Yalçın Bayer: Devletten devlete ‘özelleştirme’

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

ÖZELLEŞTİRME İdaresi'nden bir yetkili, ‘‘SÜMER Holding'in özelleştirilmesinde Hazine'ye tek kuruş girmedi’’ başlıklı yazımıza açıklık getiriyor:

‘‘Bu fabrikalar, gelişen sanayiler karşısında kendilerini yenileyemediler. Çok sınırlı sipariş alabiliyorlar. Birçok yerde zararına çalışıyorlar. Öİ'ye geçince fondan, 1987'den günümüze kadar Sümer Holding'e 1.4 milyar dolar sermaye aktarıldı. Her ay 8-10 trilyon da aktarılmaya devam ediliyor. Bunlar ciddi bir sorundur. Bir işçinin aylık maliyeti 900 milyon ile 1.2 milyara mal oluyor. Başta 36 bin olan çalışanı bugün 9.500'e inmiş durumda. Bunları kapatmak ekonomide bir sıkıntı yaratmayacak.

Bunlar ihale edilmeden niçin tahsis yoluyla verildi?

- Sadece Beykoz, Bakırköy ve Merinos işletmeleri tahsis edildi, diğerleri ihaleye çıkarıldı. Örneğin, Kuşadası dinlenme tesisine uygun teklif bulunamadı. Nazilli ve İzmir'e teklif gelmedi, Kayseri de öyle. Tarsus'a ilk çıktığında verilen teklif uygun bulunmadı, daha sonraki süreçlerde teklif gelmedi. Belki alanlarının büyüklüğünden ya da büyük yatırım yapılmasından korkulmuş olabilir. Bu kurumların büyük oranda vergi borçları, anapara ve cezalar ve faizleri katlanarak büyüyor. Sadece Beykoz ve Bakırköy'ün borçları 89 trilyon...

Devirler sonucunda bu işletmelerin borçları ne oluyor?

- Arsa ve tesislerinin değerleri; borçları karşılığında Maliye tarafından mahsup ediliyor. Burada önemli olan şey; bunların yine Maliye hazinesinde kalmasıdır.

Devirde öncelik niçin üniversiteler, belediyeler ve özel idarelere tanınıyor?

- Dikkat edilirse üretim birimleri, hizmet birimlerine dönüyor. Öncelikli olarak bu alanlar, eğitim, kültür, sağlık; daha doğrusu halkın kullanımına açılıyor. Mülki idare ve yerel yönetimlerin verdikleri hizmetlerin kolaylaştırılması amaçlanıyor. Zaten bu tesislerin altyapıları vardır.

Koalisyon ortakları da paylarını almışlar tahsislerden.

- Emin olun, siyasi bir amacı yoktur. Örneğin, Şanlıurfa'daki ZDK'nın Tarım Alet ve Makineleri İşletmesi de Harran Üniversitesi'ne, Elazığ Gübre Fabrikası da Fırat Üniversitesi'ne tahsis edilmiştir. Bu sadece Sümer Holding için değil, Gemi Sanayii ve Türkiye Zirai Donatım Kurumu tesislerinin tahsislerinde de kamuya öncelik sağlanmıştır. Askere, polise, Türk Telekom'a ve Sağlık Bakanlığı'na ihtiyaçları halinde birçok yer verilmiştir.

Sümer Holding'in elinde ne kalıyor?

- Askeri ve polisin ihtiyacı için çalışan tekstilde Adıyaman, Diyarbakır, Malatya işletmeleri; Van, Sarıkamış ve Tercan'da da deri, ayakkabı ve bot fabrikaları... Ayrıca şirket olarak örgütlü Manisa, Bergama, Antalya, Sidaş (Sıvas) ve Aksantaş (Adana) işletmeleri... Ancak son özelleştirilen tesislerin devri hemen yapılmayacak, ellerindeki sipariş ve çalışma durumları gözetilecek, işçilerin koşulları düzenlenecek. Şu anda Sümer Holding'de çalışanların sayısı 9.500... Dün yayınladığınız listedeki işletmelerde 4 bin işçi etkilenecek. Bunların sosyal boyutuna öncelik sağlanacak. Yani, üretimden çekilen devlet, ağırlıklı olarak yine kamunun eğitim, sağlık, kültür ve hizmet sektörüne öncelik tanımıştır. Yeni bir organizasyonla mal-mülk de yine devlette kalmıştır.

