‘Türkiye’yi terk edebilirim’ tartışmasında son nokta: Frankfurt’ta Türkiye’yi Fazıl Say temsil edecek

Türkiye, 2008’de dünyanın en büyük ve en prestijli fuarı Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’nın "onur konuğu" olacak.

Haberin Devamı

Türkiye Yayıncılık Komitesi harıl harıl ekim ayında gerçekleşecek "Bütün Renkleriyle Türkiye" başlıklı bu çok önemli organizasyonun programını hazırlıyor.

Son detayları üzerinde çalışılan programın açılışını Goethe’nin Doğu-Batı Divanı yorumuyla Kudsi Erguner yapacak.

Kim düşünmüşse aklına ve yüreğine sağlık.

Çünkü dünyanın dört bir yanından akın akın Almanya’nın Frankfurt şehrine gelecek on binlerce yayıncı ve ziyaretçiye, Alman edebiyatının en önemli ismi Goethe’nin Doğu-Batı Divanı ile seslenmekten daha çarpıcı bir açılış olamazdı.

Hele de Türkiye’nin AB üyeliğine hala "doğu-batı" bağlamında tereddütle yaklaşılırken...

Åžu dizeler dünya edebiyatının ÅŸaheserleri arasında sayılan DoÄŸu-Batı Divanı’ndan.Â

Doğu da Allah’ındır

Haberin Devamı

Batı da Allah’ın

Yatar Kuzey ve Güney sahası

Sulh içinde O’nun kudretli ellerinde...

Fakat önümüzdeki yıl 60.’sı düzenlenecek Frankfurt Kitap Fuarı’nın en az açılışı kadar kapanışı da manidar olacak.

Çünkü Türkiye Yayıncılık Komitesi, Goethe’nin olgunluk şiirlerinin yer aldığı Doğu-Batı Divanı’nın ardından katılımcılara bu kez de dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’ın 2001 yılında bestelediği, ilk dinlediğimde tüylerimi diken diken eden, o muhteşem Nazım Hikmet Oratoryosu’yla seslenmek istiyor...

"İstiyor" diyorum çünkü program henüz tüm detayları ile kesinleşmedi.

Enver Ercan, Müge Sökmen, Münir Üstün, İhsan Işık, Tarih Günersel’in yanı sıra Kültür Bakanlığı yetkilileri, Türkiye Yayıncılar Birliği ve Basın Yayın Birliği başkanlarından oluşan Türkiye Yayıncılık Komitesi Yürütme Kurulu geçen hafta yaptığı toplantıda Fazıl Say’ın davet edilmesini kararlaştırdı.

Ve hemen Fazıl Say’ın menajeri ile temasa geçildi.

Araya Kurban Bayramı girdiği için programın takvimi ve detayları önümüzdeki günlerde kesinleşecek.

Fakat bir şey var ki bu davetle birlikte Fazıl Say’ın bir demeciyle başlayan "Türkiye’yi terk etme" tartışması büyük ölçüde anlamını yitirecek.

Çünkü bu anlamlı davetle Türkiye hem Frankfurt’ta gerçekten "Bütün Renkleriyle Türkiye" sloganının hakkını verecek hem de dünyaca ünlü bir sanatçısına dünyanın en büyük uluslararası kitap fuarında bırakın "çek git" demeyi, sahip çıktığını gösterecek.

Haberin Devamı

Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un da davet edildiği 60. Frankfurt Kitap Fuarı böylece Türkiye’yi o hiç hak etmediği, "aydınlarını sürgüne gönderen ülke" konumundan bir parça da olsa çıkaracak.

Fazıl Say’ın Türkiye’ye ilişkin kaygılarına ve düşüncelerine katılırız ya da katılmayız...

Ki ben Türkiye’nin bugünü ve geleceğine ilişkin aşırı derecede kategorik ve karanlık tespitlerinin çoğuna hiçbir şekilde katılmıyorum.

Ama hiçbirimiz, onun piyano üzerinde harikalar yaratan sanatçı kişiliğine itiraz edemeyiz. Hele hele böylesi değerlerimizin bir demeç üzerine hoyratça harcanmasına hiçbir şekilde rıza gösteremeyiz.

Nitekim Türkiye Yayıncılık Komitesi’nin duyarlı üyeleri ve Kültür Bakanlığı yetkilileri de, Türkiye için çok önemli bir organizasyona Kutsi Erguner, Orhan Pamuk ve Fazıl Say’ı davet ederek "aydınlara karşı girişilen hoyratlığa" razı olmayacağını göstermiş oldu.

Haberin Devamı

Açıkçası bu cesur ve manidar girişiminden dolayı ben hem Komite üyelerini hem de Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı kutluyorum.

Bu ülke Akiflerini, Nazımlarını memleketi terk etmek zorunda bıraktığı için hiçbir şey kazanmadı. Ama onları kaçırdığı için çok şey kaybetti.

Ne mi kaybetti?

Uzun uzun anlatmama gerek yok.

Lütfen size en yakın müzik markette gidip bir adet Fazıl Say’ın bestelediği Nazım Hikmet Oratoryosu edinin.

Kapatın ışıkları ve takın müzik setine.

Önce "Yaşamaya Dair"i dinleyin.

Sonra minik bir "Kız Çocuğu" olun.

Rüzgarı kesilmiş "Üç Selvi"ye kaptırın bedeninizi.

Bırakın size de "Vatan Haini" desinler.

"Ben İçeri Düştüğümden Beri" diyerek mısralar döktürün.

Haberin Devamı

Bakın bakalım bir "Memleketim" şiiri de siz yazabilecek misiniz...

          ÂMemleketim, memleketim, memleketim,

          Âne kasketim kaldı senin ora iÅŸi

          Âne yollarını taşımış ayakkabım,

          Âson mintanın da sırtımda paralandı çoktan,

          ÂÅžile bezindendi.

          ÂSen ÅŸimdi yalnız saçımın akında,

          Âenfarktında yüreÄŸimin,

          Âalnımın çizgilerindesin memleketim

          Âmemleketim, memleketim...

Yazarın Tüm Yazıları