Türk kadını menopozu bilmiyor

Orta yaştaki kadınları bekleyen sorunların önemli bir kısmı menopozla ilişkilidir. 40’lı yaşların ortalarında yaşanan uyku sorunlarının, ruhsal gelgitlerin, depresyonların ardında çoğu kez "menopozun kapı tıklamaları" yatar.

Premenopoz veya ön menopoz dediğimiz bu dönemde bile kadınlar sadece ruhsal değil, bedensel değişimler de yaşar. Kilo almalar, halsizlikler, uykusuzluklar, yorgunluklar, kas ve kemik ağrıları, eklem tutuklukları, çarpıntılar daha bu yaşlarda başlar.

KIRKLI yaşlara adım atan her kadının menopozu gündemine alması, menopoz sorunlarını azaltmanın yollarını öğrenip bulması gerekiyor. Yaşam kalitesini orta yaşlarda da yüksek tutmak isteyen kadınların menopoz konusunda bilgilenmeleri şart gibi görünüyor. Premenopoz ve menopozun belirtileri ve neden olabileceği sağlık sorunlarının çoğunun önlenebilir ya da iyileştirilebilir şeyler olduğunu unutmayın.

KORUYUCU ÖSTROJEN

45-50 yaş sonrasında kadınların kalpleri gerçek anlamda da kırılganlaşıyor! Sadece ruhsal alanda değil, kalbin damar ve kas dokusunda sorunlar başlıyor. Menopozun temel faktörü, "östrojen hormonunun azalıp kaybolması"dır. Östrojen azaldıkça kötü kolesterol artıyor, koroner kalp hastalığı riski çoğalıyor. Araştırmalar orta ve ileri yaş kadınları arasında yaşamı tehdit eden en önemli problemin sanıldığı gibi kanser sorunu (özellikle meme kanseri) değil, kalp-damar hastalıkları olduğunu gösteriyor. İşin tatsız yanı, kadınlarda kalp hastalığına işaret eden belirtilerin bilinenlerden farklı olabilmesidir. Baş dönmesi, bulantı hissi, yorgunluk, hafif terleme, müphem bir göğüs sıkıntısı bile bazen ciddi bir kalp krizine işaret edebiliyor. Kadınların özellikle altmışlı yaşlara yaklaşırken kalp hastalıkları hakkında daha çok bilgilenmeleri gerekiyor.

BİLGİLENME SORUNU

Araştırmalar kadınlarımızın menopoz ve menopozun yol açtığı sağlık sorunlarından habersiz olduğunu gösteriyor. Türk kadınlarının yüzde 62’si menopozun sebeplerini bile bilmiyor. Bunlardan yüzde 9,4’ü menopozun yaşlılıktan, yüzde 3,7’si stresten kaynaklandığını düşünüyor. Aynı araştırma kadınlarımızın yüzde 7’sinin hormon plasman tedavisinden habersiz olduğunu gösteriyor. Menopoz dönemindeki Türk kadınlarının yüzde 62’si hormonal veya bitkisel bir menopoz desteği kullanmıyor. Hormon kullanmama sebepleri arasında menopozu doğal bir süreç kabul etmeleri ilk sırada yer alıyor. Yüzde 51’i menopoz dönemi hakkındaki bilgileri doktorlarından alıyor. Diğerlerinin bilgi kaynakları ise televizyon ve gazeteler, arkadaş veya tanıdıklar. Kısacası, ülkemiz kadınları menopoz dönemi ile ilişkili ciddi bir bilgilenme sorunu yaşıyor.

BİR SORU

Menopoz kilo aldırır mı

Menopoz dönemi kadınının kilo alması beklenen bir gelişmedir. Her 10 yıllık dönemde oluşan "yaşlanmaya bağlı doğal metabolizma yavaşlaması" menopoz döneminin hormonal kaybı ile birlikte hız kazanmaktadır. Metabolizma gücündeki bu azalmanın aynı beslenme planını uygulayan, aktivitesini farklılaştırmayan her kadında yavaş, ama ilerleyici bir kilo alımına yol açması doğaldır. İş yaşamından eve çekilen, arkadaş-dost toplantılarına ağırlık veren, bu arada yiyecek-içecek zevklerini bir hayli geliştiren (!) ama hareket etmekten ve yürüyüşlerden de vazgeçen bir kadının kilo alması da şaşırtıcı değildir. Bu yaşlarda daha sık görülen tiroid bezi tembelliği (hipotiroidi), hiperinsülinemi (insülin direnci sendromu) gibi problemlerin, depresyon ve benzeri ruhsal kökenli aşırı yemelerin, kullanılan bazı ilaçların da (antidepresanlar, bazı antihipertansifler) kilo alma riskini arttırdığını hatırlatalım.
Yazarın Tüm Yazıları