Çıldırma, dalganı geç!

Eski bir futbolcu olan oyuncu Serenay Aktaş, Galatasaray’ın Kwadwo Asamoah’la ilgilendiği haberleri üzerine “Yok artık. Önüne de beni alın bari” tweet’ini attı...

Haberin Devamı

“Önüne de beni alın” lafını hemen bel altına çekenler olması üzerine de çileden çıktı.
“Bu ülkede futbolu sizin gibi ahlak yoksunu, karşısındakinin cinsiyetini önemsemeyen, bir o kadar arsız insanlar konuşuyormuş.
Kadına değer vermiyor olabilirsiniz ama pis kokuyorsunuz, kalbiniz leş” diye isyan etti...
Boşuna dil dökme sevgili Serenay...
Bunlara laf anlatmaya bile değmez...
Bu tür durumlarda yapılacak en iyi şey Didem Soydan’ın taktiğini izlemek.
Geçen ay paylaştığı fotoğrafında bacaklarının arasından görünen etek ucunu millet diline dolayınca ne yapmıştı Didem?
Goygoyun dibine vurmuş... Laf çakmaya çalışanlarla fena kafa bulmuş...
“Beni askere alırlar mı?” diyerek mizahın en iyisini yapmıştı.
Bu trollere karşı en doğru taktik çıldırmak değil, dalga geçmek..

İleriye dönük bir özür...

Okan Kurt’un DJ olmasını günlerdir eleştiriyorum, “Oldu olacak Demet kocasına albüm de çıkarsın” diyorum ya...
Günaydın’da Ayşe Özyılmazel, Demet Akalın’a sormuş konuyu...
“Arz talep meselesi, talep varsa size ne” demiş Demet...
“Eleştirenler gelip dinlesin bir zahmet. Adam süper çalıyor” demiş.
Sonra da eklemiş: “Albüm yapma fikri de güzelmiş...
O konuyu da düşünelim o zaman...”
Yarın öbür gün gerçek olur da Okan Kurt albüm çıkarırsa, müzikseverlerden şimdiden özür diliyorum...
Vereceği kalıcı rahatsızlığa sebep olduğum için...

Haberin Devamı

Çıldırma, dalganı geç

Alaçatı isyanda...

Dün yazdığım “Alaçatı’nın hali ne Başkan” yazısından sonra, esnaftan, otelcilerden, tatilcilerden çok sayıda mesaj ve mail aldım...
Herkes isyanda...
Herkes yazdıklarımın az bile olduğunu söylüyor.
Herkes yerel yönetimi eleştiriyor...
Tek ses çıkmayan kim? 13 yıldır yönetimde olan Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç...
Alaçatı’da olup biteni görmediği gibi yazılanları da görmüyor...

Tüh! Yine purolu adamlar kazandı!

Adriana Lima’nın Metin Hara’yla beraberken koyduğu Instagram fotoğrafının altına, eski sevgili Miltiadis Kastanis’in “Özledim seni. Yine coşmuşsun ama eve dön artık” diye yorum yaptığını yazmıştım.
“Purolu, yatlı, fabrika sahibi adamlar hâlâ devrede” diyerek...
Adriana o eski sevgiliyle fotoğraf paylaşmış, gazeteler de bu yorumla beraber haber yapmışlar konuyu...
Adriana’yla aşkını “Artık sadece parayla olmuyor bu işler. Bu sefer purolu, yatlı, fabrikalı adamlar kazanmadı” diye anlatmıştı ya...
Korkarım yine “kötüler” kazandı Metin!
Kahrolsun purolu adamlar!

Haberin Devamı

Çıldırma, dalganı geç

Moto taksi

Yıllar önce ilk Ferhat Göçer’den dinlemiştim bunu; doktorluk yaptığı dönemde nöbete yetişmek için moto kurye çağırıp arkasına atlarmış...
Köprü trafiğini kolayca geçip, trafiğe takılmadan nöbete yetişirmiş.
Ferhat o dönem İstanbul trafiğine kendince bulduğu bu çözümü ticari bir yatırıma dönüştürmüş olsa, şimdi müzikten kazandığından fazlasını kazanırdı herhalde.
Adamlar yaptı işte; İstanbul’da da hizmet veren Scotty diye bir uygulama var.
Tıpkı Uber gibi çalışıyor.
Tek fark otomobil yerine motosiklet çağırıyorsunuz.
Kilometre başına 1 lira alıyorlar, atlayıp gidiyorsunuz...
İşin tek riskli yanı; motosiklet sürücünün ne kadar iyi olduğu...
Malum İstanbul’da hiçbir otomobil sürücüsü motosikletlere dikkat etmiyor.
Son olarak Aziz Yıldırım örneğinde gördük işte...

 

Haberin Devamı

Köpekler istedi diye atlar ölmez!

Lucescu’nun zamanında Galatasaray’a da Beşiktaş’a da oynattığı futbolu sevmedim...
Futbol anlayışını hiçbir zaman beğenmedim.
Beğendiğim tek şeyi, “Köpekler istedi diye atlar ölmez” gibi kullandığı atasözleriydi.
Şimdi Milli Takım’ın başına getirilmesini de hiç doğru bulmuyorum.
Pekala bir Türk antrenörün üstesinden gelebileceği bir işti bu...
Ama Lucescu’nun ilk iş olarak Arda’ya gitmesini, Arda’nın Milli Takım’a dönmeyi kabul etmesini sevdim.
Arda Milli Takım’sız, Milli Takım Arda’sız olmaz demiştim...
Neyse ki ayrılık kısa sürdü, olay tatlıya bağlandı.
Tabii bu durumun Lucescu’nun hanesine yazılacak bir artı olmadığını da söyleyeyim.
Sokaktan adam çevirip Milli Takım’ın başına getirseler, yapacağı ilk iş bu olurdu.

Yazarın Tüm Yazıları