Sinem’le Didem, Mozart’la Puccini karıştı

Esmer güzeli iki genç kadın. Spot ışıkları altında, kaftanı modern moda literatürüne sokan Zuhal Yorgancıoğlu’nun mankenlerini andırıyorlar. Saçları sere serpe omuzlarda, boy-bos, endam yerinde. Ön koltukta bir seyirci yanındakine "Catherine Zeta-Jones’a ne kadar benziyorlar. Nerdeyse ikizleri gibi" diyor fısıltıyla.

Zeta-Jones yakıştırması yerinde, üstelik kendileri de ikiz esmerlerin. Meral Güneyman notalarını yerleştirirken, ikizlerin mor kaftanlısı piyanoya yaklaşıyor. Washington’da Strathmore Müzik Merkezi konser salonunda konuşmalar kesiliyor.

Mor kaftanlı kadının gözleri açık notanın ilk yaprağında. Sesinde telaşı yankılanıyor: "Puccini değil, Mozart." Şöhreti okyanusları aşkın piyanist Güneyman itiraz ediyor: "Sinem, Puccini’yi söyleyeceksin." Genç kadın "Ben Didem’im, Mozart’ı söyleyeceğim." Bu kez telaşlanma sırası Meral Güneyman’da. Süratle notaları değiştiriyor. Didem derin nefes alarak rahatlıyor. Ardından Mozart’ın Figaro’nun Düğünü’ne giriş yapıyor.

*

Müzik aleminde ’Opera İkizleri’ diye tanınan Sinem ve Didem Balık Kardeşler, "Dünyada performans yapan tek ikiz sopranolar biziz. Benzerlik arada bir karışıklığa sebep oluyor. Her konserde hangi parçayı kimin okuyacağına dikkat ediyoruz. Ses renklerimiz ayrı, birimiz soprano, diğerimiz mezzo soprano. Ama mecbur kalırsak birbirimizin parçalarını söyleyebiliriz" diyorlar.

Washington’da Güneyman’ın eşliğindeki konserde İzmirli ikizler, Amerikalı H. Purcell’den Brahms, Mozart, Offenbach, Strauss, Lehar, Stoltz, Bizet ve Puccini gibi opera ve klasik müziğin dev sanatçılarının bestelerini solo ve düet olarak başarıyla icra ettiler. Mozart’ın Rondo a la Turk’ünü söylemeden önce Osmanlı kaftanlarını giydiler.

Didem,Carmen’ aryası; Sinem, Gershwin’in hafif klasik parçalarıyla dinleyicileri duygulandırdıktan sonra Selman Ada’nın ’Ali Baba ve 40 Haramiler’, Can Aksel Akın’ın ’İnce Giyerim İnce’ şarkısıyla Amerikalı müzikseverleri coşturdular.

Repertuvar yelpazesi geniş ikiz sopranoların. Operanın yanısıra operet, Broadway müzikalleri, Fransız chanson’ları, İtalyan napolitenleri ve Alman şarkılarını söylüyorlar. Amerika’daki kapsamlı ilk konserlerinde Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca ve Türkçe olmak üzere beş dilden şarkı icrasıyla profesyonel çizgide yeteneklerini ortaya koydular.

Didem, "Biz ses tekniği, kıyafet, görsel cazibe, sunum güzelliği ile bir paket takdim ediyoruz dinleyicilere. Yaptığımız müziğin din, ırk farklılığıyla alakası yok" diyor.

Sinem, "Doyurucu bir sanat gösterisi sunuyoruz. Opera ve operet sanatçısı olarak İzmir’de 9 Eylül Üniversitesi Konservatuvarı’nda yedi yıla yakın yoğun eğitimi takiben Viyana’da Prayner Konservatuvarı’nda üç yıl ders aldık. Lia Lanterieri, Dolora Zajick’la çalıştık, ünlü tenor Placido Domingo’nun seçkin operacıların kabul edildiği ’master’ sınıfında çalıştık" diye ilave ediyor.

*

Son beş yıldır Viyana’da yaşayan ikiz sopranolar, çeşitli Avrupa ülkelerinde konserler verdiler. 2001 yılında Uluslararası 4. Vivo Voix Yarışması’nda finale kalan Didem ve Sinem hakkında bir Fransız müzik acentesi kurucusu "Akdeniz sesine sahipsiniz, yumuşak ve sıcak" şeklinde beğenisini dile getirirken ikizlerin Viyana Devlet Operası’ndaki konserinden sonra ünlü tenor Domingo daha da ileri giderek "Opera İkizleri’nin çok başarılı bir dünya kariyeri yapmamaları için sebep görmüyorum" şeklinde beyanat verdi.

Didem ve Sinem’e, pop şarkıcılarının müzik eğitimi görmeden kısa sürede şöhret ve servete ulaştıklarına işaret edip "Popa yönelmeyi hiç düşündünüz mü?" diye soruyorum. İkizlerin görüşü aynı: "Popçuların çok para yapması bizim için önemli değil. Opera, müzik ve tiyatronun birleşimi. Operanın şaşaası, görkemi, kostümler ve oyunculuk yönü daha çocukluğumuzda bizi cezbetti. Yıllardır sahne tozu yuttuk ama şikayetçi değiliz. Yaptığımız tercihten memnunuz."

*

Yoğun bir çalışma içinde Opera İkizleri. Amerika’da konserleri takiben TV ve radyolarda röportajlar verdiler. Eylülde İstanbul Ticaret Odası’nın düzenlediği konsere çıkacaklar. Ekim ayında Avrupa Parlamentosu’nda opera aryaları söyleyecekler. Ayrıca TÜRSAB’ın konseri var programlarında.

Didem ve Sinem, ilk kez geçen ay, New York’ta Türk Haftası Balosu’ndaki minik konserle Atlantik Plak Şirketi’nin kurucusu Ahmet Ertegün’ün de dikkatini çekmeyi başardı. Bugüne kadar Türk şarkıcıları arasında ciddi olarak yalnızca Tarkan ile ilgilenen, yaygın şöhtretli plak yapımcısı, ikizleri bir hafta içinde iki kez ofisine davet etti. Ofisinde Didem ve Sinem’in solo ve düet performanslarını dinledikten sonra "Sizde gerekli yetenekleri görüyorum. Sesleriniz nefis, görünüşünüz güzel, size materyal aramaya başlayacağım. Benimle teması kesmeyin" diye mesaj verdi.

Dünyanın tek ikiz sopranolarının amacı Milano’da Scala, New York’ta Lincoln Center, Metropolitan Operası ve Carnegie Hall’da sanatlarını icra etmek.

On binlerce sanatçının düşlerini süsleyen bu hedeflere ulaşmak kolay değil. Bunca kalabalık arasından bir çift ikiz sopranoyu çekip çıkarmak için güçlü bir lokomotife ihtiyaç var. Ertegün’den güçlüsü pek akla gelmiyor.
Yazarın Tüm Yazıları