Yalçın Bayer: Yeter! Söz Milletin






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

ANAP ve CHP'nin hafta sonundaki İstanbul il kongrelerinde hesaplaşma var

İstanbul, uzun bir aradan sonra bu hafta sonu siyasete ısınıyor. İlk kez iki partinin kongresi aynı güne denk geldi. ANAP il kongresini, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde partinin 18. kuruluş yıldönümü kutlamalarıyla birlikte pazar gününe sığdırıyor. CHP il kongresi ise cumartesi ve pazar günleri Ataköy Ahmet Cömert Spor Salonu'nda yapılacak. Her iki partinin kongreleri öncesinde, genel merkezlere karşı tepkiler dikkati çekiyor.

Muhaliflere 'kilit'

ANAP'ta muhalif bir üyeye ‘‘Kongre öncesinde ANAP'ta ne var, ne yok’’ diyoruz. Anlatıyor:

- Çok şey var, hiçbir şey yok. Kongre'den çekinen genel merkez yanlıları, demokrasi adına ayıp şeyler yapıyorlar.

- Ne gibi?

- İl Başkanı İbrahim Taşkın'ın karşısına, Kağıthane eski ilçe başkanı, geçen dönem milletvekili adayı, emekli öğretmen Ahmet Keskin çıkınca panik başladı. Keskin'in yönetim ve delege listesinde yer alacak isimler şimdiden imha edilmek isteniyor. İle çağırılan 32 ilçe başkanından, muhalefet listesinde yer alacak muhtemel delegelerden istifa mektupları alınıyor. Yani aday olursa, hemen mektuplar çıkartılıp 'İstifa mektubu var' denilecek; muhalefet yok sayılacak. Genel Merkez, bir zamanlar karşı olduğu İbrahim Taşkın'ın başkanlığını böylece garantiye almış oluyor. Bu muhtemel korkuya karşı şimdiden tezgáhlanmış büyük bir oyun. Siyasette ender görülen bir hokus-pokusçuluk.

- Bunları kim yapıyor?

- İstanbul örgütünün bilinen büyük isimleri... Bunların şeytani uygulamalarına karşı 'Allah'tan korkun' diye tepki gösterenlere 'Bu işin Allah'ı benim' şeklinde efelenenler dikkat çekiyor. Siz İstanbul kongreleri için genel merkez adayının afişlerini billboard'larda gördünüz mü bugüne kadar? Kongre harcamaları için işadamlarından yardım toplanıyor. DSP'nin türkücülerine karşılık 'Lirik Tarih' gösterisi kongrenin rengi olacak; Mesut Yılmaz'dan başka kimse konuşmayacak. Bütün amaç 'kurşun asker' delegeleri hazır tutmak. Çünkü önümüzde Büyük Kongresi var. Ali Cengiz oyunlarıyla başkan seçmek istiyorlar; ama anketlerde barajın altındaki bir partide korkunun ecele ne faydası var? Genel Merkez'e gönderilen tepki fakslarına biraz kulak kabartılsın. Halk bu kongreye, antidemokratik seçimi izlemek için mi çağırılıyor? Ankara Kongresi'ndeki aynı oyunlar oynanıyor.

MUHALİFLER

- Muhalif kanadı kimlerden oluşuyor?

- Aslında bu örgüte herkes muhalif ama ses çıkaramıyor. Şimdilik ortada İbrahim Cevahir başta olmak üzere Sibel Çarmıklı, Eyüp Aşık, Enis Sülün, Oltan Sungurlu, Ülkü Güney, Mahmut Bozkurt, Y. Eryılmaz ve Lütfullah Kayalar var.

- İstifa ettirilip sonra görev verilmeyen 15'e yakın ilçe başkanının tutumları nedir?

- Eskiler çok tepkili... Ama şu gerçek ki, eskisi de yenisi de, anketlerde % 5'lere düşen partinin geleceğini düşünüyorlar.

Ali Topuz'a rakip

CHP kongresini, etkin bir isim 'hesaplaşma kongresi' olarak nitelendiriyor. ‘‘Bu kongre çok önemli. Yapılan yanlışlardan sonra oluşan tepkilere karşı Baykal gelip konuşur ve geri dönün çağrısı yaparsa hava yumuşar; yoksa kavga daha da şiddetlenir’’ diyor.

- CHP'den gidenleri Genel Merkez önemsemiyor.

