Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

Şöhreti geldiği hızla gidiverdi

Birsen Armağan ismini bugün çok çok az kişi hatırlar.

Haberin Devamı

Çok kısa bir süre de olsa müzik dünyasına sesiyle damga vuran genç kadının hikâyesi oldukça hazindir.

Çocukluğu çok zor geçmişti. Henüz 16 yaşındayken küçük yerlerde sahneye çıkmaya başladı.

Beğenildikçe önce İzmir’deki Harem Pavyonu’nda ardından İstanbul sahnelerinde boy gösterdi.

Ama onun hayatını bir rastlantı değiştirdi.

Şöhreti geldiği hızla gidiverdi

MİLLİ GİTARİST YURDAER DOĞULU

1964 yılında düzenlenen Balkan Müzik Festivali birçok ünlü ismin yanı sıra Yurdaer Doğulu isimli genç bir müzisyeni öne çıkarmıştı. Doğulu, “Milli gitarist” unvanını bu yarışma sayesinde elde etti.

Artık kendi adını taşıyan orkestranın şefiydi.

Bu genç gitarist unutulmaz şarkıları seslendirdi, meşhur etti. Bunlardan biri defalarca yorumlanan ve hâlâ plajlarda, gece kulüplerinde, radyolarda çalınan Kerem Güney bestesidir:

Haberin Devamı

“Elveda Meyhaneci.”

Yurdaer Doğulu, bugün herkesin tanıdığı Kenan ve Ozan Doğulu kardeşlerin de babası.

Oğlu Kenan Doğulu da yıllar sonra bu şarkıyı albümüne aldı.

Şöhreti geldiği hızla gidiverdi

‘SÖZÜMÜ DİNLE ZİRVEYE TIRMAN’

1965’in bir gecesinde, Yurdaer Doğulu eğlenmek için gittiği bir gazinoda Birsen Armağan’a rastladı.

Dinledikçe hayran oldu. Genç kadının “geleceğin büyük sesi” olacağını anlamıştı. Şöyle diyordu: “Teyp gibi kulağı vardı. Bir kere söyleyin yeterdi. Sanat için yaratılmış bir kişiydi. O zaman Türk Sanat Müziği ile Hafif Türk Müziği’ni birlikte yürüten başka kimse yoktu. Zeki bir sanatçıydı.”

Hemen o gece orada teklifini yaptı:

“Benim sözümü dinlersen zirveye süratle tırmanırsın. Ne dersin?”

İşte genç kadını zirveye taşıyacak birliktelik o gece başladı.

ZEKİ MÜREN’İN ALTINDA SÖYLEDİ

Gerçekten de süratle zirveye tırmandı.

Dönemin en ünlü gazinosu Maksim’in sahnesine çıktı. Hem de Zeki Müren’in altında, assolist altı olarak. İspanya, İngiltere, İtaya ve Fransa’da konserler verdi. Bir yandan da Yurdaer Doğulu ile sevgili olmuşlar, hatta evlilik planları yapmaya başlamışlardı bile.

Haberin Devamı

Ancak 1965’ten 1968’e kadar üç yıl zirvede geçen bu şaşaalı yaşam, alkol bağımlılığı nedeniyle kötüye gitmeye başladı.

Sadece müzik yaşamını değil, aşk hayatını da vurdu bu bağımlılık.

Şöhreti geldiği hızla gidiverdi

YA BİRSEN’İ KOV YA DA SEN DE GİT

Doğulu, üç yıllık aşk ilişkisini noktaladığı günleri üzüntüyle anlatıyordu: “İçkisini ve sigarasını bıraktıramadım. Evlendiğimiz zaman da yıllarca önce alıştığı bu huyundan vazgeçmeyeceği için, kuracağımız yuvanın anlamı olmayacağını düşünerek bunu gerçekleştiremedim. Arkadaşlarım Birsen’in beni sevdiğini söylerler. Aslında içkiyi benden çok seviyordu.”

Aynı günlerde Maksim’in sahibi Fahrettin Aslan, Doğulu’yu yanına çağırdı: “Yurdaer ya bu alkol kullanan şantözü orkestrandan çıkarırsın ya da programa bir daha çıkma.”

Haberin Devamı

Bu ayrılıktan sonra Birsen Armağan’ın başarılı müzik yaşamı 4 yıl kadar daha sürdü. Hatta “Yılın Şantözü” ödülleri kazandı.

Ama alkol bağımlılığı her geçen gün onu daha da aşağıya çekti.

CENAZESİ 3 GÜN MORGDA BEKLEDİ

Hangi orkestraya girse aynı sorunlar nedeniyle kısa sürede kovuluyordu. Kilis’te, ardından İskenderun Soğuloluk Yaylası’nda pavyonlarda çalışmaya başladı.

Patronu Emin Yürümüş içki içmesini yasaklamıştı. Şoförlere aldırıyor, gizli gizli odasında içiyordu.

Şöhreti geldiği hızla gidiverdi
22 OCAK 1979

İşte böyle bir gecenin sonunda, 21 Ocak 1979’da “alkol zehirlenmesi” nedeniyle otel odasında hayatını kaybetti. Cenazesi üç gün İskenderun Devlet Hastanesi’nin morgunda bekledi.

Haberin Devamı

Güzelliğiyle, sesiyle ve müzik yorumuyla zirveye çıktığı kısa yolculuğunda yanında bulunan hiç kimse cenazesine sahip çıkmadı.

İskenderun’daki arkadaşları aralarında para toplayarak Birsen Armağan’ı defnetti.

Henüz 30 yaşındaydı.

Şöhreti geldiği hızla gidiverdi
22 OCAK 1979

Yazarın Tüm Yazıları