Dr. Gülseren Budayıcıoğlu
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu
Dr. Gülseren BudayıcıoğluYazarın Tüm Yazıları

Empatinin sınırı

Psikiyatrist olmam nedeniyle, işimin en önemli yanı insanlarla iyi empati yapabilmektir. Bazen bir suçlunun, bir katilin bile, olayı asla onaylamasak bile, hangi içsel dürtülerle bu eylemi gerçekleştirdiğini anlayabiliriz. Ancak bu sefer, ben bu empatiyi hiç yapamadım.

Haberin Devamı

SEVGİLİ okurlarım,

6 yaşında bir çocuğun anne babasının rızasıyla yetişkin bir erkekle “evlendirilmesini” hep birlikte dehşetle okuduk. Olmaz, olay böyle değildir, bir yanlış anlaşılma vardır ya da olay iftiradır, dedik. Çünkü hiçbir anne baba, ne uğruna olursa olsun, henüz 6 yaşındaki kızlarını, yetişkin bir erkeğin -cinsel arzularını çocuk üzerinden tatmin etmek üzere- odasına, yatağına göndermez, hiçbir şartta bunu yapmaz, yapamaz dedik. Haber keşke yalan olsa dedik.

Sizi bilmem ama meslekte 50. yıl plaketini yeni almış, binlerce insanın en özel sırlarını dinlemiş bir psikiyatrist olarak, olay beni bile şaşırttı. Çocuk kaçırmalara, çocuğa yapılan taciz ve tecavüzlere akıl sır erdiremez ve buna karşı mücadele verirken, bunun bizzat anne ve babanın izniyle, onayıyla yaşanmasını zihnim bir türlü kabul edemedi.

Haberin Devamı

VİCDANLARI YARALADI

Hemen arkasından yeni bir haber daha geldi. Bütün bunları henüz küçücük bir çocukken yaşayan bu kız, bundan tam 10 yıl önce yani henüz 13-14 yaşlarındayken hamilelik şüphesiyle hastaneye gitmiş. Yaşının küçük olduğu fark edilince durum polise bildirilmiş. Nüfus kaydında küçük görünmesine rağmen aslında 17 yaşında olduğu söylettirilmiş. Yaşının tespiti için kemik testi istenmiş ancak aile teste başka birisini sokmuş ve yaşını olduğundan daha büyük göstermiş, kovuşturmaya yer olmadığına hükmeden savcı takipsizlik kararı vermiş, konunun üzerine gitmemiş, daha fazla araştırma gereği bile duymamış.

Psikiyatrist olmam nedeniyle, işimin en önemli yanı insanlarla iyi empati yapabilmektir. Bazen bir suçlunun, bir katilin bile, olayı asla onaylamasak bile, hangi içsel dürtülerle, hangi olaylardan etkilenerek, iç dünyasında bunu nasıl yanlış yollara götürerek, hangi öfkeyi kontrol edemediği için bu eylemi gerçekleştirdiğini anlayabiliriz. Onu anlamamız, onunla empati yapabilmiş olmamız bu suçu yasalar karşısında affettirmese bile, yine de empati yapmaya çalışırız. Ancak bu sefer, ben bu empatiyi hiç yapamadım. 6 yaşındaki kızlarını, yetişkin bir erkeğin arzularını tatmin etmek üzere o adamla “evlendirmelerini” bir türlü anlayamadım. Çocukları evden gittiğinde o anne baba ne hissetti, nasıl hissetti acaba. Bizler haberi okurken bile dehşete düşerken, o gece yataklarına girip rahat rahat uyuyabildiler mi, merak ettim doğrusu.

Empatinin sınırı

Bunları İslam dininin kılıfı altına almak gibi bir hevese düşmüşlerse, buna da çok itiraz ederim. Türkçeye çevrilmiş, pek çok farklı tefsirini okuduğum için, Kuran ne diyor, ne demiyor çok iyi biliyorum. Bir Müslümanın başlıca kılavuzu, yol göstericisi Kuran’dır. Tasavvuf ehli ise dini anlayışı ve felsefeyi, bu felsefenin derinliklerini anlatır bize. İslam dinini sadece somut anlamda bizden istedikleriyle değil, dinin özünü vicdanımızda hissetmemizi, bu anlayışı bir yaşam felsefesi haline getirmemizi ister ve bize yol gösterir, vicdanlarımıza ışık tutar.

Haberin Devamı

EVRENSEL AHLAK

Dünyadaki bütün Semavi yani bir kitabı, bir peygamberi, bir yol göstericisi olan dinlerin ortak felsefesi dünyada barış, sevgi, şefkat, insana ve tüm canlılara ve de doğaya saygı, hak yememe, dürüst olma, boş oturmak yerine çalışmak, üretmek, insanlığa faydalı olabilmektir; çocuğun, kadının, acizin, yoksulun, masumun, ihtiyaç sahibinin yanında olabilmeyi öğütler. Suçluyu, suçlu olduğundan emin olmadan cezalandırma, der. Affetmeyi, paylaşmayı, insanlara eşit davranmayı, kimseyi üzmemeyi, kırmamayı, yetimin hakkını yememeyi öğretir. Eğer bunların tersini yapar yani günah işlerseniz, siz bu günahı gizli de işleseniz ben her şeyi görür ve bilirim ve öteki dünyada size bunların hesabını sorarım, der. Dinler özünde insanlığı her zaman iyi olmaya, vicdanlı, merhametli, yardımsever ve dürüst olmaya yönlendirir. Evrensel ahlakı temel alır.

