Yalan varsa hesap var hesap varsa seks yok

Dün Cem Mumcu’ya başladığımız cinsellik sohbetini bugün de sürdürüyoruz. Bu arada yazmazsam ölürüm, Cem Mumcu, Binbir İnsan Masalları projesine yeni bir kitap eklemiş durumda: ‘Hassas Ruhlar Terazisi.’

Psikiyatr olduğu için cinsellik alanında söylediklerini ciddiye alın ama aynı zamanda iyi bir yazar da olduğu için bir zahmet kitabını da okuyun.Hassas Ruhlar Terazisi’ bir ‘şimdi’ methiyesi: ‘Bir tek şimdiyi istediğinde senin olacağım. Bir tek şimdiyi istediğinde hep senin olacağım. Şimdi aldığım nefesin son nefesim olabileceğini gördüğünde, son nefesime kadar seninle olacağım. Giderayak olduğumu, giderayak olduğunu, giderayak olduğumuzu görünce gitmez olacağım. Ne yılan ne tavus ne de elmaydı günah olan. Hesaptı. Yarındı günah olan. Şeytanın zamanıydı: Gelecekti günah olan. Hesap günü, bir tek hesaptan soracaklar. Hesap günü, bir tek hesaplarımız hesaba çekilecek. Biliyor musun şeytan yarında yaşar? Tıpkı senin gibi. Senin elmanı ısırırsam şeytanı gebe bırakacağım. Kabil’i doğuracaksın. Hırsı ve hasedi doğuracaksın. Ki onlar da geleceğin çocukları...’

Nasıl güzel değil mi?

Neyse sadede geleyim, hesapsız mutlu cinsel günler diliyorum.

Tinsel günlerinize karışmam!

Sizce seksin içinde ‘yalan’ın payı ne kadar?

- Korkarım ki, böyle bir pay var. Ama yalan varsa, hesap vardır. Hesap varsa da, seks yoktur!

Sizin seks yalanlarınız neler?

- Böyle bir yalanımı hatırlamıyorum. Ama nezaket ölçüleri içinde davranmış olduğum zamanlar olabilir...

Nezaketen mi yalan söylediniz yani!

- İyi bir soru değildir ama her sevişmeden sonra bir ‘İyi miydi?’ sorusu vardır. Genellikle de kadınlar tarafından sorulur. ‘Kötüydü, iğrençti’ diyecek halin de yok. Çünkü kabalığın manası yok.

Erkeklerin partnerlerinin ne hissettiği konusunda hep ilgisiz olduğu söylenir. Seviştikten sonra arkasını dönen erkeklerden misiniz?

- Arkanızı dönüp yatıyorsanız, aşksız sevişmişsinizdir!

Siz karşınızdaki insana ne kadar keyif verdiğinizi ya da veremediğinizi merak edenlerden misiniz?

- Partnerimin ne hissettiği tabii ki önemlidir ama bunun dozu da önemlidir. Eğer kendinizi öncelemez de, onun aldığı hazzı düşünmeye koyulursanız, bu seksin zevkini azaltan bir şeydir. Cinsel ilişki esnasından söz ediyorum.

Anladım. Önce kendini düşüneceksin, sonra karşındakini mi?

- Evet, öyle de diyebiliriz!

Sizce seksin ağırlık merkezi neresi? Beyin mi cinsel organlar mı?

- Bence ikisi de değil, bedenin ve ruhun bütünü...

Viagra’yı almayı ruhen reddedenlerden misiniz?

- Kesinlikle hayır. Bir gün ihtiyacım olursa, tabii ki alırım. Viagra’nın bile işe yaramayacağı kadar çok yaşlanırsam, gözümle bile sevişmeye devam edebileceğimi düşünüyorum...

Bugüne kadar hiçbir kadınla para karşılığı seviştiniz mi?

- Evet.

Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydunuz? Sevgiliniz mi yoktu, ağaca mı çıkıyordunuz, merak mı ettiniz?

- Hiçbiri. Yaşamam gereken bir şey olduğunu düşünmüştüm.

İnsan para verip sevişirken kendini kötü hisseder mi?

- Çok hoş bir duygu olduğunu söyleyemem.

Ama çok da üzülmüş gibi durmuyorsunuz!

- E yok, üzülmedim. Sonuçta bir kişinin zaafından yararlanılarak yapılmış bir şey değil. Profesyonel olarak bu işi yapan biriyle sevişiyorsun. Tam anlamıyla iyi bir seks midir değil? Hayır değildir. Çünkü karşındakinin motivasyonu seni sevmek ve mutlu etmekten başka bir şey...

OĞLUM İÇİN BİR FAHİŞEYLE ANLAŞIR MIYDIM?

Çocuğunuz olsa, cinsel eğitimi için, sıradan olmayan özel bir fahişeyle anlaşma yoluna gider misiniz? Oğlunuza çok iyi davranacağını bileceksiniz, herhangi bir şekilde onu incitmeyecek, kırmayacak...

- Çocuğum yok. Olsaydı da, bu yola gitmezdim. Onun cinselliği, hayattan, sevgilisinden, gerekirse benden ve kitaplardan öğrenip, damıtmasını isterdim...

YA YİNE BAŞIMA GELİRSE

Seks söz konusu olunca neden insanlar komplekse kapılıyor?

- ‘Erkek egemen yapıda kadın yoktur’ diye bir laf var. Lacan’ın lafı bu. Kadının hüznünü anlatır. Ama aynı zamanda erkeğin hüznünü de. Ben de bu lafa karşılık, ‘Ben erkekliğimim’ sözünü önermiştim...

