Uzaklara seyahat

Airbnb’yi bilirsiniz... Hani tüm dünyada, evlerini veya evlerinin odalarını seyyahlara kiralayan insanların buluştuğu web sitesi...

Haberin Devamı

 Buradaki evler sayesinde otellerde veya hostel’lerde kalmaktan vazgeçen, cesaret edip evini açarak seyyahları kabul eden, hatta evini sırf bu iş için organize eden çok sayıda ev sahibi/seyyah var. Hem Türkiye’de, hem de dünyada milyonlarca kullanıcısı olan bir site. Geçen hafta bir iş gezisini uzatarak –nihayet- ilk defa Airbnb’den kiraladığım bir yerde kaldım. Amerika’da, Los Angeles’ın Redondo Beach bölgesinde... Bugüne kadar hayatımda yaptığım tüm tatilleri düşünecek olursak, kesinlikle ilk 3’e bu seyahati sokarım. Bir otel yerine “elalem”in evinde kalmaya karar vermek kolay değil elbette. Sırtında çanta dünyayı gezen özgür ruhlardan biri değilseniz, rutinlerine bağlı, “evim de evim” diyen tip kontrolcü bir karaktere sahipseniz hele, zor. Elin Amerika’sında, bir yabancının evinde 4 gün geçirmek üzere plan yapıyorsunuz... İnternetteki iç karartıcı hikayeleri de göz önünde bulundurunca, insanın aklına bin türlü iş geliyor. Neyse, tüm bunları bir kenara bırakmayı başarabildim. Oda kiraladığım dünya tatlısı bir Amerikalının evinde, tam olarak onun gibi yaşayarak 4 gün geçirdim. Klasik bir Amerikan evinde, onunla beraber kalan bir akrabası gibi düşünün... Markete gittim, ihtiyaçlarımı aldım, orada bulunan lokal malzemelerle kendi yemeğimi pişirdim... 

Haberin Devamı

Bana verdiği bisikleti kullanarak etrafta gezindim, evde kitap okudum, biraz çalıştım, dinlendim... Sabahları uzun yürüyüş ve koşulara çıktım... Kısacası sanki orada yaşıyor gibi, asla turistik değil, tam olarak o bölgede orada yaşayan insanlar boş günlerinde ne yapıyorsa ve nasıl davranıyorsa onu yaptım...Redondo Beach, Los Angeles Havalimanı’nın güneyine uzanan plajlardan, Manhattan Beach ve Hermosa Beach’ten sonra gelen, 3’üncü plaj. Daha önce gördüğüm yerlerden değildi, havaalanına yakın ve plaj bölgesi olduğu için rastlantısal olarak bu bölgeden kiraladım ama tam üzerine basmışım... Tam olarak bir cennetmiş. 12 ay plaj hayatı, sörfçülerin cenneti, her rengin daha parlak göründüğü muhteşem bir California plaj bölgesi...
Bundan sonra eğer tatile gideceksem otelde kalır mıyım?Asla. Bir defa, Airbnb aracılığıyla kiraladığınız evlerin fiyatları otellerle yarışamayacak düzeyde. Çok daha keyifli bir tatil yapıyor, fakat otele ödeyeceğinizin beşte biri kadarını ödüyorsunuz. Dahası, hani Ruslar ve Avrupalılar her şey dahil otellere gelip Türkiye’ye dair hiçbir şey anlamadan deniz-güneş-yemek ekseninde yaşayıp gidiyorlar ya... Veya İstanbul’a gelip sadece Sultanahmet-Beyoğlu ekseninde dolaşan turistleri düşünün...İşte Airbnb deneyimi bunun tam tersi. Hem başka kültürleri tanıdığınız, hem de kendi kültürünüzü meraklı dinleyicilere anlattığınız bambaşka bir deneyim... Bugüne kadar iş için defalarca bulunduğum bir ülkeyi belki de ilk defa gerçekten tanıma imkanı yakaladım. Ha, sadece kültür tanıyan kişi siz olmuyorsunuz elbette... Bu bir alışveriş... Yazarınız evde bulunanlara zorla Türk kahvesi içirip, zeytinyağlı fasulye yaparak “Cips yeme, bunu ye” diye zorla yedirerek klasik Türk teyzesi görevlerini layıkıyla yerine getirdi efendim...

Haberin Devamı


“Normal” hayat özlemi

Orta 1’den lise yıllarına kadar farklı ülkelerden mektup arkadaşlarım vardı. Her mektubu kapıda bekler, yazdıklarını büyük bir merakla okurdum. Kendi ülkemin dışında insanlar nasıl yaşıyor, ne yapıyor, merak ederdim.Tabii internetle birlikte böyle bir merak söz konusu değil artık. En azından insan öyle hissediyor, ne bileyim, mesafeler kısaldı, Google Maps’in küçük adamını mouse’unuzla haritadaki dünyanın herhangi bir yerindeki sokağa bırakarak sanki oradaymışçasına 360 derece gezinti yapabiliyorsun...Okuyorsun, öğreniyorsun, bin türlü kaynak var... Üstelik hepsi bir tık ötede...Fakat hayır sevgili seyyah Habitus okuru, hayır. Teknoloji istediği kadar ilerlesin, insan bir ülkeye paraşütle tepeden atılmış gibi hissedip oradakiler gibi yaşamadıkça, kültürü, günlük endişeleri, atmosferi, sıradan, olağan hayatları anlayamıyormuş. O ülkeyi tam olarak anlayamıyormuş. Bu deneyimden sonra Türkiye’ye döndüğümde kendimi attan düşmüş gibi hissettim. Çünkü pek de kısa olmayan bir süre boyunca politika ile yatıp kalkmayan, politikanın doğrudan günlük yaşamı etkilemediği, kendi küçük zevkleri ve hayatlarıyla insan gibi keyifle yaşayan, hakları çiğnenmeyen, stresten arınmış insanların arasında bulundum. Tam olarak gerçek huzuru yaşayan insanlarla. Bunu çok ama çoooook uzun zamandır yapmadığımı hatırladım. 

Yazarın Tüm Yazıları