- Böyle bir anlayış olamaz. 'İstifalar iyidir, gidenler beter olsun, önümüz açılıyor; gidenlerden çok gelen oluyor' demek yanlıştır. Gidenlerin de gelenlerin de sayısı abartılıyor. Aslında siyasette sayısal nitelik hiç önemli değildir. Bu arada Erdal İnönü, Murat Karayalçın, Aydın Güven Gürkan, Cezmi Kartay, Fikri Sağlar'ın istifalarının, hele Yüksel Çakmur'un ağlayarak gitmesinin bir anlamı yok mudur? Genel Merkez, nerede yanlış yapıldığını sorgulamıyor.

- Bir rahatsızlık var tabii..

- Hastalık var; doğru teşhis koymak lazım. İstifa eden genel başkanlar Genel Merkez'i uyardılar; üye alımını içeren 13. maddeyi uygulamayın, görevden almaları yaygınlaştırmayın, dediler. Bu ciddi uyarıya biraz kulak verilseydi, CHP'deki olumsuz dalgalanmalar yaşanmayacaktı. Baykal, haziran sonunda yapılacak Kurultay'da, muhtemelen yapabileceği 'gönül almalar'ı, yüreklerde yaratılan onarılmaz kırgınlıkları giderebilecek mi? Çok zor... Bir yerde istenmezseniz orada niye kalınsın.

- Ama bir kısmı da kalarak mücadele etmeyi yeğliyor.

- Bu da doğru... Kongre iki gün süreceğine göre, bu tartışmaları göreceğiz. 10 ilçeyi görevden alanlara tabii hesap sorulacaktır. Ama asıl mesele; CHP'deki kan kaybının önlenmesi ve istifaların durdurulmasıdır. CHP'de üyelik haklarına herkesin saygılı olması gerekiyor.

- İl Başkanlığı'na adaylar kim?

- Genel Merkez'in adayı şimdiki İl Başkanı Ali Topuz... Demokratik bir mücadele sonunda, Beşiktaş İlçe Başkanlığı seçimini ikinci kez kazanmış olan elektrik mühendisi Cemal Özdemir de muhalefetin adayı olarak çıkıyor.

- Prof. Nurettin Sözen'in adaylığı söz konusu mu?

- Yok... Sözen, partiler üstü hareket ediyor; CHP'deki istifaları da doğru bulmuyor. Sadece Ali Topuz'a muhalif olan 13 ilçe başkanının oluşturduğu 'parti içi demokrasiye sahip çıkma' adı verilebilecek platformda Berhan Şimşek, Ethem Cankurtaran, Ayfer Atay, Aysel Baykal, Ertuğrul Yolsal var. Bu platformun adayı da Cemal Özdemir. Sürpriz yaparsa şaşmamak gerek.

Avukat konuşuyor

Avukat Muammer Uğur, Silivri'de cezaevi arsasının kamulaştırılmasıyla ilgili yazılarımız üzerine bir açıklama gönderdi:

‘‘Silivri'de 2272 sayılı parselle ilgili davaya hákim olarak baktım. 1996'da verdiğim karar Hazine avukatları ve davadaki diğer şahıs avukatları tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay'da onanarak 1999'da kesinleşmiştir. Bu kararda hiçbir usulsüzlük yoktur. Hukuki süreçten geçen bu kararı kimse tartışamaz. Zaten istimlak olayı ile de alakası yoktur. 1997'de emekli olunca Silivri'de bir arkadaşımla ortak büroda avukatlık yapmaya başladım. Hiçbir mahkemeye avukat olarak girmedim. Yazınızda belirtilen 1998/234 sayılı dosyada avukat olarak hiçbir duruşmaya girmedim, iki kardeş arasındaki noter taahhüdüne dayalı bir sınır ihtilafında sadece dava dilekçesini yazdım. Avukatlığımın ilk aylarında arsa maliki Hikmet Müezzinoğlu gelerek bize güvendiği için hiçbir davası olmamasına rağmen jest olarak vekalet vermek istediğini söyledi ve vekalet verdikten bir ay sonra vefat etti. Daha sonra iki kızının miras işlemlerini yaptım; istekleri üzerine satışına yardımcı oldum; yazdığınız gibi bazı emlakçilere duyurdum. Emlakçilerin bulduğu bazı ciddi müşteriler, arsa sahiplerine istimlak bedelinden daha yüksek fiyat vermelerine rağmen satmadılar. İstimlak olayı kamuoyuna yansıyana kadar biz avukaların veya arsa sahiplerinin haberi olmamıştır. Zaten bizler de cezaevine ve istimlake karşıyız. İstimlak bedeli yüksek değil, tam tersine düşük takdir edilmiştir. Yazınızda belirtilen Metin Kaya Çağlayan'ı da tanımam.’’

Marmaris'ten arayan Metin Kaya Çağlayan da, davayla ve kamulaştırma olaylarıyla yakından veya uzaktan ilgisinin olmadığını bildirdi.

Yazarın Tüm Yazıları