Helal olsun Muslera

Bu 10 yılda Galatasaray formasıyla neredeyse her sezon çok iyi maçlar çıkardı...
Hep formunu korudu, her sezon ligin en iyi kalecisi oldu.
Yaptığı kurtarışlarla Galatasaray taraftarına hep güven verdi...
Centilmenliğiyle, mütevazılığıyla diğer takım taraftarının da sevgisini kazandı.
Ben hiçbir maçta rakip takım taraftarının Muslera’ya küfür ettiğini duymadım.
Ettilerse de, “Vay arkadaş o top o köşeden nasıl çıkarılır, nasıl bir kalecisin sen” manasında etmişlerdir.
Galatasaray formasıyla 5 kez şampiyonluk yaş adı...
4 Türkiye Kupası kaldırdı, 5 Türkiye Süper Kupası kucakladı...
10 yılda 14 kupa kazandı ve bunların hepsinde emeği büyüktü.
Bir diğer Galatasaray efsanesi Taffarel’in katkısı büyüktür Muslera’da...
Çoktan adını Galatasaray’ın unutulmazları arasına yazdırdı.
İdlib’deki 34 şehidimizin ardından kaleciliği kadar insanlığını da göstererek Türk futbol tarihine adını şimdiden kazıdı...
Galatasaray’dan bu ay alacağı maaşının tamamını şehit ailelerine bağışlayacağını açıkladı Muslera...
10 yıldır bu ülkenin ekmeğini yemek bir yana, önemli olan bu ülkenin duygusunu yaşamaktır...
Mutluluğuyla mutlu olmak, üzüntüsüyle üzülmektir insanlık...
Paranın miktarı bile önemli değil, bunu düşünmektir insanlık...
Kimler geldi kimler geldi şu ülkeden yabancı futbolcu olarak.
Muslera sadece kaleci olarak değil, insanlığıyla da en iyisi oldu...
Bir büyük teşekkür Galatasaray’a yaşattığın zaferler için...
Bir büyük alkış insanlığın için...
Helal olsun sana...
Virüsün şakası yok
Neredeyse şehir olarak karantinaya alınmak üzere olan Venedik’ten dönen Onur Baştürk’e şaka yollu, “14 gün görüşmeyelim” deyince Onur, “Koronavirüsle yaşamaya alışmamız gerekiyor. Birbirimizle görüşmemek, seyahatleri kesmek ya da korkunun esiri olmak ne kadar doğru? Yaşamımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz” dedi...
Vallahi ben edemiyorum Onur.
Bırak yurtdışına çıkmayı, yurtiçinde bile havalimanına gitmiyorum, uçağa binmiyorum.
Virüs fobisi olduğundan değil, zorunlu bir işim olmadığı için...
İşte bak, THY İtalya uçuşlarını da durdurdu...
Eczacıbaşı, Fenerbahçe kadın voleybol takımı hafta sonu oynayacağı maçlar için İtalya’ya gitmedi.
Bütün büyük organizasyonlar iptal ediliyor dünyada.
Bu işin şakası yok yani...
Aşı bulunana kadar herkes minimum risk almak zorunda.
Ersun Yanal olayı


Takımdan ayrılmış bir teknik direktörün, sezonun elde kalmış en önemli maçına takımın başında çıkması bence de çok garip...
Galatasaray maçına çıkarken de, Antalya maçına çıkarken de topal ördekti Ersun Yanal ve beklenen istifa geldi...
Şimdi ayakları olmayan ördek olarak Ziraat Türkiye Kupası’nda bu akşam Trabzonspor karşısına Fenerbahçe’nin başında çıkacak Ersun Yanal...
Görevi bırakmış bir hocadan, ne futbolcular talimat alır, ne seyirci saygı gösterir...
Ali Koç, yardımcı antrenörler ya da Emre Belözoğlu yönetiminde çıkabilirdi maça...
Hadi Ali Koç bunu yapmadı ben olsam Ersun Hoca’nın yerinde “Trabzon maçında ben olmayayım”
derdim...
Adil Gür olayı
Adil Gür, Suriye’yi değerlendirirken “Ayıdan post, Rus’tan dost olmaz. Ruslardan başka türlü dost olur sadece” dedi...
TV’lere çıkıp savaş ortamını, Ortadoğu ve Suriye’yi yorumlayanın aklından geçene bakın siz... Bütün Rus kadınlarını öyle gören zihniyetten ne farkın kaldı Adil Gür...
Bunu söyleyen birinin hangi analizine, hangi yorumuna güvenelim şimdi biz...
Vallahi bu sözlerinden sonra Ruslarla nasıl bir dostluk tecrübesi olduğunu merak ettim Adil Gür’ün...
Ama Allah’ı var, nazik adammış bütün kadınlardan özür dileyerek söyledi bu sözü... Sıvamadı yani...