Şimdi haberler

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Aşağıdaki metin memleketimize gizlice gelerek bir meyhanede içmeye giden Dean Martin, Groucho Marx, Frank Sinatra ve Woody Allen'ın gizli kamerayla yapılmış çekiminden elde edilen konuşma bandının çüzümüdür.

***

Groucho Marx: Bizim gibi tipleri müşteri olarak kabul edebilen bir lokantadan hayır çıkmaz, hemen buradan gidelim.

Woody Allen: Yahu Groucho, imkânsızı başarmak üzeresin, sen benden de paranoyak olmaya başladın, otur şurada rahatça içkini yudu...

(Bu aşamada Woody Allen'ın boğazına beyaz peynir kaçar. Nefes alamamakta ve neredeyse ölmek üzeredir. Tuhaf el kol hareketleri yaparak yerlerde çırpınmakta ve suratında da son derece şaşırmış bir ifade bulunmaktadır. Dean Martin ise bütün bu fantastik görüntüyü hiçbir his göstermeden izlemekte, suratında müstehzi bir ifadeyle sigarasını tüttürmektedir.)

Frank Sinatra: Bırakın gebersin, yemek yemeyi bile beceremeyen bir solucanın yaşaması bile abes zaten.

Groucho Marx: Ama Frank, hesabı o ödeyecek. Bizim tarafımızdan sevilmek istediği için o teklif etmişti hesabı kendisinin ödemesini.

(Ancak bu sözler Dean Martin'i ayağa kaldırabilir. Suratındaki ifadeyi katiyen değiştirmeden yerde çırpınmakta olan Woody Allen'ın yanına yaklaşır. Yürürken iki kez düşme tehkikesi geçirir, çünkü tabii ki körkütük sarhoştur. Woody'i kaldırır, arkasına geçer ve ünlü Heimlich manevrasını yapar. Woody aniden öksürür, ağzından fırlayan peynir, Frank Sinatra'nın bacağına çarpar. Frank bunun üzerine Woody Allen'ı boğmaya çalışır ama Dean ona engel olur.)

***

Groucho Marx: Harika bir ülkeymiş burası vallahi. Bilseydim çok daha önce gelirdim.

Woody Allen: Ne diyorsun sen ya, inanılacak gibi değil hakikaten. Ben New York'tan çıkmıyordum ya yıllardır, neler kaybetmişim meğerse. Eğer burada doğmuş olsaydım, bir tek gün bile ne yazacağım, ne tür film çekeceğim diye tek kez bile düşünmezdim. Burada konu sıkıntısı katiyen çekilmez, çünkü bütün ülke konu haline dönüşmüş. Dokümanter çeksem abuk komedi olarak algılanırdı yemin ediyorum.

Frank Sinatra: Sen burda doğmuş olsaydın ve o yazdığın abuk şeyleri burada yazmaya çalışsaydın çoktan ölü bir Yahudi olurdun, bilmem anlatabiliyor muyum, bebeğim.

(Bu aşamada bebeğim sözünü duyan Woody'in suratında dehşet ifadesi belirir. Zaten uzun yıllardır kendisinin gizli homoseksüel olduğu yolunda ciddi kuşkuları bulunan Woody, bu kuşkusunun, hem de Frank tarafından yüksek sesle dile getirilmesinden sonra artık bütün endişelerinde haklı olduğunu düşünmektedir. Woody yüksek sesle ağlamaya başlar. İlk önce Frank ona bir tokat atar. Ağlama sesi daha da yükselir, Bu kez de Dean, viski bardağını o gece ilk kez ağzından indirir ve bir de o tokat atar Woody'e. Woody de aniden ve hiç gerek yokken Groucho'ya bir tane patlatır. Woody'in gücü sadece ona yetebilmektedir.)

Bu arada aşırı alkol nedeniyle Woody Allen'ın yaşadığı inanılmaz kimlik krizi travmasından tamamen habersiz olan Dean Martin aniden yüksek sesle şarkı söylemeye başlar:

‘Return to Me oh my DARLING oh my pride...’

Şarkıyı duyan Woody daha da panikler. Dean Martin'in bu şarkıyı kendisi için söylediğini sanacak kadar bilincini kaybetmiş durumdadır. Üstelik kendisi Dean Martin'i fazla çekici de bulmamaktadır. Eğer çok zorlanır ve illa da bir tercih yapması gerekirse ilerde o Groucho'yu seçmeye meyillidir. Çünkü Woody için fiziksel güzellik değil, ruhi güzellik önemlidir)

Frank Sinatra: Biliyor musunuz, hepinizden çok sıkıldım.

Groucho Marx: Eh, bizim de harika güzel bir gece geçirme konusundaki idealimiz bundan ibaret değil tabii ki...

(Sonunda kendini tutamayan Frank, Groucho'ya fena halde çakar.)

Kendisi dışında travma yaşandığında hemen her durumda normale dönme gibi bir yeteneği olan Woody Allen yumruk sesi duyulur duyulmaz kendine gelir ve yerde yarı baygın yatmakta olan Groucho Marx'a bakarak, ‘‘Mark Twain demişti ki: Ağzını açıp konuşmaya başlayarak aptal olduğun yolundaki bütün kuşkuları ortadan kaldırmaktansa, öylece sessiz durup, sadece aptal olduğun izlenimini vermek çok daha iyidir.’’ der.

Bu kez de Dean Martin, bu konuşması nedeniyle Woody Allen'ı eşek sudan gelinceye kadar dövmeye başlar.

Ona her vuruşunda Woody ilk önce çığlık atmakta sonra da anne, anne diye ağlamaktadır.

Daha sonra onu neden dövdüğü kendisine sorulduğunda Dean Martin, ‘‘Bilmem, hatırlamıyorum’’ diye konuşacaktır. Bu cevabına ise Frank gözlerinden yaşlar gelinceye kadar gülecektir.

***

Sevgili okurlarım.

Bu yazıya Türkiye'deki siyasi durum hakkında bir parodi yazmak amacıyla oturdum. Sonuçta böyle abuk bir şey ortaya çıktı.

Hepinizden özür diler, gözlerinizden öperim.

Yazımı Mark Twain'in şu ünlü sözleriyle noktalamak istiyorum:

‘‘Sevgili okuyucularım. Şimdi ilk önce aptal olduğunuzu farz edin. Sonra da politikacı olduğunuzu düşünün. Ama durun bir dakika, acaba neden lafımı tekrar etmeye başladım ki?’’

Yazarın Tüm Yazıları