Nasıl yani?

- Nasıl bir organdır ki erkeğin erkekliği; erkek, bütün var oluşunu ona indirger. Başka organları rahatsız olunca gidip tedavi ettirir. Ama söz konusu penisiyse, ıh-ıh. Dünya durur. Bir erkek, cinselliğinin bitmesi gibi bir ihtimal karşısında perişan olur. Halbuki söz konusu dalağıysa hiç böyle hissetmez. Anlatabiliyor muyum? Sürekli kalkık gezmek zorunda hissediyor kendini. Organın kalkmasında bir sorun oldu diyelim. Bir kere mi yaşıyor? Hayır, her seferinde ‘Ya yine başıma gelirse?’ diye yeniden korkuyor. Erkeğin, erkekliğinin kalkmama özgürlüğü yok. Sürdürülmesi gereken bir iktidar bu. Daha amiyane söylemek gerekirse ‘Ben penisim, ben penisimim, ben penis kafalıyım’ gibi bir durum söz konusu.

KAFAN SONUCA ODAKLI KALIRSA ZEVKİN EN ÖNEMLİ BÖLÜMÜNÜ YANİ SÜRECİ KAÇIRIRSIN

Seviştiğiniz kadınlar orgazm olmayınca vicdan azabı duyar mısınız?

- Bu işin benim vicdanımla ne ilgisi var? Azabımla hele hiç! Her kadının başka bir orgazm biçimi vardır. Onu partnerler kendi aralarında bulabilirler. Bulamazlarsa bu konunun uzmanı psikiyatrlardan yardım alınır...

Peki siz bir kadınla sevişirken orgazm olamazsanız, bunu, onun suratına vurur musunuz?

- Yok canım, neden böyle bir şey yapayım? Üstelik her sevişme mutlaka orgazmla sonuçlanacak diye bir şey de yok! Kafanız sonuca odaklı kalırsa, asıl önemli kısmı, yani süreci kaçırırsınız. O zaman sonucun da tadı olmaz...

Sevişirken partnerinizin o anda, sizin yerinize bir başkasını koyduğunu bilirseniz kendinizi nasıl hissedersiniz?

- Söz konusu olan sevgilimse, kendimi çok iyi hissetmem sanırım. Ben de aynı şeyi yapıyorsam bir sorun olduğunu düşünürüm. İlişkimizin ve de cinselliğimizin üzerine konuşmak gerektiğini düşünürüm.

Ne konuşacaksınız ki? Ne diyeceksiniz: ‘Sevişirken bir başkasını düşünüyorum’ mu?

- Şöyle bir cümleyi kurabilirim, nitekim yıllar önce kurdum: ‘Gözüm dışarı kayıyor ve başkalarını düşünüyorum. Bu nedenle suçluluk hissediyorum. Bana suçluluk hissettirdiğin için de sana öfke duyuyorum. Bana yardım et.’ Erotik imgenin birlikte olduğun kişi olmadığına karar verirsen, ayrılmanda fayda var...

Merak ettim ne yaptı o cümleyi sarf ettiğiniz kişi?

- Çaba sarf etmeye çalıştı...

İşe yaradı mı peki?

- Hayır. Ben gittim. Söylüyorum, erotik imgen artık o değilse, sevişme mekanik hale geliyor. Ama şu başka bir şey: Gün içinde hepimiz bir dolu fantastik öğe toplarız. Erkekler arasında bir laf vardır ‘31 malzemesi.’ Kadınlar için de geçerlidir. Hoş bir şey, hoş birileri, bir bacak, bir dekolte, bir gülüş, bir yırtmaç fantastik dünyamıza girer. Bunda bir sakınca yok. Ama sevgilinle sevişirken bir önceki sevgilini düşünüyorsan, sorun vardır, dön o zaman ona...

İLK CİNSEL BİLGİLERİMİ ANNEMDEN ÖĞRENDİM

İlk cinsel bilgilerinizi kimden aldınız?

- Babam bir psikiyatr olmasına rağmen daha az konuştu benimle. Genelde şakalaşarak bilgi verirdi. Annemse öğretmendi. O birçok şeyi sakin sakin, yumuşacık ses tonuyla anlatır ve soru sorabileceğim bir ilişki zeminini bana hep açık tutardı. Yine de asıl bilgileri hayattan alıyor insan...

Peki cinsel hayatınız nasıl başladı? Hayal kırıklığı var mıydı?

- Sanırım 12-13 yaşındaydım. Şimdi düşündüğümde bana da çok erken geliyor. Şükürler olsun ki hayal kırıklığı yaşamadım.

Korku?

- Korkuyu net biçimde hatırlıyorum.

O korkuyu tarif edebilir misiniz: Başarısızlık korkusu mu, yasak bir şey yapıyorum korkusu mu, günah korkusu mu? Ne?

- Yasak, kesin var. Sonra suçluluk var. Yaşça benden büyüktü. 20 yaşında filandı. Bir yerlerde tanıştığım biriydi. Beni seçti. Ve götürdü. İyi de götürmüş. Çok derinlerde bütün erkeklerin hissettiği bir yetersizlik duygusu hissetmişimdir: ‘Becerebilecek miyim?’

Ve 12 yaşında ‘becerdiniz...’ Öyle mi?

- Ama o çok yardım etti. Öyle bir niyeti vardı...

Yani sizi köprüden geçiriyor ve elinizden tutuyor...

- Gibi bir durum.
Yazarın Tüm Yazıları