Yarışmalara katılması için onu teşvik edin

Bu haftaki yazıma gerçekten çok önemli çalışmalarda bulunduklarına inandığım, Açev’in "7 Çok Geç" kampanyasının ikinci dönem haberiyle başlamak isterim.

www.7cokgec.org sitesinde, çocukların neden 7 yaşından önce eğitime başlaması gerektiğine dair pek çok bilgi bulabilirsiniz. Ama şunu bilin ki, 0-6 yaş dönemi; çocukların en hızlı geliştiği, büyüdüğü ve çevresinden çok etkilendiği bir dönem. Okul öncesindeki bu yaşlarda; çocukların yaşadığı deneyimler, tecrübeler, etkileşim içinde bulunduğu kişiler ve ortamlar, onun gelişimi ve büyümesi için belirleyici oluyor ve bu dönemdeki eğitim eksikliğinin telafisi oldukça güç.

Bahar ayları pek çok açıdan hareketlenmenin olduğu bir zaman. Çocuklar da bahar çiçekleri gibi açılıyorlar. Ben bu sayfa başladığından beri çocukların katıldığı pek çok yarışmada jüri üyesi oldum. Bundan inanılmaz bir keyif alıyorum ve çok şey öğreniyorum. Annelerin ya da babaların katıldığı yarışmalar beni hiç ilgilendirmiyor ama çocukların yaptığı işler söz konusu olduğunda göremediklerime üzüldüğümü söyleyebilirim.

Hatta geçen sene hamur yarışmasının ödül törenine götürdüğüm Sinan, verilen hediyeleri görünce bu sene yarışmaya katılmak istedi, ama onun için üzgün olduğumu; çünkü benim jüri olduğumu ve katılamayacağını söyledim.

Ama şimdi siz annelere tam tersini söylemek için bu yazıyı yazıyorum. Tabii ki ben de Sinan’ın önünü kesmeyeceğim ama eğer kendileri öğrenemiyorlarsa; lütfen siz çocuklarınızı bu yarışmalardan haberdar edin. İlgi alanları dahilinde bu yarışmalara katılmaları için destekleyin. Onlara yol gösterin, fikir verin, destek olun ama işlerine müdahale etmeyin. (Çünkü jüri olarak bunu anlıyoruz ve o zaman o çocuğun emeğine yazık oluyor.)

Bu yazıyı yazdım, çünkü bütün hafta sonumu, sabahtan 16.00’ya kadar First Lego Ligi’nin nanoteknoloji konusundaki yarışması için uğraşarak geçirdim. Nanoteknoloji kelimesini ilk defa 1990’larda duymuştum. Ama artık hayatımıza epeyce girdi. Ben neolduğunu algılamakta epey zorlandım ama çocuklar konuya inanılmaz hakimdi. Kendimi nasıl hissettim tanımlamak istemiyorum.

Ya anlamadığım ne biliyor musunuz? Mesela önümüzdeki senenin konusu alternatif enerji kaynakları... Ben 36.5 yaşında okuyan, tartışan, takip eden biri olarak bir şey bulamıyorum. Bir avuç velet, bulmakla kalmıyor, bunun robotunu bile yapıyor.

Sonra düşünüyorum: Ben ilk münazaramı lise birinci sınıfta yapmıştım. O zamana kadar ezbere, sıradan bir sistemle okumuştum. Oysa şimdi projeler ana sınıflarından başlıyor. Şu durumda yazımızın başına da bağlayabiliriz esasen konuyu. Bütün bu tip çalışmaların temeli ne kadar erken atılırsa, o kadar çok adım atıyor çocuklar..

Neyse, sizden istediğim lütfen dergilerde, gazete ya da ekranda duyduğunuz yarışmaları es geçmemeniz. Çocuğunuzun neye ilgisi varsa, onu teşvik etmeniz. Evet, çok çocuk katılıyor ve çok azı kazanıyor ama sizinki ya onlardan biri olursa? Ayrıca çocuklarınıza bunun yarışma olduğunu da söylemek zorunda değilsiniz. (Küçüklere tabii. Daha büyük çocuklara sökmez bu numara!)

