Sanki puro tribünü

Erkekler ya da kadınlara özel bazı hastalıklar var. Kadınlar prostat büyümesi veya kanserine, erkeklerde miyom -fibroid- veya rahim kanserine yakalanmazlar! Bazı hastalıklar ise erkekte de kadında da görülmesine rağmen, "kadına ya da erkeğe özel sorunlar" gibi bilinir.

Haberin Devamı

Yaşamlarını sonlandıran birincil sağlık sorunu "koroner kalp hastalığı" olmasına rağmen çoğu kadın kalp krizini bir erkek problemi gibi düşünür. Belki bu nedenle risk altındaki pek çok kadın hastamı "kalp koruma programı"na alamadığımı itiraf etmeliyim. Bu "yüksek koroner riskli" kadınlar her yıl meme kanseri tarama testi "mamografi"lerini, kemik yoğunluğu araştırma testi "kemik-mineral dansitometre incelemeleri"ni muntazam yaptırıyor.

Sıra, kolesterol, tansiyon, Hs-CRP, homosistein, HbA1c gibi koroner risk tarama testlerine geldiğinde ihmalci davranıyor. Araştırmalar meme kanserine bağlı ölümlerin kadınlarda sık görüldüğünü doğruluyor ama sıralamadaki yeri üçüncü, dördüncü sıralarda kalıyor. Birinci sırada hep "koroner kalp hastalığı" var!

Bunun tam tersi duruma erkeklerde de rastlıyoruz: "Guatr hastalığı" teşhisi koyduğumuz erkeklerden çoğu zaman "Erkeklerde guatr olur mu? Guatr, eşimin, kız kardeşimin hastalığı, hatta annemde guatr olduğunu hatırlıyorum" tepkisin alıyoruz. Kadınlarda daha sık görüldüğü doğru ama ne var ki guatr erkeklerde de görülebilir. Adnan Polat’ta da guatr bu nedenle şaşırtıcı değil. Guatr, daha seyrek olmakla birlikte erkeklerde de görülür.

YAVAŞ VE SAKİN YİYİN

Adnan Polat’ın besin seçiminde bazı küçük yanlışlar var. Bunlardan birincisi hızlı yemek yemesi. Hızlı yemek özellikle hızlanan hayatın bir parçası haline geldi. Yemek için ayıracağımız zamanı başka şeyler için değerlendirmeye katmamız ya da "bir taraftan yerken, diğer taraftan işleri tamamlamaya çalışmamız" bunun en önemli nedeni.

Ne var ki yemek yemek, beslenmek duygusal yönü yoğun olan bir seremoni. Çoğumuz farkına varmadan işin bu "ruhsal rehberlik" bölümünü ihmal ediyoruz. Ağzımıza giren ilk lokma ile beynimizin doyma duygusunu fark etmesi arasında neredeyse yarım saate ulaşan bir süre olduğunu bilmiyoruz. Her lokmayı iyice çiğneyip midenizin sindirim yapısına hazırlayın.

Adnan Bey’in bir diğer yanlışı da öğün atlaması. Öğün aralıklarını küçük ara öğünlerle doldurmak yerine, ana öğünleri bile yeteri kadar düzenli almamak beslenme açısından yapılabilecek en önemli hatalardan biri. Adnan Polat’ın beslenme notu: 7

Sigara konusundaki düşüncelerimiz biliniyor. Bu nedenle ılımlı alkol kullanımı ve nescafe tüketimi için kırmadığımız notları sigara nedeniyle kırıyoruz. Yaşam tarzı alışkanlıkları notu: 6

UYKUNUZU BİTKİLERLE DESTEKLEYİN

Adnan Polat kötü bir notu da uyku kalitesiyle alıyor. Hem yeterli süre uyumadığı hem de uykusunun arzu edilen kalitede olmadığı anlaşılıyor. Geçici olarak 1-3 mg melatonin ya da bitkisel desteklerden Passion Flower ya da baldıran otunu tavsiye ederim. Her iki bitkinin de standart hale getirilmiş ilaç gibi dozu edilmiş tablet ve şuruplarından faydalanabilir. Eğer bu basit çözümler işe yaramazsa bir uyku uzmanından yardım alması iyi olur. Uyku kalitesi için iyi bir not alamıyor: 7.

