Dağ yöresinden ders gibi eylem

BÜYÜKORHAN, Bursa’nın adı ve şanı pek duyulmayan ilçelerinden biri...

Haberin Devamı

Bunun nedeni dağ yöresinde bulunması.
Kaderinin ise Orhaneli, Keles ve Harmancık ilçeleri ile aynı olması...
Yani, yeterince hizmeti alamadıkları için sürekli göç vermek zorunda kalmaları...
Öyle bir göç verdi ki, 530 yıllık Tekerler Köyü, muhtar ve cami imamının da ayrılması ile haritadan silindi...
Her ne kadar ilçe olarak görülse de Büyükorhan’ın nüfusu Osmangazi’nin bir mahallesinden çok daha az...
Son terk edenlerle ilçede yaşayanların sayısı 10 bine kadar düştü...
Bakmayın sürekli göç vermelerine...
Dağ yöresinin insanı açık ve nettir... Onlar için dürüstlük ve samimiyet çok önemlidir...
İnanıp güvendikleri kişileri başlarının üzerinde taşırlar. Saygıda kusur etmezler... Yanlış yapanları ise asla afftetmezler...
*
Böyle de bir özellikleri var.
Karaağız da Büyükorhan’ın, bu karakteri taşıyan her ne kadar mahalle dense de köylerinden biridir.
Buranın bilinen fakat bu zamana kadar önemsenmeyen en büyük özelliği, Helenistik, Bizans, Roma dönemlerinden çok fazla sayıda antik eserin bulunması.
‘Deve Yolu’ denilen tarihi ticaret yolu mahallenin altından geçerken, karşılarında bulunan tepede ise Derecik Bazilakası yer alıyor.
Ayrıca, mahalledeki eski mezarlığın da 750 yıllık olduğu söyleniyor.
Bu kadar özelliği ve güzelliği bulunan Karaağız’da insanların tek geçim kaynağı hayvancılık... Nedeni, çalışacak fabrikaların bulunmaması toprağın ise verimsiz olması...
Kaderlerini kabul eden Karaağızlıları çileden çıkartan olay ise kendi ifadeleri ile aldatılmış olmaları.
*
Karaağız’da, geçtiğimiz yılın son aylarında, çevreye hiç bir zarar vermeyen fenol film kaplı kontrplak üretimi için fabrika kurulacağı söylendi. Fabrikanın kuru ve temiz olan havalarına zarar vermeyeceğini öğrenen mahalle sakinleri bu projeye sıcak baktı.
Bir çoğu da parsellerini sattı.
Son dönemlerde, tarihi mezarlıklarının bulunduğu alanlar da satın alınınca rahatsızlık duymaya başladılar...
Daha sonra, mahallerine fabrika değil, katı atıkların yakılacağı biyokütle enerji santrali yapılacağını öğrenince çok bozuldular.
Projeyi hemen yargıya taşırken enerji santralinin temelinin atılmaması için eylem yapma kararı aldılar... İş makinelerinin gelmemesi için traktör lastiklerinden bariyer kurdular..
Genç-yaşlı, kadın çocuk demeden gece gündüz nöbet tuttular.
Yatırımcı firmanın temelini atmak için getirmek istediği iş makinelerini geri gönderdiler.
Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu, Bursa Barosu ve çevreci kuruluşlardan aldıkları büyük destekle de moral buldular.
Seslerini duyurmak için olmayan internetlerini bir şekilde kullanıp gündemde kalmasını bildiler.
Sağlıklı karar vermesinden endişe ettikleri Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun dikkatini çekmek amacıyla ,tarihi yolun gün yüzüne çıkması için süpürgelerle süpürme eylemi yaptılar..
Seslerini duyurmak içinde kurulun önünde basın açıklamasında bulundular... Şimdi, kurulun vereceği önemli karar ile yargıdan çıkacak sonucu bekliyorlar... Şehirlerin, çarpık kentleşme ile perişan edildiği...
Bazı fabrikaların kazanacakları 3-5 lira için havayı kirletip suyumuzu zehirlediği...
*
Sağlıksız üretim sonucu yaşanan iş kazalarında onlarca insanın öldüğü günümüzde...
Kentte yaşayanlar, çevrecilik konusunda sessiz kalırken dağ yöresinin kırsal mahallesi Karaağızlıların bu mücadelesi çok anlamlı. Keşke, biz de onlar kadar çevreci ve kararlı olabilseydik... Yeşil Bursa’nın, beton yığını bir kent haline dönmesine izin vermeseydik... Ne kadar güzel olurdu, öyle değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları