Keçi çobanlığından Berlin’de patroniçeliğe

GARANTİ Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere “Garanti Sohbetleri için 2002 yılından beri Anadolu’yu resmen karış karış geziyoruz” derken yerden göğe haklı.

Haberin Devamı

Garanti Bankası ekibinin peşinde biz de yıllardır Kars, Çorum, Iğdır’dan Tunceli-Dersim’e, normal koşullarda hiç yolumuzun düşmeyeceği şehirlere gidiyoruz, inanılmaz başarı hikâyeleriyle karşılaşıyoruz.
Berlin’de yaşamakta olan 40 bin Dersimli’den biri olan Aynur Özdemir Boldaz bunlardan birinin kahramanı.
Garanti Anadolu Sohbetleri’nin Tunceli’deki 94.toplantısında söze “Hayatım 18 yaşına kadar küçük bir mezrada keçilerin peşinden koşarak geçti” diye başlayan ilkokul mezunu Boldaz şu anda Berlin’de milyonlarca euroluk cirosu olan bir temizlik şirketinin sahibi.
Tanımış olduğum girişimci kadınlar içersinde kuşkusuz en yüreklisi.
13 çocuklu ailenin kızı Aynur Boldaz, “aile birleşmesi” yani evlilik nedeniyle 1987 yılında Berlin’e gitmiş.
“Almanya’da ailem, köyüm, keçilerimin hasretiyle yataklara düştüm. Gittiğim doktor önce almanca öğrenmemi tavsiye edince dünyam değişti” diye anlatıyor.
Almanca kursu, ehliyet, çalışma müsaadesi derken genç kadın kendisini temizlik işçisi olarak bir hastanede bulmuş.
“Çünkü Almanya’da meslekleri olmayan insanlar temizlik işiyle başlıyorlar” diye anlatıyor.

Haberin Devamı

Keçi çobanlığından Berlin’de patroniçeliğe

Aynur Özdemir Boldaz ve Nafiz Karadere


Hastanede iki, üç yıl sonra personel şefliğine yükseliyor.
Bu arada Hıristiyan Demokrat Parti’ye üye oluyor.
Neden Hıristiyan Demokrat diye sorduğumda “Çünkü Almanya’da Türkler genellikle Yeşiller ya da Sosyal Demokrat Parti’ye aday olurlar. Farklı kimliğimle Hıristiyan Demokrat Parti içinde mücadele etmek istedim” diyor.
Hastanedeki işinde giderek yükselince kendi işini kurma hevesine kapılıyor.
Girişimcilik kursları alıyor ve Alman devletinin “işveren olabilir” sınavını başarıyla geçiyor.
Böylelikle, Aynur Boldaz’dan, Almanya’da işveren olmak için bir kurulun onayı gerektiğini öğreniyoruz.
Sadece Berlin’de sayıları binin üzerinde olan temizlik şirketlerinden yine farklı olarak ingilizce bir isim seçiyor:
“Forever Clean”.
Uygun kredi için bankaların kapılarını çalmaya başlıyor.
“Bir kuruş param yok. Sadece başvurduğum bankalara heyecan ve hevesle yaratacağım konsepti anlatıyorum” diye konuşan Boldaz neticede bir devlet bankasından 10 yıllık faizsiz kredi buluyor.
Türkiye’de kadın girişimcilerle yakından çalışan Nafiz Karadere’nin de vurguladığı gibi 10 yıllık kredi bizde söz konusu bile değil.
30 bin mark sermayeyle 2000 yılında şirketini kuran Aynur Boldaz’ın, Berlin’deki şirketinde çalışanların yüzde 70’i Alman.
Bunların yüzde 45’i ise engelli.
2005 yılından beri Berlin Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Yönetim Kurulu üyesi.
Beni beş kez geri çeviren odanın ilk yabancı Yönetim Kurulu üyesiyim” diye anlatıyor gülerek.
Boldaz, aynı zamanda yine Berlin’de temizlikte kayıt dışılığına karşı mücadele eden derneğin denetim kurulunda.
Almanya’da birkaç kez “yılın en başarılı iş kadını” seçilmiş.
2009 yılında ise Forever Clean’i İstanbul’da da açmış.
Türkiye’de 12 ilde 270 kişiyle hizmet veren Aynur Boldaz’ın buradaki müşterileri arasında Media Markt, Vatan Bilgisayar, yabancı elçilikler, konsolosluklar var.
“Türkiye’de hızla büyüyoruz” diyen genç kadının Berlin’de ayrıca Zerne adındaki bir Türk lokantası sahibi olduğunu yazmayı unutmuşum.
Türkiye’de başarılı kadın girişimci hik^ayesi elbette çok sayıda.
Ancak ilkokul mezunu, 18 yaşına kadar keçilerin peşinde koşmuş, “çökelek” peyniri yapmış birinin, lisanını, kültürünü bilmediği bir ülkede böyle bir başarı çizgisini yakalamış olması nadir rastlanan bir hik^aye.
Aynur Boldaz, Türkiye’de kalmış olsaydı bu başarıyı yakalayabilir miydi?
10 yıllık faizsiz kredi, “işveren belgesi”, ciddi girişimcilik kursları diye baktığınızda Almanya’da olması şansını arttırmış galiba.

Yazarın Tüm Yazıları