Şimdi Vakıfbank’ı yabancı mı sayalım

KURBAN Bayramı tatilinden kısa süre önce Nilgün Karataş’la birlikte Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Akbank’ın Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sabancı’yla görüşme şansı yakaladık.

Erol Sabancı’nın Türk bankacılık sektörü ve ekonomiyle ilgili mesajlarını iki bölüm halinde yayınladık. Sabancı’nın en ilginç değerlendirmelerinden biri yabancı bankaların Türkiye’ye dönük yatırımlarıyla ilgiliydi.

Konuyu şu soruyla açtım: "Akbank’ın yüzde 20’sini Citigroup’a sattınız. Yabancı bankalar Türkiye’de bankalar aldılar, ortak oldular, yenileri gelecek. Ancak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, ’Birliği Başkanlığında Mr. bilmem ne görmek istemem’ dedi. Sizin yorumunuz nedir?"

Erol Sabancı yanıtını vermeden eski Devlet Bakanı Kemal Derviş’in, "Türk bankacılık sektöründe yabancıların payı yüzde 25-30’ları geçmemeli" sözünü hatırlattım. Sabancı, söze "Ekonominin kalp damarı sayılan bankacılık sektörünün tümüyle yabancılara bırakılmaması gerekir" mesajıyla söze girdi. Gelen yabancı bankaları üç kategoriye ayırdı:

Türkiye’deki bir bankanın tamamını satın alanlar. Örnekler: National Bank of Greece’in (NBG), Finansbank’ın çoğunluğunu alması, Fortis’in Dışbank’ı alıp adını bile değiştirmesi, Dexia’nın Denizbank’ı alması.

Bir Türk bankasının yarısını alanlar: Örnekler: Yapı Kredi’de Koç-UniCredit ortaklığı, General Electric’in Garanti Bankası’na ortak olması, BNP Paribas’ın Türk Ekonomi Bankası’nda (TEB) aynı şekilde ortaklığa girmesi.

Bir Türk bankasından azınlık hissesi alanlar: Örnek: Citigroup’un Akbank’ın yüzde 20 hissesini satın alması.

Sabancı, Türk bankacılık sektöründe yabancı oranını hesaplarken, "dümenin kimde olduğuna bakmak gerektiğine" özellikle vurgu yaptı: "Akbank’ın yüzde 20’sini Citigroup’a vermişiz. Dümen kimde? Bizde. Dünya bankacılığının pırlantasının Akbank’a katacağı çok şey var. Ancak, yüzde 20’si Citigroup’a geçti diye Akbank’ı yabancı bankalar sınıfına sokmak yanlış olur."

Erol Sabancı, bu görüşünü Vakfbank örneğiyle güçlendirdi: "Vakıfbank’ın yüzde 25’i halka açıldı. Bu sırada bankanın yüzde 20’si yabancıların eline geçti. Vakıfbank’ın yabancı banka olduğunu söylemek mümkün mü?"

Sabancı, Kemal Derviş’in dile getirdiği "Türk bankacılık sektöründe yabancıların payı yüzde 25-30’u geçmemeli" görüşünü, kendi penceresinden daha net ve anlaşılır biçimde ortaya koydu: "Dümeni tümüyle yabancıların elinde olan bankalarımızın sektördeki oranının yüzde 25-30’u aşmasını ben de istemem."

Görüşme sonrasında, bankacılık sektöründeki yabancı payı konusuna bakışım daha da netleşti, bu konuda Erol Sabancı’yla aynı noktada olduğumu anladım.

Dümen "patron katında" Türkler’de olduktan sonra, bankacılık sektörümüzüü dev yabancı bankaların sermaye katkısıyla güçlendirmenin ne sakıncası var?

’Bonkör faizi bırakalım’ sözüme çok destek geldi

AKBANK Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sabancı’nın görüşmemizdeki en çarpıcı mesajlarından biri de faizlerin yüksekliğiyle ilgiliydi: "Bir tarafta yüzde 4 (sapmalarıyla birlikte yüzde 2-6 arasında) enflasyon hedefi koyuyorsunuz, diğer tarafta faiziniz yüzde 21 düzeyinde bulunuyor. Bunlardan biri yanlış yerde duruyor."

Erol
Sabancı’nın "yanlış yerde duruyor" sözüyle kastettiği faizdi: "Yüzde 8 reel faiz bile bizim için bonkördür. Kademe kademe indirelim."

Sabancı’nın bu sözleri Hürriyet’te yayınlandıktan sonra kendisini başta milletvekilleri olmak üzere çok arayan, hak veren olmuş. Aslında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da faiz konusunda aynı yönde düşündüğü biliniyor.

Bir yandan Cumhurbaşkanlığı seçimi, diğer taraftan genel seçimler var... Buna dünyadaki "git-gel"leri de eklersek faizler rahat inebilir mi?

Üç kez dibe vurduk, artık kriz vız gelir

DERİMOD, 2006’nın son günlerinde 30’uncu kuruluş yıldönümünü kutladı. Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim, Derimod’un kısa öyküsünü anlatırken, dibe vurdukları dönemleri atlamadı: "30 yılda üç kez dibe vurduk. Dibe en sert vuruşumuz 2001 krizi sırasında oldu. 2001’de sektörden çıkmayı bile düşündüm."

Derimod, 2001 krizinden de belini doğrultarak çıkınca Zaim, kararını vermiş. "Her an kriz çıkacakmış gibi tedbirli çalışacağız."

Derimod şimdi, "Kriz bize vız gelir" diyerek yoluna devam ediyor...
Yazarın Tüm Yazıları