Söz ve yazının bittiği yer

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Cuma gecesi Türk basını için bir dönüm noktasıydı. O gece söz de bitti, yazı da.

O gece, altı televizyon şirketi, reyting için rekabetin öldüresiye olduğu en değerli saatlerde kanallarını parayla sattılar.

Ve biz, Türkiye'de yaşayan milyonlar o gece televizyon kanallarının kitle imha silahlarına dönüşümünü izledik.

Çoğumuz farkına varmadan, bir kısmımız biraz rahatsız, çok azımız dehşet içinde...

Hepimiz kitle imha silahlarının menzilinde.

* * *

FADIL Akgündüz diye birisi, binlerce insana bedava konser karşılığı Abdi İpekçi Spor Salonu'nda figüranlık yaptırdı.

Seçim öncesi heyecanıyla önlerine çıkan her sahneye fırlama tribine giren politikacıları da ön sıralara oturttu.

Fazilet'ten güneş, Tansu Çiller ve Muhsin Yazıcıoğlu'ndan yıldızlar yaptı.

ANAP'lı Salih Yıldırım'ı yuhalattı, CHP'li Mustafa Kul'u sıfırlattı.

Kürtleri de sömürdü, Türkleri de.

Sahte görüntüler yaratıp yalanlar söyledi.

Kitle imha silahlarını üzerimize çevirdi.

* * *

BU adam, parlamentoya adam sokup güçlenmek için Türkiye'nin her tarafından yurtsever insanların iki yıldan beri Siirt için verdikleri mücadelenin üzerine oturdu.

Ben o mücadeleyi yakından izledim.

Sadece helikopterlerin ulaşabildiği köylerde okul inşa eden askerleri gördüm.

‘Uygarlık kadınla başlar’ diyen genç Vali Osman Acar'ın Siirtli kadınlara okuma yazma, sağlık bilgisi, vatandaşlık hakları öğretmek için Türkiye'yi seferber edişini takip ettim.

Öğretmenlerin, memurların boş zamanlarını bu seferberliğe gönüllü olarak hasrettiklerini öğrendim.

Sivil toplum örgütlerinden, iş adamlarına kadar duyarlı tüm insanların bu projeye maddi destek sağlamak için harekete geçtiklerini duydum.

Yurt dışından gelen bir zarftan çıkan iki yüz doların bu işe baş koyan insanları nasıl duygulandırdığının öyküsünü dinledim.

* * *

BEN bu mücadeleyi izlemekle kalmadım, katıldım da.

Halka sevecenlikle yaklaşan bir devlet yetkilisinin eşliğinde, sivil toplumun katılımıyla güneydoğu için Türkiye çapında duyarlılık yaratılmasının, çözüm arayışlarına katkı sağlayacağını düşündüm.

Bu ülkenin doğusundaki ekonomik-sosyolojik sorunların hepimiz tarafından içselleştirilmesi ile onların taleplerinin daha iyi anlaşılacağına inandım.

Vali Acar'ı, onun TOKAP projesini birçok Türkiyeli yurtsever gibi ben de destekledim. İnsanları bu projeye katkıda bulunmaya çağırdım.

Cuma gecesi bir de baktım. Fadıl Akgündüz diye birisi, milyon dolarlar bastırıp televizyon kanallarını satın almış, iki yıllık özverili çalışmanın üzerine hoyratça oturuyor.

* * *

SİİRT'te, eski bir tamirhaneyi boyayıp Proton garajı haline dönüştürmekten başka bir katkısı pek bilinmeyen bu şahıs, o gece altı kanaldan birden gerçekleri imha atışı başlattığında çok önemli bir eylem ne gazetelerde ne televizyonlarda doğru dürüst yer bulabiliyordu.

CHP'nin, dokunulmazlıkların sınırlandırılması için Meclis'te verdiği mücadele arada kaynıyordu.

Çünkü haber ile doların rekabeti mümkün değildi. Gazeteciliğin de.

Ve orada, insanların balçık ve pislik içinde oturmaya razı olduğu yerde söz de bitiyordu, yazı da.



Yazarın Tüm Yazıları