Sırası gelmişken duyuralım: Melatonine benzer etki gösteren ve bağımlılık yapıcı ciddi bir yan etkisi bulunmayan yeni bir molekülü ABD’de piyasaya verdiler. Ramelteon isimli maddeyi üreten firma bir Japon ilaç üreticisi. Uykusuzlara duyurulur!

STRESİNİN SEBEBİ FUTBOL

Adnan Bey’in son derece güçlü bir sosyal ilişki ağı var. Büyük bir spor kulübünün yöneticisi. Yoğun bir iş hayatı ve sosyal ilişki ağına sahip biri olarak istediği düzeyde huzuru yakalayamaması sürpriz değil. Böyle bir karmaşada çatışmalar, gelgitler, öfkeler, endişeler hep olacak. En azından her hafta pazar akşamı maçlar tamamlanana kadar bu çatışmalar yaşanacaktır.

Yapabileceği bir şey yok mu? Bir ölçüde var. Bunun için stres yönetimi konusunda bir uzmandan destek alabilir. Adnan Bey’e stres yönetimi bakımından da iyi bir not veremiyoruz: 7

KULÜP YÖNETİCİLERİ KÖTÜ ÖRNEK

Adnan Polat, Galatasaray gibi güzide bir kulübün yöneticisinin egzersiz yapmaması sürpriz değil. Çünkü gittiğim futbol maçlarında sigara ve puro içenlerin en yoğun olduğu yerin yönetici locaları olduğunu görüyorum. Her yıl şampiyonluk mücadelesi yapan üç büyük takımdan ikisinin başkanı kilo sorunu yaşıyor. Bu üç başkandan ikisi sıkı bir sigara içicisi. Kulüplerin yönetim kurulu üyelerinin neredeyse yüzde 80’i sigara kullanıyor.

Üzülerek belirtelim ki kulüp yöneticilerinin çoğu egzersiz yapmıyor. Bu durum eskiden daha da kötüydü. Antrenörlerin çoğu sahada takımlarını yönetirken bile sigara içiyordu. Milyonlarca kişinin izlediği televizyon yayınlarında localar sık sık görüntüye geliyor. Ya yöneticilerimiz sigara, puro, pipo ve benzeri "dumanlı müstahzarat"dan vazgeçmeli ya da bu görüntüler izleyicilere yansıtılmamalı. Adnan Bey’in egzersiz notu da pek iyi değil: 6

Adnan Polat’ın aile öyküsünde genetik geçişli olabilecek ciddi hiçbir sağlık sorunu görünmüyor. Genetik miras yönünden ona çok yüksek bir not veriyorum: 9

Bu son andaki bonkörlüğümün nedenini de itiraf edeyim, Galatasaraylıyım! Adnan Polat’a sağlıklı, keyifli, huzurlu, şampiyonluğu bol bir hayat diliyorum.

5-HTP TOKSİKTİR

Yemeklerle birlikte midemizden, safra kesemizden, pankreas bezimizden salgılanan çok sayıda enzim ve hormon var. Bunların bir kısmı beyin-mide arasındaki ilişkiyi yönetiyor. Takiben beyin norepinefrin, serotonin gibi kimyasallar salgılıyor. Bu duygusal kimyasallar içinde serotonin bir hayli önemli. Uzun süre aç kalındığında serotonin seviyeleri azalıyor, yeme isteği artıyor. Sırası gelmişken belirtelim. Bazı uyanık (!) zayıflama merkezleri hastalarını, serotoninin ham maddesini içeren 5-HTP tabletleri vererek zayıflatmaya çalıştılar. Kilo verenler de oldu ama beyinlerinin kimyasal dengesi bozuldu. Bu yanlışı sakın yapmayın. Hızlı yemek yiyen biriyseniz ya stres altındasınız ya da başka bir ruhsal sorununuz var diye de düşünebilirsiniz. Ama hızlı yemenin kilo kontrolünü güçleştirdiğini, reflü, gaz, şişkinlik, gastrit ve benzeri sorunları tetiklediğini lütfen unutmayın.

