Nusret meselesi üzerine

Son günlerde dünyanın konuştuğu isim Nusret Gökçe, Dünya Kupası finalinde sahada çektirdiği fotoğraflar ve videolarıyla dünyanın gündemine oturdu. Özellikle Arjantin’in kaptanı ve dünya futbolunun gözdesi Messi ile olan görüntüleri sosyal medya gündemini altüst etti. Ana haber bültenleri, dünyaca ünlü spor yazarları hâlâ bu görüntüleri konuşuyor ve Nusret Gökçe bugüne kadar almadığı ağır eleştirilerin hedefi oluyor. Bu yazımda kendisiyle iki kere röportaj yapan bir gazeteci olarak iki ayrı Nusret’ten bahsetmek istiyorum.

Haberin Devamı

Nusret meselesi üzerine

Nusret markası

Nusret Gökçe’nin yolu uzun zaman önce Mithat Erdem’le kesişir.
Mithat Erdem, tekstil işi yapan başarılı bir işadamıdır.
Mithat Erdem’in vizyonu Nusret Gökçe’nin çalışma hırsıyla bir araya gelir ve bugünkü başarının kapıları açılır.
Etiler’de açtıkları ilk restoranda yakaladıkları büyük başarı Türkiye’deki önemli iş insanları ve yatırımcıların ilgisini çekmeye başlar.
İşte o dönemde yiyecek içecek sektörüne yatırım yapmak isteyen Ferit Şahenk ve Doğuş Grubu, ona global marka olmanın yolunu açar. Nusret markası dünya çapında bir restoran zinciri haline gelir. Sahada işin başını çeken, günde 16-18 çalışan, hiç izin kullanmayan Nusret Gökçe, bıçaktan tabağa peçeteden masa örtüsüne kadar her detayda yer alır.
Marka Nusret Gökçe ile bütünleşir. Restorancılıkta bir sihirbaz olan Nusret Gökçe, işler büyüdükçe tüm hayatını markaya adar, binlerce kişiye ekmek kapısı olur...
Yalnız burada unutulan konu marka Nusret ve kişi Nusret Gökçe.
Markanın sosyal medya hesabı da Nusret Gökçe’nin elindedir.
Dünyada pek çok ünlü şef var.
Alain Ducasse, Pierre Gagnaire, Thomas Keller, Wolfgang Puck, Gordon Ramsay, Eric Ripert, Anne Sophie Pic, Martin Berasategui... Gastronomiyle yakından ilgilenen gurmeler bu şefleri iyi bilir ve takip ederler. Yarattıkları özel menüler, tarifler ve reçetelerle, çalıştıkları restoranları en elit restoranlar arasına sokmuşlardır.
Bu şefler sosyal medyada ön planda olmaktan ziyade yaptıkları işlerle çok saygın konumdadırlar.

Haberin Devamı

Markasının önüne geçen Nusret Gökçe

Nusret Gökçe’nin sosyal medya gücü, kendisini ifade ediş tarzı farkında olmadan markayı farklı yerlere çekmeye başladı. Dünyaca ünlü ünlülerle yapılan paylaşımlar, herkesin taklit ettiği tuz dökme hareketi, kappiçinosu, avakadosu ile Nusret Gökçe, sosyal medya fenomeni oldu. Kendi doğal hali yerine hayranlık duyduğu ünlü oyuncular Al Pacino ve Marlon Brando’nun oynadıkları karakterler, Nusret Gökçe’nin kendini ifade etme tarzı oldu.
Yeri geliyor “Yaralı Yüz” filmindeki Tony Montana oluyor yeri geliyor “Baba” filmindeki Don Corleone...

Haberin Devamı

Gianni Infantino

Mesleğim gereği çok finalde bulundum.
NBA’de Lakers maçlarında, Hollywood starlarıyla Lakers oyuncuları arasındaki ince çizgiyi yıllarca deneyimledim. Basketbolun efsanesi Kobe Bryant’ın son sezonunda ünlülerin soyunma odası kapısında Kobe’den bir imza alabilmek için beklerken oluşturdukları kuyrukları gördüm.
Herkes yerini ve çizgisini biliyordu. Nusret Gökçe bunu yapabildi mi?
Eğer FIFA Başkanı Infantino, VIP kartı verirken işin ciddiyetini Nusret’e söyleseydi ne böyle bir skandal olacak ne de biz bunları konuşacaktık. Olan hem Nusret’e hem Nusret markasına hem de FIFA başkanına oldu.
İçinde yaşadığımız sanal dünyada sosyal medya insanı rezil de eder vezir de...

Haberin Devamı

Nusret Gökçe şef mi...

Nusret Gökçe kimine göre çok iyi bir et ustası, kimine göre iyi bir kasap, kimine göre sadece sosyal medyada tuz dökme hareketiyle ünlenmiş bir restoran işletmecisi.
Bana göre Nusret Gökçe çok iyi bir et şefi... Başka et restoranlarında görmediğiniz, kendine ait özel tariflere ve tekniklere sahip...
Et üzerine dünyada uzmanlaşmış çok iyi bir şef. Unutmayın dünyaca ünlü Nobu restoranlarının şefi Nobu Matsuhisa da çok iyi bir suşi şefidir.
Kimse ondan Fransız soğan çorbası ya da tomahawk steak yapmasını beklemez.

Gerçek Nusret

Şimdi gelelim gerçek Nusret Gökçe’ye. Eğer ülkemizde Nusret Gökçe gibi çalışma azmi olan daha fazla insana sahip olsak, inanın dünyada her alanda başarılı bir ülke oluruz.
Nusret Gökçe, 8 yaşından beri çalışan, hayatını kazanmak için savaşan, yorulmayan ve durmayan bir makine.
Özel hayatı, gidecek evi ya da adresi olmayan, dertleşeceği dostu çok az olan bir makine... Restoran açılınca işe ilk gelen, en son çıkan... A’dan Z’ye operasyonu yürüten, her konuda detaya dikkat eden bir robot insan...
Hal böyle olunca Gökçe’nin tek dostu sosyal medya hesapları oluyor.
Çağımızın hastalığı sosyal medya bağımlılığı Nusret Gökçe’yi daha da içine çekerek, hayattan koparıyor, robotumsu duygusuz bir hale çeviriyor.
Restoranlarında gördüğü ünlülerle çekilen fotoğraflar, videolar belki de onu, taşıdığı ağır sorumluluklardan alıp rahatlatıyor. Nusret Gökçe, bu hayattan kopabilir mi, bence kopamaz. Ona da saygı duymak lazım. Hiçbir sosyal medya şirketinin desteğini almadan kendi çabalarıyla sanal bir Nusret dünyası yarattı. Ama en son Dünya Kupası finalinde yaşananlar kendisine sanal dünyanın acımasız yüzünü gösterdi.
Hazır mıydı bu duruma, etrafında onu uyaranları dinliyor muydu ya da “her şeyi ben kontrol edebilirim, bana bir şey olmaz mı” diyordu? Peki, bu acımasız yorumları ve eleştirileri hak etti mi, tartışmaya açık bir konu.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları