Utanmak...

Bekir COŞKUN

Yerin dibine girdik...

Ali Sami Yen Stadı'nda, Hollanda takımı Feyenoord'un oyuncularını soydular... Misafir oyuncuların cep telefonlarını, ziynet eşyalarını, paralarını çaldılar...

Başta Avrupa televizyonları olmak üzere, tüm dünya medyası bunu ‘‘Türkiye'de hırsızlık skandalı’’ olarak yayınladılar...

Utandık...

*

Ama kimse şaşırmadı...

Çünkü ulusal yozlaşma ve bozulma varsa, hiçbir kurumun bu bozulma ve yozlaşmadan kurtulması olası değildir...

Her maç sonrası tabancaları çekip, balkonlardaki masum insanları vuran bir yozlaşmanın uzantısıdır... Ya da; yüzünü-gözünü renk renk boyayıp, kameralara burnunu sokan spastik görüntülü densizliğin ve sululuğun devamı...

Mafya babaları kulüplere başkan olmuyor mu?..

Oluyor...

Adı yolsuzluğa-hırsızlığa karışmış müteahhitler futbola kapağı atıp, sporu kalkan yapmıyorlar mı?..

Yapıyorlar...

O zaman küçük hırsızların, soyunma odalarını girip, yabancı futbolcuları soymaları kaçınılmaz...

*

Hiçbir takımımızın galibiyeti, Batı televizyon ve gazetelerinde, bu soyunma odasında misafir futbolcuların eşyalarını çalmak kadar geniş yer almamıştı...

‘‘Futbol sayesinde tanıtımımız yapılıyor’’ diyenlere hatırlatmak açısından hatırlatıyorum...

Bir Hollanda gazetesi bakın ne diyor:

‘‘Bizi soydular...’’

Reuters Ajansı, haberi tüm dünyaya duyurdu...

Ama onlar Devlet Bakanı Fikret Ünlü'nün ‘‘Spordan mafyayı temizleyeceğiz’’ dediğini bilmiyorlardır...

*

Spor, itin-kopuğun barındığı bir yer olmamalı...

Mafya babaları, çeteler, ün yapıp ihale kapmak isteyen köşe dönücüler, gece kulüplerinde kucağına kadınları oturtup televizyonlara poz veren salyalı kulüp başkanları...

Ve ucu misafir futbolcuların kolyelerini-saatlerini-paralarını çalmaya kadar uzanan bir yozlaşma...

Böyle bir futbol sayesinde, dünya kamuoyu önünde gururlanacak bir şey olmaz...

Ama utanmaksa, utandık...