Evet, bu arada size bir şey söylemek istiyorum. Erkek çocuklarının buz pateni yapmasına gerek görmediğimi şiddetle savunduğum yazının çıktığı gün oğlum buz pateni yapmak istediğini söyledi. Tüylerim diken diken oldu. Neyse ki, onu rollerblade’e çevirdim. Daha bir girişimimiz olmadı tabii. Amaç arada kaynatmak!!! Yine de iddiam şudur: Annelik dönekliktir. Her an her şeyi yapabilirim.

Sevgiler, saygılar..

Dövüş değil disiplin

Alternatif sporlar çocukların farklı açıdan gelişmesini sağlıyor. Hatta dövüş zannedilip çocuklara şiddet öğrettiği varsayılanaikido, aksine pek çok çocuğun özgüvenini geliştiren, onları disipline eden bir spor. Ve son zamanlarda da çok tercih ediliyor.

Aikido, Türkiye’de son yıllarda kıymeti bilinmeye başlanan bir spor. Her ne kadar bazı aileler bu sporu dövüş olarak görüp, çocukları için zararlı olacağına inansalar da, aslında durum böyle değil. Aikidonun büyüklere olduğu kadar, çocuklara da yararı var. Artık anaokullarında bile önemli aktiviteler arasında yer alıyor. Son derece eğlenceli geçen derslerde, minikler öğretmenlerine tapıyor. Hiperaktif, down sendromlu ya da özgüven eksikliği yaşayan çocuklar için pedagojik anlayışla yapılan aikido özellikle tercih ediliyor.

EN UYGUN YAŞ 7

Aikidoya beş yaşında başlamak mümkün. Tercih edilen yaş ise 7. Kalabalık grup olması daha uygun. Çünkü oyunla öğretilen bu sporda, çocuklar ne kadar kalabalık olurlarsa, o kadar eğleniyorlar. Ne de olsa, çocuklara öğretilen teknik büyüklere öğretilenden farklı. Onlara teknikten ziyade spor alışkanlığı ve disiplinini öğretmek önemli.

Bedensel esnekliği arttıran aikido, iç disiplini geliştirme, ekip çalışmasına uyum sağlama, özgüven geliştirme ve sosyalleşmeye katkıda bulunuyor. Diğer benzeri çalışmalardan en belirgin farkı, şiddete ve müsabaka fikrine karşı olması, belli bir felsefe üzerine kurulu olması. Ritüellerle ilerleyen eğitimlerde karşılıklı saygı ve özdenetim temel kural. Uzmanlar, son birkaç yılda aikido eğitimi alan yetişkinlerin yanında, 4-12 yaş arası çocuk sayısında da inanılmaz bir artış olduğunu belirtiyor.

TERTİPLİ YAŞAMAYI ÖĞRETİYOR

Ailelerin, özellikle çekingen ve özgüven sorunu olan çocuklarını aikido yapması için teşvik ettiğini belirten 2. dan unvanına sahip aikido eğitmeni Atakan Utku, kentlerde apartman dairelerinde, sitelerde, balkonlarda yetişen çocukların, bir saksı çiçeği gibi büyütüldüklerine dikkati çekiyor. Bu yıl her yaştan 100’e yakın çocukla çalıştığını belirten Atakan Utku, "Aikidoya başlama yaşı Türkiye’de de gün geçtikçe düşmeye başladı. 4-6 yaş anaokulu gruplarıyla, 7-10 yaş ilk öğrenim gruplarıyla yaptığım çalışmalarda çocuklar hem eğleniyorlar, hem de sosyal ve bireysel niteliklerini geliştirme imkanı buluyorlar" diyor.

Utku, aikidonun karate benzeri disiplinlerden ayrılan en temel özelliğinin saldırı değil, savunma ve beden disiplinini geliştirmeye yönelik olduğunun altını çiziyor. Ayrıca küçük yaştan itibaren çocukların kendilerini disipline etmeyi ve planlı yaşamayı ve tertipli olmayı öğrenmesine yardımcı. Konsantrasyon, reflekslere hakim olabilmeyi öğrenmek de bu eğitimin bir parçası. Ani olay veya ataklarda paniklemeden sakin kalmayı öğrenmek ve sabır çok önemli.Sonuçta aikido yapan çocuk yaşıtları arasında kendini korumayı daöğreniyor. Öğretmenlerinin yanında yaptıkları çalışmada, çocuklar tehlikeli bir durumla karşılaşmıyor. Ama antrenman sırasında minder üstünde yapılan hareketleri evde tek başlarına denemeye kalkarlarsa tehlikeli olabiliyor. Dolayısıyla yanlarında dojo, yani öğretmenleri olmadığı sürece çocukların bu hareketleri yapması doğru değil.

