Vücut konuşursa...

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

Yeni bir kavram:

‘‘Vücut dili...’’

Daha doğrusu ben yeni duydum.

Vücut dili; yani konuşurken ellerin, kolların, ayakların, kısaca tüm vücudun, ifadeye yardımcı olması...

Medyaya göre Bayan Müjgan Özçay, İstanbul'da bunun kursunu açmaya kalkmış olsa bile, bu dilin uzun süreden beri gerek politikada, gerek devlet yönetiminde, gerek bürokraside, gerek iş dünyasında kullanıldığını söylemeliyim.

Vücut dillerini; kalça dili, göbek dili, ense dili, ayak dili, yumruk dili, tekme dili, bacak dili, gerdan dili gibi sınıflara ayırmak mümkünse de, tümüne birden ‘‘vücut dili’’ diyoruz...

*

Misal; kalçasını kırıta kırıta, sallaya sallaya giden milletvekili ne anlatmaktadır?..

Transfer oluyor...

Kalça kendi ekseni etrafında sağdan sola doğru sallanırsa, sol partiye geçiyor... Yok eğer soldan sağa doğru sallanıyorsa, liberal sağ partiye gidiyor...

Dört bir yana sallanırsa?..

Sağ-sol fark etmez...

*

Yine bir misal vermek gerekirse; fiske dilini ele alalım...

Bu, tekme-tokat dilinden bir sonraki aşamadır...

Bu dili kullanacak politikacı, söylevine başlarken, bir ayağını yere paralel biçimde kaldırarak öbür ayağı üzerinde zıplayıp, havadaki ayağı ile fiske atmaktadır.

Buna vücut dilinde eşek stili de denir.

Siyasette çok yaygın bir dildir.

Ki kimi politikacıların bu dille karşılıklı uzun uzun konuştukları ve kendilerini son derece güzel ifade ettikleri bilinmektedir.

*

Vücut diline bir diğer örnek; arka nahiye dilidir.

Bu ifade biçimi; teşvik-kredi isteyen işadamları, genel müdürlük isteyen bürokratlar, ama en çok bakanlık bekleyen politikacılar tarafından yaygın olarak kullanılır.

Esas itibariyle kafa, kıçtan daha aşağıda bir yerdedir.

Çok güzel bir ifade şeklidir.

Kafa yerde, kalçalar havada eğilmiş biçimde liderin önünde dururken, arada bir zıplamak, ya da kalçaları sallamak, daha da derin anlamlar ifade eder.

Ancak kafanın liderden yana olmasına dikkat edilmelidir.

Tersine bir duruştan başka manalar çıkmaması açısından...

Yazarın Tüm Yazıları