Teke tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Yılmaz şeffaflığı sever

Mesut Yılmaz, İzmir'de son derece anlamlı bir çağrı yapmış.

Temiz siyaset çağrısı.

Halkı kandırmayalım, her şey şeffaf olsun diyerek...

Sayın Mesut Yılmaz'a teşekkür ediyoruz.

Bundan böyle her şey şeffaf olacak.

Bakın Sayın Başbakan bunun örneklerini vermeye başladı bile.

İşte THY... Yönetim Kurulu'na bacanak ve asker arkadaşı ve avukatı atanmış.

Olay rezalet.

Ama şeffaf. Gizli kapaklı bir şey yok. Halkın gözü önünde oluyor.

Hiç siz Mesut Yılmaz'ın ‘‘O benim bacanağım değil, asker arkadaşımı atamadım’’ dediğini duydunuz mu?

Ben duymadım.

Allah var, adam dürüst...

Tam da ihale yapılacak, milyarlarca dolarlık uçak alınacakken, eş dost akrabayı bu kuruluşa atamak her siyasinin yapacağı iş ama, bunu açıkça yapmak ve yalanlamamak ancak Mesut Yılmaz tarafından yapılabilirdi...

Dilerim Sayın Yılmaz ihalede alınacak avantaları, götürülecek malları da aynı şefaffalıkla kamuoyunun bilgisine sunar.

Federasyon kötü niyetli

BİMAŞ ile Futbol Federasyonu arasındaki tartışma ile ilgili bugüne kadar tek kelime yazmadım.

Futbol yönetiminin uluslararası kural ve geleneklerini bildiğim için yazma gereği duymadım.

Ancak bu kez yazmak istiyorum.

Çünkü artık Futbol Federasyonu'nun iyi niyetinden şüpheliyim.

Yok yok, şüpheli değilim, kötü niyetinden eminim.

Biliyorsunuz, Futbol Federasyonu Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarının naklen yayını için gerekli yetki belgesini Bimaş'a vermiyor ve bu maçlar naklen yayınlanamıyor.

Buna bir diyeceğim yok.

Ancak yine aynı maçlar için ‘‘Haber amaçlı görüntü alma hakkı’’nı Cine 5'e veriyor.

Burada ‘‘Çüşş’’ denir. Hatta ‘‘Oha’’ da denebilir.

Çünkü aynı federasyon, haber amaçlı görüntü alma hakkını diğer maçlar için Cine 5'e veriyor fakat diğer kanallara vermiyor. Bunun gerekçesi diğer kulüplerle Cine 5'in anlaşması olması.

Fakat aynı federasyon Fenerbahçe ve Beşiktaş ile anlaşması olan Bimaş'a bu maçlarda haber amaçlı görüntü alma hakkı bile vermezken, bu iki kulüple hiçbir anlaşması olmayan Cine 5'e görüntü alma hakkı veriyor.

Hiçbir federasyon böyle aptalca bir şeyi mantıklı diye yutturamayacağına göre, bence işin içinde bir kan davası var.

Bir federasyonun kan davası gütme hakkı ise elbette ki yok.

NOT: Bu yazıyı daha önce yazacaktım. Ancak olay yargıda olduğu için mahkemenin kararını bekledim.

Kazalar üzerine

Hürriyet dün en çok kaza yapan otobüs firmalarının bir listesini yayınladı.

Faideli bir eser... Ama eksik... Çünkü bu rakamları yazmak çok bir şey ifade etmiyor.

Firmaların ne kadar güvenilir olduğunu anlamak için bir başka veriye daha ihtiyaç var: Ne kadar kilometre yapıyorlar...

Ya da bir başka deyişle kilometre başına kaza oranı...

300 otobüsü olan bir firmayla, 1 otobüsü olan bir firmanın kaza sayısı olarak karşılaştırılması bir anlam ifade etmiyor.

Aslında bunu Hürriyet Gazetesi değil, Ulaştırma Bakanlığı düzenli olarak yapmalı.

Ve otobüs firmalarına da kilometre başına kaza oranı ile çalışma ruhsatı verilmeli, gerekiyorsa ceza kesilmeli... Üstelik de bu cezalar az uz olmamalı...

Olmamalı ki, firmalar da kendi öz denetimlerini yapsınlar...

Ulaştırma Bakanlığı ise bir ‘‘Ulaşım Güvenlik Kurulu’’ oluşturmalı...

Bu kurulun polisle birlikte ve bağımsız olarak da hem hava, hem kara, hem de deniz ulaşımını sağlayan kuruluşları denetleme yetkisi olmalı..

Ulaşımda kullanılan araçların güvenilirlik dereceleri, kaliteleri, sağlamlıkları, standartlara uygunlukları bu kurul tarafından denetlenmeli.

Ve gerekirse seferden men edilmeli, yolcu taşıma izni verilmemeli.

Dost ve kardeş Azerbaycan

Ne güzel kardeşimizdir şu Azerbaycan...

Bize bir küser bir barışır. Son derece tutarlı bir Türkiye politikasına sahiptir.

Şimdilerde aramızda bir petrol boru hattı meselesi var.

Biz ‘‘Sizin petrol dünyaya bizim boru hattından ulaşsın’’ diyoruz. Onlar naz ediyorlar.

Siyasi koşullar öne sürüyorlar.

Neymiş efendim, biz Ermenistan'la iyi ilişkiler kurmayacakmışız.

Biz Ermenistan'la sınır kapısı açmayacakmışız.

Eğer bunları yaparsak, Azeri petrolünün Türkiye üzerinden taşınmasına izin vermeyeceklermiş.

Çünkü Ermenistan Rusya'dan füze almış, Rusya ile savunma anlaşması imzalamış, Rusya Azerbaycan'a karşı Ermenistan'ı destekliyormuş.

Bu nedenle biz Rusya'yı protesto etmeliymişiz, Ermenistan'la sınır kapısı açmamalıymışız.

İyi, güzel, hoş... İstekler makul ve doğru.

Peki Ermenistan'la dostluk kurma olasılığımız var ve Rusya Ermenistan'ı kollarken Türkiye'ye ses çıkarmıyor diye Türkiye'yi petrol boru hattıyla tehdit eden Azeriler buna karşı ne yapıyorlar...

Petrolü Rusya üzerinden satmayı planlıyorlar.

Yahu bu nasıl iş?

Ermenistan'ı destekleyen, Ermenistan'a silah veren Rusya ile dostlar, sınır kapısı açmayı düşünen Türkiye ile değil.

E, bu ülkeye boşuna ‘‘Türki Cumhuriyet’’ dememişler.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Makam koltuğuna oturanlar, her şeyi bildiklerini zannetmedikleri zaman...

Yazarın Tüm Yazıları