Çocukları aikido öğrenen pek çok anne, onları seyrederken bu spora ilgiduymaya başlıyor. Sokakların gün geçtikçe daha tehlikeli bir hal alması, insanların kendini savunabilmesi için de çok cazip geliyor. Fiziksel güç gerektirmemesi ve savunmaya yönelik olması nedeniyle her yaştaki kadın tarafından rahatça yapılabilen aikido, formda kalmak için de ideal bir spor.

Annelere ücretsiz eğitim

Dalin, Beşiktaş Belediyesi işbirliğiyle, genç anneler ile anne adaylarına yönelik hamilelik ve bebek bakımı eğitim programı düzenliyor. Eğitimler, anne adaylarına verdiği eğitimler ve yazdığı yazılarla bu konuya büyük emek vermiş bebek bakım hemşiresi Ayşe Öner tarafından verilecek. Hamilelik sürecinde dikkat edilecek hususlar, hamilelikte yaşanan değişimler, nefes teknikleri, kolay doğum için gerekli egzersizler, bebeğin günlük bakımı, bebek banyosu, bebek masajı konuları işlenecek. Canlı bebek ile uygulamalı verilecek eğitimde amaç, anne adaylarının rahat ve sağlıklı bir hamilelik dönemi geçirmelerine katkıda bulunmak ve özellikle doğumla ilgili anneleri bilgilendirerek yersiz endişeleri gidermek, psikolojik destek sağlamak. Ücretsiz eğitim, 19 Mart Pazartesi günü Akatlar Kültür Merkezi’nde, 13.00-16.30 saatleri arasında verilecek. Bilgi için tel: (212) 351 93 88

NEREDE VAR

Nerelerde aikido öğrenebileceğinize dair en sağlam bilgiyi www.aikidoturkey.org’dan alabilirsiniz. Çünkü bu sitede Türkiye’nin her yerinde bulunan aikido salonları, dojoları ve sporun kendisi hakkında haberler bulunuyor.

Tibet Teksöz, 7 yaşında. İki senedir aikido yapıyor. Annesi Kıvılcım anlatıyor:
/images/100/0x0/55ea2049f018fbb8f86cd34f
Ukalalık yapmaz oldu, teşekkür etmeyi öğrendi

"Önceleri hobi olarak gördüğü bu sporu, daha doğrusu savaş sanatını artık günlük yaşamının bir parçası haline getirdi. Aikido diğer Uzakdoğu sporlarından çok farklı; örneğin burada yumruk ve tekme atma yok. Temelde savunmaya yönelik bazı teknikler var; güce karşı güçle tepki vermek yerine karşıdaki insanın enerjisini kendi enerjinizle birleştirerek daha büyük bir kuvvet elde ediyorsunuz. Zaman içinde giderek daha uyumlu olmayı, önce kendine dolaysıyla da başkalarına karşı saygı duymayı öğreniyorsunuz. Tibet’te de bunları görebiliyoruz, eskiden dövüşmeyi severdi, şimdi gücünü kullanabileceğini bildiği halde kavga etmemeyi tercih ediyor, daha sakin ve disiplinli oldu. Ukalalık yapmaz hale geldi, çünkü öğretmenleri, "En son dan’a ulaşsanız dahi her zaman öğreneceğiniz bir şeyler kalmıştır, yani her zaman öğrenci olacaksınız" diyorlar. Anlamsız rekabetlere girmekten vazgeçti, zira aikidoda müsabaka yok gösteriler var. Ayrıca teşekkür etmeyi bilmeyen çocuğumuz bunu da öğrendi;çünkü aikidoda çalışma bitiminde rakibinize teşekkür ediyorsunuz. Bence bir önemli nokta da, aikidoyu kız ve erkek öğrencilerin birarada uygulayabilmesi. Ben uygun yaşa geldiğinde küçük oğlumun da aikidoya başlamasını istiyorum; hatta belki ben bile başlayabilirim. Bize aikido’yu sevdiren ve öğretmeye devam eden Birnur Hanım, United Aikido Organization’ın kurucusu Mustafa Aygün’e teşekkürler.
Yazarın Tüm Yazıları