Şimdi EgeArt zamanı

EGE Üniversitesi bu yıl 6-15 Aralık tarihleri arasında uluslararası sanat günleri EgeArt’ın beşincisini düzenliyor.

Haberin Devamı

Ege Üniversitesi Rektörü Profesör Dr. Candeğer Yılmaz davet edince İzmir’in “sanat hallerini” görmek kısmet oldu.
EgeArt, yurt dışından 40 ülke, Türkiye’nin 22 şehirden ve 38 üniversiteden 500’den fazla sanatçıyı bir araya getirmiş.
Şehrin tam 22 farklı noktasında eserler sergileniyor.
Sabahın erken saatlerinde ilk durak EgeArt’ın açılışının yapıldığı Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi.
Henüz ortada kimseler yokken gezdiğim AKM’de, çağdaş heykel sanatının öncülerinden Kuzgun Acar ile Semiha Berksoy’un eserleri çarpıcı.
Kuzgun Acar’ın vaktinde Kafkas Tebeşir Dairesi oyunu için yaptığı maskeler Cengiz Çetindoğan koleksiyonundan ödünç alınmış.
Demek ki, Çetindoğan çiftinin, Zaha Hadid’e çizdirdikleri ve 2015 başı açılması planlanan müzelerinde Kuzgun Acar maskelerini görme fırsatımız olacak.
AKM’deki sergi ünlü sanatçılarla üniversiteli genç yetenekleri de bir araya getirmiş.
Ustaların eserleriyle gençlerin eserleri yan yana.
Rektör Profesör Candeğer Yılmaz’ın dediği gibi, EgeArt genç sanatçıların, sanata gönül vermiş gençlerin ünlü ustalarla tanışmaları ve birlikte çalışmaları için bir vesile.
Ege Üniversitesi, sanat günleri için Türkiye’nin 38 ilindeki üniversitelerinden gelen öğrencilerini kendi yurtlarında ağırlıyor.
9 üniversitesiyle 130 bin öğrenciyi barındıran İzmir, EgeArt nedeniyle gördüğüm kadarıyla tam bir gençlik şehrine dönüşmüş.
Akbank’ın ana sponsorluğunda düzenlenen EgeArt bu yıl 80 bin ziyaretçi bekliyor.
66 patent sahibi olan ve patenti Türkiye’nin her tarafında teşvik etmek için önemli çalışmalar yapan Ege Üniversitesi 2005 yılında da EgeArt markasını tescil ettirtmiş.
Rektör Yılmaz “EgeArt tanımlanmış ve tescillenmiş bir etkinlik markasıdır” diyor.
İzmir, Expo 2020’yi geride bırakmış, EgeArt sanat günlerinin tadını çıkartıyor.
Bir yarım gün zarfında şehrin 22 noktasındaki sergilerin tümünü göremedim ama Ege Üniversitesi’nin müzeleri arasında yer alan “Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi”ni ziyaret fırsatını kaçırmadım.
Zamanında İzmir’in ünlü Levanten ailesi Giraud’lara ait Ballian Köşkü’ndeki müzede yerli, yabancı sanatçıların kağıt eserlerinin yanı sıra orijinal Miro, Chagallgibi ünlülerin taş baskı kitaplarını da sergiliyor.
Yolunuz İzmir’e düşerse, Türkiye’de bir ilk olan Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi’ni kaçırmayın.

Haberin Devamı

45 yıl önce pervaneli uçakla turist getiriyorduk

Haberin Devamı

VURAL Öğer’in piyasadan çekilmesinden sonra Almanya’dan Türkiye’ye turist getiren tek Türk operatör şirketi Bentour’un CEO’su Kadir Uğur 45 yıllık bir turizmci.
İktisatçı olarak Deutsche Bank Frankfurt şubesinde staj yaparken rehberliğe gönül vermiş, derken kendini turizmin içinde bulmuş.
Sohbetimizde, 1968 yılında pervaneli uçakla Türkiye’ye turist taşıdıkları, Alanya’ya telefonla ulaşmak için 24 saat bekledikleri günleri hatırlatıyor.
Bugün 30 milyonun üzerinde turist ağırlayan Türkiye gerçekten nereden nereye gelmiş.
2004 yılında kurduğu Bentour’un yüzde 20’sini İsviçre’nin turizm devi Kuoni’ye satan Kadir Uğur’un 2013 ciro tahmini 74 milyon euro.
2012 yılında şirketin cirosu 44 milyon euro imiş.
Her yıl cirosunu büyüten Bentour Almanya’dan “kaliteli turist” getirmekle övünüyor.
Uğur Kadir “Alman nüfus giderek yaşlanıyor, dolayısıyla getirdiğimiz turistler titizleniyor. Turist gönderdiğim otelleri kendim bizzat gezerim” diyor.
Sadece kendi müşterilerine hizmet vermek için 3 milyon euroya 5 tekne inşa ettiren Kadir Uğur ile bir konuda anlaşamadık.
Bentour’un CEO’su, kültür turizminin 60’lı yıllarda kaldığını iddia ederek Türkiye’de turizmin gelişmesi için en iyi formülün deniz-kum-güneş olduğunu iddia ediyor.
Kesinlikle aynı fikirde değilim.
Türkiye dünya turizminde sağlam bir yer istiyorsa tarihi mirasıyla, arkeolojisiyle kültür turizmine ağırlık vermek zorunda.
Deniz-kum-güneş her yerde var.

Yazarın Tüm Yazıları