O 'güzel ahlak'ın ümmeti kendine bir sor

Allah-u Teâlâ Kalem Suresi 4. ayeti kerimesinde, “Sen elbette muhteşem bir ahlak üzeresin” buyurarak, Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) henüz kendisine peygamberlik verilmemişken, kitap indirilmemişken bile güzel ahlaka sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bu mübarek ramazan ayında İslam dünyası olarak şunu düşünmeliyiz. Kitap nedir, iman nedir bilmez iken bile muhteşem bir ahlak üzere olan peygamberin, kitap nedir, iman nedir bilen ümmetinin ahlak standardı neden yerlerde sürünür?

Haberin Devamı

NUR Dağı Hz. Peygamber’in (a.s.) arayışına ve ilk vahye ev sahipliği yaparak Cebrail (a.s.) ve Habibullah ile müşerref bir dağdır. Resulullah (a.s.) Cebrail (a.s.) ile burada buluştu, insanoğlu yüce Allah’ın, “Gerçekten bu Kuran en doğru olan yola götürür.” (İsra 9) dediği vahyi ile burada muhatap oldu.

610 yılının ramazan ayı. Ramazan ayının son 10 günü. Mekke’de putlara tapılırdı. Kız çocukları hangi suçtan olduğunu bilmeden diri diri toprağa gömülürdü. Adaletsizlik diz boyuydu. Allah resulü yaşadıklarından, gördüklerinden bunalır, sık sık Nur Dağı’ndaki Hira Mağarası’nda inzivaya çekilirdi. Hz. peygamberin (a.s.) kulağında sesler var. Sanki dağdan, ağaçtan, taştan, topraktan anlam veremediği sesler geliyor, “Sen Allah’ın resulüsün” diyordu.

HZ. HATİCE: ALLAH SENİ UTANDIRMAZ
Resulullah (s.a.v.) Hira Mağarası’nda inzivada iken vahiy meleği Cebrail (a.s.) yanına gelerek kendisine, “Oku” diye hitap etti. Hz. peygamber (a.s.) hayret ve korku içerisinde, “Ben okuma bilmem” diye cevap verdi. Bu durum üç defa tekrar etti. Bunun üzerine vahiy meleği, Alak Sûresi’nin ilk 5 ayetini okudu: “Oku! Yaratan Rabbinin adıyla. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin kerem sahibidir. İnsana bilmediğini kalemle öğretendir.” Allah’ın resulü ayetleri kelimesi kelimesine tekrar etti.

İlahi vahye muhatap olmanın verdiği kalbi bir heyecanla Allah resulü evine döndü ve Hz. Hatice’ye başından geçenleri anlattı. “Bana bir zararın gelmesinden korkuyorum ey Hatice” deyince kutlu eşi Hz. Hatice, “Hiçbir korku ve endişe duymana sebep yok. Hiç üzülme. Allah senin gibi bir kulunu hiçbir zaman utandırmaz. Ben, biliyorum ki sen sözün doğrusunu söylersin. Emanete hıyanet etmezsin. Akrabalarına yakın ilgi gösterirsin. Komşularına nazik ve müşfik davranırsın. Fakirlere yardım edersin. Garipleri misafir edersin. Kimin başı dara düşse onun yanında olursun.” (Buhârî, Bedyü’l-Vahy 1.)

KİTAPTAN ÖNCE DE GÜZEL AHLAKLIYDI
Allah-u teâlâ Hz. peygamberin o dönemki durumunu anlatırken, Şura Suresi 52. ayetinde, “...Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin...” Ayrıca Kalem Suresi 4. ayeti kerimesinde de, “Sen elbette muhteşem bir ahlak üzeresin” buyurarak, Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) henüz kendisine peygamberlik verilmemişken, kitap indirilmemişken bile güzel ahlaka sahip olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu mübarek ramazan ayında İslam dünyası olarak şunu düşünmeliyiz. Kitap nedir, iman nedir bilmez iken bile muhteşem bir ahlak üzere olan peygamberin, kitap nedir, iman nedir bilen ümmetinin ahlak standardı neden yerlerde sürünür?

O güzel ahlakın ümmeti kendine bir sor


BİR SORU BİR CEVAP: UÇAKTA İFTAR
Uçakla seyahat eden oruçlu kişi iftarını nereye göre yapar?
Seyahate çıkan kişilerin, imsak ve iftarları o anda bulundukları yere göre yapmaları gerekir. Uçakla seyahat eden oruçlu kişiler de, uçuş esnasında uçağın üzerinde bulunduğu yere göre imsak ve iftar yapmalıdırlar. İftar ve sahur arasında mesafenin çok uzun veya kısa olması durumunda oruçlu bir takdir yaparak da (mesela oruç tutmaya başladığı yerin akşam vaktinde) iftar edebilir.

3 HAREM 3 KUTSAL MESCİT: MAKAM-I İBRAHİM
Uçakla seyahat eden oruçlu kişi iftarını nereye göre yapar?
Seyahate çıkan kişilerin, imsak ve iftarları o anda bulundukları yere göre yapmaları gerekir. Uçakla seyahat eden oruçlu kişiler de, uçuş esnasında uçağın üzerinde bulunduğu yere göre imsak ve iftar yapmalıdırlar. İftar ve sahur arasında mesafenin çok uzun veya kısa olması durumunda oruçlu bir takdir yaparak da (mesela oruç tutmaya başladığı yerin akşam vaktinde) iftar edebilir.

KISSADAN HİSSE: DİKENLER GENÇLEŞİYOR SEN İHTİYARLIYORSUN
ADAMIN biri, bir yolun kenarına dikenler ekti. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başladı. Gelip geçenler, “Bu dikenleri sök, insanları rahatsız etmesinler” demeye başladılar. Adam bunları duyuyor fakat aldırmıyordu. Bir gün Allah’ın bir velisi ona, “Mutlaka bu dikenleri sök” dedi. Adam, “Babacığım bir hayli gün var. Bugün olmazsa yarın, bir gün mutlaka bu işi yapacağım” dedi. Adam habire yarın yarın dedikçe dikenler büyüyüp kuvvetleniyordu. Allah’ın (c.c.) velisi bunun üzerine şu sözleri söyledi:
“Sen, hep yarın diyerek bu işi erteliyorsun fakat şunu bil ki her geçen gün o dikenler büyüyüp güçleniyor, dikenleri sökecek olan sen ise güç kuvvet kaybediyorsun. Dikenler gün geçtikçe gençleşiyor sense ihtiyarlıyorsun.”

Günah mı işledin hemen tövbe et! Unutma, insan suya düştüğü için değil sudan çıkamadığı için boğulur! 

Yazarın Tüm Yazıları