Olmadı Masum Türker Bey

DSP Tekirdağ Milletvekili Ahmet Zamantılı'nın, ünlü işadamı Erdoğan Demirören'in, Tekirdağ Salat sahilinde yapmak istediği LPG dolum ve depolama tesisiyle ilgili tartışmalarda adının geçmesi üzerine '0282-Tekirdağ' Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Bedia İlerler'e gönderdiği mektubu ilgiyle okuyacağınızı sanıyoruz:

‘‘(...) 15 Kasım'daki yazınızda hiçbir şekilde beyan etmediğim ifadeler şahsıma atfen yazılmıştır. Konuyla ilgili gerçek şudur: Salat fabrikası civarında açılmak istenen LPG dolum ve depolama tesisi için DSP İstanbul Milletvekili Sayın Masum Türker şahsımı arayarak, bu tesisi açtırmak isteyen Erdoğan Demirören'in, DSP'li Tekirdağ Belediye Meclis üyelerine konuyla ilgili detaylı bilgi vermek istediğini ve bu nedenle DSP Tekirdağ Belediye Meclis üyeleri ile görüşmek istediğini ve bu görüşmenin yapılabilmesi hususunda yardımcı olmamı rica etmiştir.’’

Ben adı geçen Erdoğan Demirören'le ne şahsen, ne de telefonla bugüne kadar hiçbir görüşme yapmadığım gibi kendisini de tanımamaktayım. Sadece bir milletvekili arkadaşımın ricası üzerine Tuğrul Kalem ve Erdinç Tokatlı'yı arayarak adı geçen kişinin Tekirdağ'a gelip DSP Belediye Meclis üyelerini konu hakkında bilgilendirmek istediğini ifade ettim. Ancak konunun çok iyi araştırılması gerektiğini, Tekirdağ'ın çevre, sağlık, güvenlik açısından ve deprem riski olan bir bölgede böyle bir tesisin düşünülmesinin, tehlikelerinin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini de söyledim. (...) Ben sadece görüşme ricasına yardımcı oldum. Çünkü Demirören'in tesise olumsuz bakış açılarının sebebini anlatabilme özgürlüğünü kullanmasında bir sakınca görmedim. (...) Ben de Tekirdağ halkının tedirginliğini paylaşmaktayım. Böylesine riskleri olabilen bir tesisin Tekirdağ'a yapılmasının uygun olmadığı düşüncesiydeyim.’’

BAŞKAN VE DEMİRÖREN

Dostumuz Masum Türker'den önce Tekirdağ'ın ANAP'lı Belediye Başkanı Osman Tabak'a bazı sorular yöneltmek gerekiyor:

- Demirören'i size, Trakya başbayii yapacağı ANAP'Cahit Adalı mı tanıştırdı? Tesise ÇED raporu alınacak mı? (Tekirdağlı Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'in kulakları çınlasın). O güzelim sahili, Tekirdağ Nazım Planı'na aykırı olarak sanayi bölgesi ilan ettirmek cinayet değil midir? Demirören, Tekirdağspor'a söylediği gibi 60 milyar bağış yaptı mı? İmar planı değişikliğine karşı çıkan DSP'li meclis üyelerinden Tuğrul Kalem'i, partisinden siz mi istifa ettirdiniz? Bölgede Heraion Teichos Kenti'nin kalıntılarının bulunduğunu ve SİT alanı ilan edildiğini hálá öğrenmediniz mi? En önemlisi de, denizle bağlantılı depolama ve dolum tesislerinin yapılacağı tarlayı siz ve akrabalarınız mı sattı?

Erdoğan Demirören'e de bir soru... Gerçekten yerel basında yer aldığı gibi ‘‘Ben burayı yaptırırım’’ dediniz mi?

12 dakikalık rekor

İSMET Solak'a... Dün 'Parti içi demokrasi' başlıklı yazınızda DSP Tekirdağ İl Kongresi'nde, atanmış başkan Ali Yılmaz'a karşı son anda aday çıkan Mutlu Mert'in, 59'a karşı 60 oyla il başkanlığını kazanmasından sonra genel merkezin faksıyla kaç dakika sonra görevden alındığını biliyor musunuz? ‘‘Tam 12 dakika sonra...’’

Bunu da Tekirdağ'dan bir dostumuz aktarıyor.

Ve Mutlu Mert'in yarın DSP il binasının önünden Ankara'ya doğru yürüyüşe geçeceğini de... DSP'nin üç milletvekili acaba bu konuda ne düşünüyor?

Hepsi Guinness Rekorlar Kitabı'na girecek konu.

Yazarın Tüm Yazıları