GUATR NEDİR, NE YAPAR?

Guatr boynunuzun ön kısmında, iç salgı bezi görevi yapan tiroid isimli organın büyümesi sonucu oluşur. Tiroid bezi iki temel hormon üretir. Pratikte T3 ve T4 hormonları olarak bilinen bu iki hormon metabolizmanızın düzenlenmesine, vücut ısınızın kontrolüne, kalp atış hızınız, bağırsak çalışma aktiviteniz başta olmak üzere organların çalışma düzenine etki eder. Bu bezin kalsiyum dengesini düzenleyen "kalsitonin" isimli bir hormonu da ürettiğini belirtelim.

Guatr teşhisi bez çok büyükse gözle, hafif veya orta derece büyükse elle, çok erken dönemde ise ultrasonografi gibi yöntemlerle konulabilir. Bu hastaların ortak şikayetleri boğazda gerginlik, basınç sıkışma hissi, boğuk veya çatallı bir ses, inatçı öksürük, yutma güçlüğü, solunum zorluğudur. Bu belirtilerin hepsi veya bir kısmı mevcut olabilir. Bazı hastalarda sinirlilik, uyku bozuklukları, çarpıntı, saç-cilt değişiklikleri gibi atipik şikayetler de görülebilmektedir.

Her guatr hastasının yakınmaları kendine özgüdür. Guatr hastalarında tiroid bezi normal çalışabileceği gibi gereğinden hızlı (hipertiroidi) veya normalden yavaş (hipotiroidi) çalışabilir. Bu nedenle sadece kanda tiroid hormonları ölçümü ile guatrın olup olmadığı söylenemez. Teşhis için mutlaka elle veya ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleriyle muayene yapılır. Tedavi her hastaya ve hastanın klinik durumuna göre farklı olacaktır.

Nasıl yaşıyorlar

Haberin Devamı

Adnan Polat, 54

Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı

İşim gereği yıl boyunca çok sık seyahate çıkıyorum. Bu nedenle sağlığımı muhafaza etmekte zorlanabiliyorum. En çok midemden mustaribim. Gastritim var. Henüz ülsere varmasa da beni rahatsız ediyor. Ayrıca guatr hastalığım da var. Ailemde ise hiçbir önemli hastalık çıktığını hatırlamıyorum. Yine seyahatlerim nedeniyle çok sık bir egzersiz programı izleyemiyorum. Ama eğer İstanbul’da ve evdeysem haftada 2-3 gün mutlaka yüzüyorum. Tabii normal bir işgünümün de çok hareketli geçtiğini eklemem lazım. Belki de bu sayede kilom pek değişmez. Halbuki öğünlerim de pek düzenli değil. Ama öyle abur cubur yeme, sık sık atıştırma alışkanlığım yok. Hızlı yemek yiyorum. Yemekleri ayırt etmem ama çok dengeli beslenemiyorum. Hamur işleri, salata, meyve, süt ürünlerini düzenli yiyorum. Kırmızı et yerine tavuk veya balık yemeği tercih ediyorum. Gün içinde çok neskafe içiyorum. Sigaradan bir türlü kurtulamadım. Günde bir paket sigara içiyorum. Haftada 3-4 gece makul miktarda alkol alıyorum. Stres nedeniyle özel bir sorunla karşılaşmadım bugüne kadar. Sadece bazen iş temposundan kaynaklanan bir yorgunluk hissediyorum. Neredeyse hiçbir zaman erken uyuyamam. Uyku kalitem de pek parlak değil. Sağlıklı sosyal ilişkilere sahibim. İşimi de severek yapıyorum. Ama öyle her zaman pozitif ve huzurlu olduğumu söyleyemem.

Yazarın Tüm Yazıları