Haberin Devamı

Şimdi bir baba 6 yaşındaki öz kızını bu yaşta koruyup kollamak, ona sevgi saygı göstermek, vicdan sahibi biri olarak yetiştirmek yerine, bir çocuk istismarcısının kollarına atıyorsa, üstelik bu kişi din ehli, insanlara dinimizi öğreten bir hoca olduğunu iddia ediyorsa biz bu işin içinden nasıl çıkacağız? Öz kızına bunları layık görüyorsa başkalarına ne yapar bu adam diye sormayacak mıyız? Dinimizi nasıl anlıyor, nasıl yorumluyor, nasıl uyguluyor, hayata nasıl geçiriyor acaba?

Gelelim o çocuğu kendine eş olarak alan adama... Biz buna tıpta pedofili diyoruz, yani ciddi bir cinsel sapıklık olarak görüyoruz.

BETERİN BETERİ

Sevgili okurlarım,

Eskiden, çok eskiden “beşik kertmesi” denen bir şey varmış. Komşular, akrabalar yeni doğan biri erkek, biri kız, iki çocuğu gelecekte evlendirmek üzere beşik kertmesi yaparlar ve çocuklar büyüyünce de onları evlendirirlermiş. Buna bile ne çok itiraz ettik değil mi? Her birimiz, “Olur mu öyle şey, gençler kendi hayatları ve gelecekleriyle ilgili kararları, yetişkin olduklarında kendileri almalı” diye düşündük.

Haberin Devamı

Çocuk gelinlere hep birlikte karşı çıktık. Onlar daha çocuk, evlilikten ne anlar? Bırakın çocukluklarını, ergenliklerini anne baba evinde yaşasınlar, büyüsünler, hem kendilerini hem hayatı tanısınlar, okula gitsinler, bilgi sahibi olsunlar, arkadaşları olsun, başkalarıyla ilişki kurmayı, sosyalleşmeyi, sorumluluk almayı öğrensinler, öyle evlensinler dedik. 18 yaşını bile evlenmek için erken bulduk.

Devlete bu konudaki beklentilerimizi ilettik, yazdık, çizdik. Yasalar yeniden gözden geçirildi, bunu yapanlara cezai müeyyideler kondu. Ancak 6 yaşında bir kızın babasının rızasıyla evlendirileceği hiç aklımıza gelmedi. Böyle olunca insanın morali bozuluyor. Biz sorunu bununla sınırlı sanıyorduk, meğer beterin beteri varmış diyor insan.

Haberin Devamı

TEK YÜREK OLMALIYIZ

Toplumların huzuru, güvenliği ve toplum ruh sağlığı açısından aile kurumu çok önemlidir. Şimdi görüyor ve anlıyoruz ki aile kurumlarında bile çocuklarımız yeteri kadar güvende değil. Kimi öldüresiye dövülüyor, kimi ölümüne aç bırakılıyor, kimi sokağa atılıyor, engelli çocuklar kabullenilmiyor ve minicik yavrularımız kendi evlerinde perişan oluyorlar. Bütün bunlardan sonra görüyoruz ki toplumumuzda pek çok alanda aşırı uçlara kaymalar başladı. Üstelik bütün bu olanları büyük ihtimalle konu komşu, eş dost da görüyor, duyuyor ve bunlara sessiz kalıyor. Birbirimize sahip çıkmıyoruz. Eskiden daha çok medeni ülkelerde böyle olur, konu komşu birbirini tanımaz, kimse kimseyi ayıplamaz, kimse kimseden utanmaz, kimse kimseye karışmaz, biz de bunları hayretle karşılardık. Biz ne zaman bu hale geldik, ne zaman birbirimizden vazgeçtik?

Bizim toplumumuz acıya, zora, zorla mücadeleye alışkındır, bu konuda antrenmanlıdır. Şimdi artık geçmişten gelen bu gücümüzü, bu deneyimlerimizi yeniden hatırlama zamanı. Bize düşen toplumdaki öfkeyi, gerginliği, ötekileştirmeyi, dışlamayı, aşağılamayı, eleştirmeyi, kavgayı dövüşü bir yana bırakıp birbirimizin acılarına, yaralarına, dertlerine, sorunlarına ortak olmak ve birbirimize sahip çıkmaktır.

Toplumlardaki öfke ve gerginliklerin, suç oranlarının artışının altında yatan önemli nedenlerden biri de ekonomik sıkıntılardır. İşte böyle bir dönemde, birbirimizin değerini azaltmak yerine arttırmaya, iyi şeyler yapanları desteklemeye çalışmalıyız. Birbirimizi incitmeden meramımızı anlatmanın yollarını aramalıyız. Birbirimize sevgiyle, saygıyla, özenle davranmalı, birbirimizi yok saymamalıyız.

Öfkeyi körüklemek yerine, karşımızdaki kişiye saygılı davranmak, öfkenin ve şiddetin adeta ilacıdır. Çok tecrübeli bir ruh doktoru olarak sizlere en çok bunu öneriyorum. Haklı değil, mutlu, huzurlu, tek yürek olmuş bir toplum olmayı ne çok özledik... Hem bizim hem çocuklarımızın hem de gelecek nesillerin en çok buna ihtiyacı var.

SEVGİYLE KALIN

Haftaya görüşmek üzere hoşça kalın, sevgiyle, huzurla, adil bir dünyada kalın...

Sizler de bana gb@madalyonklinik.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları