Sabancı’nın Toyota acısına savaş karıştı

SABANCI kardeşlerden en küçüğü rahmetli Özdemir Sabancı, Hürriyet Ekonomi Servisi'nin otomotiv otoritesi Ufuk Sandık'ı çok severdi.

Toyota'nın temelinin atılması arefesinde bir akşam başta Enis Berberoğlu olmak üzere, Hürriyet Ekonomi olarak Özdemir Bey'le yemekte buluştuk.

Heyecanla Toyota'yı Türkiye'ye yatırıma ikna edişini anlattı. Gecenin sonunda, Ufuk Sandık ve kendi güzergahına yakın oturan bir-iki arkadaşımızı yine kendi kullandığı Toyota otomobiliyle evlerine bıraktı.

O buluşmada olanlarımız, Özdemir Sabancı'nın Toyota ile ilgili planları anlatırken yaşadığı heyecanı hiç unutamadık.

Sabancı Holding'le Japon Toyota Motor Company, Adapazarı'ndaki tesisler için 400 milyon dolar harcadı. Japon Toyota ile Özdemir Sabancı, Türkiye'de otomobil pazarının 1 milyon adede çıkacağı hesabını yapmıştı.

Yatırım kararı aldıkları dönemde bütün planlar bu rakamı gösteriyordu. Türkiye henüz Gümrük Birliği'ne de girmemişti. Pazarda en büyük üreticiler Tofaş ve Renault'tu.

Yıllık 100 bin otomobil üretme kapasitesi yaratmaya dönük yatırımı hayata geçirdiler. Dönemin hükümeti Japonlar'a bazı teşvik sözleri verdi.

Aradan zaman geçti, sözler tutulmadı. Önce 94 krizi vurdu. Üstüne Türkiye Avrupa Birliği (AB) ile Gümrük Birliği'ne girdi.

Toyota'nın karşısında Tofaş ve Renault gibi iki büyük rakip varken, bir de fiyatı uygun ithal otomobiller pazardaki pastaya saldırdı. Japon Toyota ile Sabancı'nın yüzde 50-50 ortaklığıyla kurulan ToyotaSA ilk darbeyi o günlerde yedi.

Arada piyasa düzelse de, ToyotaSA'da çarklar iki tarafın da beklediği gibi dönmüyordu. Üstelik Türkiye'de üretip, yoğun olarak iç pazara satış yapmak, otomobil üreticilerine yetecek gibi değildi.

Toyota'da geçen yıl üretimde çoğunluk Japonlar'a, pazarlamada Sabancı'ya geçti. Ardından Japonlar yeni Toyota Corolla'nın önemli üretim merkezlerinden biri olarak Adapazarı'nı seçti.

Ancak, Türkiye'de yaşanan Kasım ve Şubat krizi otomotiv sektörünü öylesine vurmuştu ki, Sabancı bu işi daha fazla uzatmayı anlamlı bulmadı.

Çünkü, 100 bini aşkın kapasiteli Toyota Adapazarı tesislerinde bu yılın ilk sekiz ayında sadece 1019 otomobil üretilebilmişti.

Sabancı, 200 milyon dolar yatırdığı ToyotaSA'nın üretiminden 158 milyon dolar alıp çekildi. Sadece ToyotaSA Pazarlama'da çoğunluğu elinde tuttu.

Sabancı Holding her ne kadar ‘‘Çekilmemiz krizden değil, yeni stratejiden’’ dese de durum apaçık ortada.

Daha önce kardeşi Özdemir Sabancı ve arkadaşlarına sıkılan kurşunlarla içi yanan Sakıp Bey, şimdi de onun en önemli eserinden çekilmekle sarsıldı.

Biz krizle boğuşup, onun acılarını yaşarken, sonunda savaş da patladı.

Bakalım bizi başka hangi acılar bekliyor?


Bütün yaz oturdular okulu kapattılar


YIL 1976... O yıl İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ne bağlı Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu'na girdim.

Dersbaşı günü Fındıkzade'deki üç-dört katlı bir apartmanda faaliyet gösteren okuluma gittim. Kıdemli öğrenciler, ‘‘Okulda boykot var’’ dedi. Boykotun nedeni, ‘‘Binanın eğitim görmeye uygunsuzluğu’’ydu.

Okulumuz 1977 yılı Mayıs'ında Dolapdere'de bir işhanında, nispeten daha geniş bir yerde açıldı. Birinci sınıfı ‘‘hızlı eğitim’’le üç ayda bitirdik.

Aynı okulun bugünkü adı Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi...

Fakültenin Nişantaşı'ndaki binasında güçlendirme çalışmasının başlayacağı gerekçeyisle 3 bin öğrencinin dersbaşı, Ocak 2002'ye ertelendi.

Öğrenciler, son dakikada ‘‘Dekan vekili oldun’’ diye cepheye sürülen hocam Prof. Alaeddin Asna'ya hırslanıp, evlerine döndü.

Bizim okulun kaderi midir nedir?

25 yıl önce bina için boykot, 25 yıl sonra Marmara Üniversitesi yönetiminin bütün yazı boşa geçirmesinin getirdiği zorunlu tatil.

Günümüz koşullarında, hem de İstanbul'un göbeğinde bina yüzünden eğitimin aksaması... Olacak iş değil.
Yazarın Tüm Yazıları