Yasemin’in sürprizi

Kocaman mukavva bir kutu...

Salonun orta yerinde tren gibi duruyor.

Zaten evim hap kadar...

İnanılmaz yer işgal ediyor.

Nedir benim günahım?

Her seferinde üzerinden atlamam gerekiyor.

Bu uğursuz kutunun varlığı, bir tek kedimi mutlu ediyor.

Beyefendi tepesine tünüyor.

Kedi değil, köpek mübarek...

Bir de köşelerini kemiriyor!

En fenası kartona tırnaklarını geçirip, korkunç sesler çıkarıyor.

Sonra da ‘Kızacak mı anne acaba?’ diye suratıma bakıyor.

Ben biliyorum kasten yapıyor, çünkü derdi başka, derdi içimdeki bebekle. 40 kez söyledim, ‘Sen benim prensimsin! Kıskanmana gerek yok’ diye. Ama dinletebilene aşkolsun! Israrla, sinir katsayımı zorluyor.

Çok yakında kıyamet kopacak bu evde...

İyi de, ne var bu Allah’ın belası kutunun içinde!!!

***

Leman ‘Ben nereden bileyim!’ diyor, ‘Sen Dubai’deyken geldi. Bir arkadaşın yollamış. Yani getiren öyle dedi. Kıyafet miymiş neymiş...’

Mutfaktan kaptığım bir bıçağı, kutunun bağırsaklarına sokuyorum. Kedimin meraklı gözleri eşliğinde, içindekileri çekip alıyorum.

Evet, kıyafet...

Tonlarca kıyafet var bu kutunun içinde...

İçimi çekerek bakıyorum.

Nasıl olsa benimle alakası olamaz.

3 ay sonra doğuracak bir kadına kimse böyle şeyler yollamaz!

Nasıl da güzel renkler. Kadınsı şeyler. Aralarında düşük belli komik jean etekler de var. Allah sahibine bağışlasın. Pek modern giysiler...

Bak sen, iç çamaşırları da var!

Bende de iç çamaşırı manyaklığı var!

Dayanamıyorum, yakından görebilmek için poşetleri yırtıyorum. Ay takımmış bunlar! Üstü atlet, altı g-string. Özel bir kumaştan üretilmiş. Ama nasıl desem, normaldan farklı gibi, biraz daha büyük beden sanki. Karın bölgesi epey yüksek, benim bildiğim iç çamaşırlarına hiç benzemiyor. Ama inanılmaz şeker görünüyor.

Yoksa, yoksa...

Bu elimde tuttuğum, o düşündüğüm şey mi?

Birden bütün Arnavutköy’ün duyacağı kadar kuvvetli bir çığlık atıyorum.

Eveeeeeeeet!

Bu parmaklarımın arasındaki şey, bir hamile g-string’i!

Bu kıyafetlerin hepsi hamile kıyafetleri...

***

Uğursuz kutu lafını ben mi etmiştim?

Acilen geri alıyorum.

Aklımı kaçıracak hale geliyorum...

Salonun ortasında soyunmaya başlıyorum.

Giysileri poşetlerinden çıkarıp birer birer üzerime geçiriyorum ve koşup aynaya bakıyorum.

Kimin yolladığı o an umrumda bile değil.

Zaten giysilerin altındaki mektubu heyecandan göremiyorum.

Aman Allah’ım bu giysiler...

Nasıl da güzel, nasıl da seksiler!

Söyler misiniz, bir hamile kadını bundan daha fazla ne mutlu eder?

Siz bilir misiniz onlar ‘Peki bugün ne giyeceğim?’ diye nasıl büyük acılar çeker!

Aksi gibi hamileler için üretilen şeyler son derece antipatiktir.

Hele bu ülkede dişilikten nasibini almış hamile giysileri satan yerler neredeyse yok gibidir.

***

Ne zaman ki giyip çıkarmaktan yorgun düşüyorum, kutunun dibindeki mektubu buluyorum:

‘Ayşecim. 35 yaşındayım, 2 çocuğum var. Oğluma hamileyken epey zorluk çektim. Hatta son aylarda karaya vurmuş balina gibiydim! Fakat kızıma hamileyken keyfime diyecek yoktu. Biz bir tekstil acentası firmasıyız. Kızıma hamile kalmadan önce bir Hollanda firmasıyla çalışmaya başladık: Noppies. Modeller süperdi! Allah’ım ne büyük zevti giyinmek. Ürünlerimiz Amerika ve Avrupa’da belli başlı hamile dükkanlarında satılıyor. Aslında bu marka Hollanda’da müthiş tanınıyor. Hatta Hollanda Prensesi Maxima, ‘Modellerinizi internette gördüm, çok beğendim, lütfen ürünlerinizi bulabileceğim butikleri bana bildirir misiniz’ diye mail atıyor. Sana kış koleksiyonumuzdan bazı parçalar yolluyorum. Sadece içimden geldiği için. Eğer beğenirsen tadını çıkar, beğenmezsen kaldır at. Yasemin Budak.’

Bir de not var dibinde: ‘Ola ki bu meseleden yazı yazmayı düşünürsen, ben yapma derim. Okuyanlar bu kıyafetleri Türkiye’de bulamayacak. Biz üretiyoruz, yurt dışına gönderiyoruz. Yani burada dükkanımız yok. Kimseyi heveslendirmenin manası da yok!’

***

Siz olsaydınız ne yapardınız?

Ben ne yaptığımı söyleyeyim de...

1) Önce çok duygulandım ağladım! 2) Sonra bana şu şahane sürprizi yapan Yasemin’i aradım. Tabii telefonda konuşmak beni kesmedi, atlayıp evine gittim. 3) Bazı giysileri iade ettim. Ama bazılarını ölsem geri vermeyeceğimi söyledim! Ne var ki, beleş kabul edemeyeceğimi de ekledim. Rüşvete girer dedim.

En önemlisi ben çok şeker bir arkadaş edindim!

HAMİŞ: Noppies’in ürünlerini görebilmek için www.abt-textile.com adresine girebilirsiniz. Aslında Türk hamileleri olarak baskı da yapabilirsiniz. Evet ya, neden olmasın? Türk hamileleri olarak bizim suçumuz ne? Hem belli mi olur, belki burada da bir dükkan açarlar...
Yazarın Tüm Yazıları