Şeriat usulü toplum mühendisliği

CUMHURİYET’in laik eğitim ve öğretim sisteminden, Köy Enstitüleri’nden söz ederseniz bazı kimileri "toplum mühendisliği bu" diyerek üzerinize yürürler.

Oysa insani, toplumsal ve mesleki olup da toplum mühendisliği yapmayan hiçbir yöntem ve sistem yoktur. En başta tarikatlar ve cemaatler. Ama, en çok da bunlar şikáyet ederler. Devleti pasifize etmek için.

Bir devlet, eğitim ve öğretim süreçlerinde toplum mühendisi olmak zorundadır. Meşru hakkıdır. Bütün öğretmenler, bütün devlet memurları ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, en küçüğünden en büyüğüne istisnasız cumhuriyetçi olmak zorundadır. Bunun demokrasiyle, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’yle, inanç, ibadet ve düşündüğünü ifade özgürlükleriyle hiçbir ilişkisi yoktur. Vardır diyen varsa, buyursun kanıtlasın.

MÜFETTİŞ KONUŞUYOR

Danıştay cinayeti sanığı Alparslan Arslan’ın babası İdris Arslan (İlköğretim Müfettişi), 12 Ağustos tarihli Hürriyet’te konuşuyor (Cümlelerin başına bir sayı koyarak aktarıyorum):

"1. Milletin hizmetinde olun, milletin amaçları doğrultusunda hizmet edin. 2. Milletin gayesi, ülküleri, amacı ve değerleri vardır. 3. Milletin değerlerine saygılı olun. Sevmeseniz de saygılı olun. Saygılı olmayana, milletin değerlerine hakaret edene bu millet gereken dersi verir. Bu ülkede İslam düşmanları var, Kuran düşmanları var, millet düşmanları var. Bu ülkeye yüz bin şehit verdik. Gerekirse yüz bin şehit daha veririz. 4. Ülkede Mehmet, Ahmet, Mustafa, Ali, Veli olan birçok Ermeni ve Rum vardır. Laiklik adı altında bu ülkenin değerlerine düşmanlık ediyorlar. 5. Bu ülkede yaşayan, bu ülkenin değerlerini benimseyen herkesi yürekli olmaya davet ediyorum."

CUMHURİYET DÜŞMANI

İlköğretim Müfettişi İdris Arslan’ın bu konuşması için suç duyurusu yapılmış. Yargı ne karar verir, bu onun işi. Yalnız bu konuşma şunu kanıtlıyor: İdris Arslan Anayasa’nın, Milli Eğitim Yasası’nın, Müfettişlik Yönetmeliği’nin, Talim ve Terbiye Yönetmeliği’nin istediği bir eleman değil, çünkü Cumhuriyet’in zorunlu kıldığı hiçbir özelliğe sahip değil, tam anlamıyla bir Cumhuriyet düşmanı, şeriatın toplum mühendisliği haddehanesinden geçmiş. Böyle birinin müfettiş olamaması, oldu ise ilk fırsatta tıpkı TSK’nın yaptığı gibi meslekten atılması gerekirdi. Bir ilköğretim müfettişinin böyle düşünme, inanma özgürlüğü yoktur. Var mı?

YÜREKLİ OLMAK!

1. Devlet memuru, Anayasa ve yasaların buyrukları doğrultusunda hizmet eder.

2. Milletin Anayasa ve yasalarla tanımlanmamış değerleri yoktur. Millet, devlet, din ve dinler konusunda yasaların belirlemediği soyut suç ve suçlar yoktur.

3. Ne olduğu ancak kendisi ve özellikle İslamcılar tarafından bilinen değerlere saygı göstermeyenlerin öldürülmesini öneriyor.

4. Bu ülkede, 1071’in öncesinde ve sonrasında İslam dinini kabul etmiş Rumlar ve Ermeniler elbette vardır ve sayıları az değildir. Bunları bahane ederek Cumhuriyet düzenini hedef gösteriyor. Toleranstan söz etmiyorum: Kökeni ve dini ne olursa olsun herkese saygı duymak zorundayız. Kavimler Kapısı’nda azınlıkların ad ve sıfatlarını bir tür suçlama olarak kullanmak tehlikelidir. Çünkü biri çıkıp "sizin" de gen ve DNA testi yaptırmanızı isteyebilir.

5. Yürekli olmak acaba Danıştay’a silahlı saldırı yapmak mıdır?

DEMEK Kİ NEYMİŞ!

Müfettiş İdris Arslan, şeriatın insan tezgáhının yetiştirdiği tipik bir İslamcı. Onun bir istisna olduğunu sanıyorsanız aldanırsınız. Sadece şeriat tehlikesinin bir paranoya olduğunu savunanlar aldanmazlar. Demek ki Türkiye’nin en önemli sorunu eğitim-öğretimde imiş...
Yazarın Tüm Yazıları