Önemli olan demokrasiyi güçlendirmek

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ndeki konuşmaların bir kısmını salonda, bir kısmını ofisimde canlı yayınlardan takip ettim.Toplumun farklı kesimlerinden, farklı coğrafyalardan, farklı fikirlerden birçok konuşmacı vardı.

Haberin Devamı


O yüzden bir haftalık oturumlar benim için de ufuk açıcıydı.
Sonuç bildirgesinde yer alan 211 maddenin 27’si şerhle, kalanı ise oy birliğiyle karar altına alınmış.
Bu toplantıyı da izledim.
Demokrasinin sevdiğim detayı da bu işte...
Temsil ettikleri grupların düşüncelerini sivil toplum liderleri açıkça söyleyebiliyor, katkı yapabiliyor ya da itirazı varsa şerhini ortaya koyuyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de demokrasi vurgusu yaptı ve dedi ki...
“Türkiye’nin her yerinden 180 sivil toplum kuruluşu, vakıf, dernek temsilcileri, 500’ün üzerinde delegeyle bir araya geldiler. 200 üzerinde akademisyen doğa, tarih, inovasyon, demokrasi masalarında işçilerimizin, çiftçilerimizin, sanayicilerimizin, tüccarlarımızın, esnaflarımızın aldıkları kararları kendi bilimsel disiplinleri çerçevesinde kavramsallaştırmaya çalıştılar. Ve nihayet 50 uzman akademisyenden oluşan Yüksek İstişare Kurulu tüm yapılan bu çalışmaları tekrar tekrar revize etti. Bu çalışmalardan sonra tek tek bütün delegelerin huzurunda ve hepsinin hazır olduğu salonda oylarına sunduk. Belki de içerik kadar önemli olan bu biçimdi. Bu kararların takipçisi olacağız.”
Çıkan sonuçları bence toplumun bütün kesimleri değerlendirmeli.
Bazı konulara siyaset üstü bakmalıyız.
Sekiz ay süren bu çalışmalar da demokrasimiz adına önemli bir katkı olmuştur.

Haberin Devamı


Bugünün imkanlarıyla Köy
Enstitüleri açılmalı

Dikkatle takip ettiğim konuşmalardan biri Salim Kadıbeşegil yaptı.
“Gezegenin kazananlar arasında olmadığı bir iş modelinin, sistemin ayakta durma şansı yok” dedi.
Türkiye’nin en iyi iletişim danışmanlarından biridir Kadıbeşegil...
İkinci yüzyılda başka bir vizyona sahip olunması gerektiğinin altını çizen Kadıbeşegil şöyle dedi:
“Bu vizyonlar, insan hakları ile gezegen haklarının ortak bir yaşam kültüründe buluşması, eğitim, sağlık, enerji ve kültürün herkes için dünya standartlarında, nitelikli ve bir yurttaşlık hakkı gereği bedava olabileceği bir Türkiye, etik ve adil ticarette standartları oluşturan uluslararası kurumlara katkı veren, oyun kurucu kimliğiyle öne çıkan bir ülke anlamına geliyor.”
Ve Köy Enstitüleri’nin bugünün imkanlarıyla yeniden açılması gerektiğini ifade etti.
Kadıbeşegil, yeni yüzyıl çözüm önerilerini de şöyle sıraladı.
“Bu yüzyılda bu sorunların üstesinden gelmek isteyecek kurumlar olacak. Türkiye bunun neresinde olacak? Yedek kulübesinde mi, sahada mı olacak? İklim krizinde yerel yönetimlerin çalışma yürütmesi lazım. Eğitim konusunu çözmemiz lazım. Okul öncesi eğitimde kaliteyi arttırmamız lazım. Ekolojik okuryazarlık, insanlık ve demokrasi eğitimi vermemiz lazım. Öğretmenliğin itibarını yeniden artırmamız lazım. Köy enstitüleri bugünün imkanlarıyla yeniden açılmadır. Her alanda kültürü ve sanatı üretmeliyiz. İş dünyasının baştan sona yenilenmesi lazım. Katılımcı demokrasi kültürünü geliştirmemiz lazım. Temel vatandaşlık gelirinin oluşturulması lazım...”
Herkesin kazandığı bir Türkiye, bir dünya olur mu?
Olmalı...
Aksi halde yaşadığımız sorunlar da büyüyor.

Haberin Devamı


Fransa’da hayat durdu
nedeni emeklilik yaşı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Meclis’te kabul edilen emeklilik reformu nedeniyle yoğun eleştiriler altında. Ülkede hayat durma noktasına gelmiş durumda. Grevler aylardır devam ediyor. Macron da; hükümetini değiştirmeden veya seçmenlere gitmeden bu krizi aşmaya çalışıyor. Fransa’da emeklilik yaşı 62’den 64’e çıkarıldı. Macron’un bir konuşma yapması bekleniyor ama ülkenin güneyindeki akaryakıt istasyonlarının kapanması nedeniyle ulaşım da durma noktasına geldi. Fransa’nın en önemli limanlarından Marsilya da kapandı. Ülke genelinde bazı otoyolların da kapalı olduğu belirtiliyor.
Geçen gün de yazdım. 64, 65 yaşları emeklilik için biraz geç olabilir. Ama inanın Türkiye’deki gibi 40’lı yaşlar da çok erken...
Hele Türkiye gibi gelişen, değişime açık, dinamik bir ülke için çok erken...

 

Haberin Devamı

Bir iklim krizinin
tam ortasındayız

Birkaç gün dışında kış yaşamadık diyebiliriz. Bu durum birçok kişinin hoşuna gidiyor olabilir. Ukrayna Rusya krizinin ortasında doğalgaz krizinin atlatıldığını düşünenler de vardır. Isınma maliyetlerini dikkate alanlar da...
Ama inanın yaz yazlığını, kış kışlığını yapmalı. Baharlar da hepimizin hayatına renkler katmalı. Bu durumun sıkıntılı olduğunu yaşayarak öğreneceğiz. Sele dönen yağmurlar, mevsim normallerinin çok üstündeki sıcaklıklar, kuruyan nehirler, ırmaklar artık daha çok karşımıza çıkacak.
Ve inanın o zaman bu gerçekleri daha iyi anlayacağız.
Bir iklim krizinin tam ortasındayız.

Yazarın Tüm Yazıları