru değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede yeni nesil pasif ve/veya aktif akustik sensörlerin geliştirilmesi konusunda ve yapay zekâ/makine öğrenmesi tabanlı sinyal işleme algoritmalarının geliştirilmesi konusunda ciddi çalışmalarımız bulunmaktadır.

QUANTUM SONAR YOLDA

Bunların haricinde sualtı ile iki yeni teknoloji üzerinde dünya genelinde çalışmalar devam etmektedir. Bunların ilki uydulardan optik olarak sualtının incelenmesi ve denizaltıların tespit edilmesi, bir diğeri ise quantum sonar sistemlerinin geliştirilmesidir. Şu an için uydulardan yapılabilen optik tespitlerin derinlik limiti bulunmakta, ama bunun yakın zamanda artacağını değerlendirmekteyiz. Her ne olursa olsun uydular ihtiyaç duyulan tüm derinlikleri gözlemleyebilseler bile yakın gelecekte hâlâ uyduların tarayabileceği alanların sınırlı olacağını değerlendiriyoruz. Uyduların tarayacağı alanın belirlenmesi için yine sonar sistemlerinin yapacağı tespitlere ihtiyaç duyulmaktadır. Quantum sonar teknoloji ise yüksek hassasiyetli manyetometrelere dayanmaktadır. Bu teknolojideki en büyük problem ise ortam gürültüsünün bastırılması ihtiyacıdır. Önümüzdeki 10 yıllık periyotta manyetometre tabanlı yüksek hassasiyetli sensörlerin kullanımının artacağını değerlendiriyoruz. Bu çerçevede 2023 yılı içerisinde Savunma Sanayii Başkanlığımız da bu alanda teknolojilerin geliştirilmesi gerektiğini belirtmiş ve biz yerli endüstriye de hedefler koymuştur. ARMELSAN olarak biz de denizaltıların tespitinde kullanılabilecek quantum sonar sistemleri konusunda ön çalışmalarımıza başlamış bulunmaktayız.

Sualtındaki derin kulak
Denizaltı kurtarma aracı

HEDEF BU YIL İHRACAT

- Son olarak, yurtdışı ihracat konuları ile ilgili söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Geçtiğimiz 20 yılda savunma sanayimize yapılan yatırımlar ile ülkemiz teknoloji ithal eden bir ülke olmaktan çıkarak teknoloji ihraç eden bir ülke noktasına gelmiş bulunmaktadır. ARMELSAN olarak Deniz Kuvvetlerimize yaptığımız teslimatlarla birlikte yurtdışı pazara açılma yönünde kendimize yeni hedefler koyduk. Hedefimiz 2023 yılı içerisinde en az 2 farklı ülkeye ihracat yapmaktır.

SON SÖZ: ŞAŞIRMAYA DEVAM EDİYORUM

- Türkiye’de savunma sanayi yalnızca SİHA’lardan oluşmuyor, içine girdiğinizde şirketlerin ulaştığı seviyeyi yerinde görüyorsunuz. Bu seviye ve bilgi birikimi, sivil sektörlerin de gelişimine ışık tutuyor ve dünyada az rastlanılan ürünleri yapma kabiliyetini de onlara kazandırıyor. Zamanımın büyük çoğunluğunu şirketleri gezerek ve yeni ürünleri inceleyerek geçiriyorum. Bu kadar gezi sırasında artık şaşırmam dediğim her yerde bir şekilde şaşırmaya devam ediyorum. Ben şaşırmaya devam ederken bazıları da ülkenin bunları başardığına inanmamaya devam ediyor. Ne diyelim, yapanların eline sağlık. 

Yazarın Tüm Yazıları