Yalçın Bayer: İhaleler nasıl veriliyor






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

FP'nin önceki gün Bayındırlık Bakanlığı'ndaki ihalelerle ilgili gensoru önergesinin verildiği saatlerde -sonra geri çekti- önümüze bazı fakslar düştü.

Bunlardan biri İller Bankası ile iş yapan bir müteahhitten. Devlete başarılı işler yaptığını, çok sayıda teşekkür aldığını bildirerek, ‘‘Sakın adımı açıklamayın. Bizler mühendis kökenli olduğumuz için hem idareyi hem de kendimizi riske sokacak hatalardan kaçınmak zorundayız’’ deyerek şunları ekledi:

‘‘Ne yazık ki, bu kadar hassas ve dürüst çalışmamız, aldığımız işlerdeki teşekkür yazıları boşunaymış; çünkü 18 Nisan 1999 seçimlerinden sonra Bayındırlık Bakanlığı'nın MHP'ye verilmesi ihale olaylarını altüst etti.’’

Yakındığı ciddi noktalar var:

- Daha önce ihaleler ilan yolu ile yapılıyordu. İhalesi yapılacak olan işler için yeterlilik alan firmalar 'iş bitirme belgesi, makine parkı, teknik personel, deneyim ve karne vs.' kriterlerine göre seçilirdi. Bir işe 50-100 istekli katılırdı ve indirimler % 30-50 arasında değişirdi. Şimdi ise İller Bankası'nın tarihinde görülmeyen bir şekilde ihaleye 5-6 firma katılıyor ve % 11-17 indirimle işler veriliyor. Sadece bir tek ihaleden devletin en az kaybı, keşif bedelinin % 25-30'u...

MÜTEAHHİTLER SEÇİLİYOR

- İlanlar tamamen kaldırıldı, davet usulü sistemine geçildi. Davet usulü çağrılan yukarıda açıkladığım ne iş bitirme, ne karne, ne teknik personel, ne de deneyim aranmaksızın partiye yakın isimler, Bakan Bey'e iletiliyor. Bakan Bey de listedeki isimlere işleri dağıtıyor. Dağıtılan listenin içinde tesadüfen DYP, CHP veya FP'li de olabilir. Bunun nedeni de referans veren şahsın MHP'li olması yani DYP, CHP veya FP'li bir firma, MHP'li birini referans olarak kullanıyor ve bu referansın da bir bedeli vardır. Bu bedel de ilk başlarda işin keşif bedelinin % 10-15'i arasında değişmekteydi, şimdi ise % 20...

- İlk ihalesi tamamlanan firmalara ek mukavele yetkisini de getirdiler. Yani 100 milyarlık iş yapan bir firmaya abartmıyorum; 400 milyarlık ek sözleşme yetkisi verilebiliyor. Bu konuda şüphesi olan İller Bankası Genel Müdürlüğü'nden deprem bölgesindeki işlerin dokümanını görebilir.

Meslekle ilgisi olmayan kişiler, 'karne' sağlayıp iş alabiliyor.

Bu tür uygulamalar taraf tutma olmuyor mu?

Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'a göre, İhale Kanunu'nun 44. maddesi 'davetiye' usulünü getiriyor. Büyük indirimlerle verilen işler de sürüncemede kalıyor.

Ama ortaya çıkan şikáyetlere ne demek gerekiyor.

Niye dar bir müteahhit kadrosu seçiliyor?

Sonuçta ne denilse denilsin, başta deprem konutları ve altyapı işleri olmak üzere Bayındırlık Bakanlığı'nın açtığı ihaleler Koray Aydın'ın başını çok ağrıtacak.

Konservatuvarlarda kadro açığı büyüyor

SANATÇI dostlarımız yana yakıla özellikle konservatuvarlarımızda eğitim kalitesinin önemli ölçüde düştüğünü, bunun da, kültürel alanda yaşanan hızlı bir çöküşün göstergesi olduğunu dile getiriyorlar... Söz konusu çöküşün kültürel alanda sınırlı kalmadığını, ülkemizin dış tanıtımını da etkilediğini ileri sürüyorlar.

Son zamanlarda Avrupa ülkelerinde yaygınlaşan Türkiye'yi köşeye sıkıştırma kampanyalarını düşünecek olursak sanatçı dostlarımıza ister istemez hak vermek gerekiyor. Bu nedenle artık günlük yaşayan ve -deyim yerindeyse- yumurta kapıya gelince bir şeyler yapar bir görünme alışkanlığımıza son vermeliyiz.

Yurdumuzda olduğu gibi yurtdışında da etkinliklerini büyük özveri içinde başarı ile sürdürmekte olan Devlet Opera ve Balesi; Devlet Senfoni Orkestrası, Devlet Tiyatrosu, Devlet Korosu gibi kurumlarımızın temel kaynağı olan konservatuvarlarımızın sorunlarına daha fazla duyarsız kalınmamalıdır.

Konservatuvarlarımızın kadro açığı sorununa çözüm getirilmesi gerekiyor.

Bu çerçevede, sanatsever olduğunu bildiğimiz Maliye Bakanı Sümer Oral'ın, konservatuvarlarımızdaki kadro sorununa eğileceğini, bakanlığının 'sanatçı-öğretim elemanları'na sözleşme izni vermeyen yanlış tavrını değiştireceğini umuyor sanatçı dostlarımız....

Aman bu tasarı değiştirilmesin

İSTANBUL Kadın Kuruluşları Birliği'nden Prof.Dr. Necla Arat ve Nazan Moroğlu, 10 yıldır gerçekleştirilemeyen Medeni Kanun değişikliği tasarısını desteklediklerini ve bir an önce yasalaşmasını beklediklerini söylüyorlar.

1030 maddeden oluşan tasarının içerik açısından yapılan en önemli değişikliğin, 'Aile Hukuku' bölümünde olduğunu bildiren Arat ve Moroğlu, parti liderlerine ve Adalet Komisyonu üyelerine şu çağrıyı yapıyorlar:

‘‘Tasarı'nın evlilik birliğine ilişkin kurallarında, karı-kocaya ayrı görev ve sorumluluklar veren ve günümüz koşullarında kanun önünde kadın erkek eşitsizliğine yol açan maddeler değiştirilmiş, yerine ‘eşlerin eşit haklara sahip olmaları' ilkesine uygun kurallar getirilmiştir.

Bu bölümde yer alan birçok maddede sorunu çözümü hakimin takdir yetkisine bırakılmıştır. Bu nedenle, Aile Mahkemeleri'nin kurulması ve uzmanlık gerektirecek bu konuda hazırlıkların geciktirilmeksizin başlatılması yerinde olacaktır.

TBMM'de Adalet Komisyonu'nda görüşülürken tasarının bütünlüğünü bozacak değişikliklerin yapılmamasını ve bir an önce Genel Kurul'un gündemine gelerek yasalaşmasını bekliyoruz.’’

Gregor Samsa!

BAŞTA parti liderlerimiz olmak üzere politikacılarımızın son yıllarda inanılmaz bir biçimde değişim geçirmeleri -her nedense- bize Franz Kafka'nın 'Değişim' isimli romanının kahramanı Gregor Samsa'yı anımsatıyor.

Kafka'nın romanı şu cümleyle başlıyor:

‘‘Gregor Samsa, bir sabah tedirgin düşlerden uyandığında, kocaman bir hamamböceğine dönüşmüş bulur kendini.’’

Devamına gerek var mı?

Tuna DORUK-İSTANBUL

AÇIKLAMALAR

KARAYOLLARI Genel Müdürü Dinçer Yiğit, İstanbul ve İzmit’teki otoyol onarım ihalelerini yazımız üzerine iptal ettiğini, bir rahatsızlığı sonucu yattığı için bizi arayamadığını bildirerek şöyle dedi: ‘‘Yazınızı ihbar kabul ederek, zarfları iade ettim. Kuveyt Fonu Kredisi ile yapılacak bu ihaleleri incelettiriyorum. İhalelere karşı en az sizin kadar hassasım. Benim ismimden daha önemli olan kurumumun itibarıdır.’’ Yiğit, bu konuda bir-iki güne kadar yazılı bir açıklama yapacağını bildirdi.

SAKARYA Üniversitesi Rektörü Prof. İsmail Çallı, dünkü ‘‘Depremle ilgili böyle soru olur mu hocam?’’ yazısı üzerine teşekkür etti. ‘‘Bu olay yeni değil, 1.5 aydır soruşturmamız sürüyor. Size bu çalışma sonunda bir açıklama yapacağım’’ dedi.

ENVER Altaylı ile ilgili dünkü yazımızda Nazarbayev'i, yanlışlıkla Özbekistan Devlet Başkanı olarak yazmışız. Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'dur.

Yazarın Tüm Yazıları