Rezaletin sonu geldi

Tuğrul ŞAVKAY
Haberin Devamı

Ataköy’de Toplu Konut İdaresi’nin arsası üzerine Osmanlı Devleti’nin 700. Yılı Kutlamaları Koordinasyon Kurulu’nun aldığı bir kararla kaçak olarak kurulup altyapısı Bakırköy Belediyesi tarafından karşılıksız olarak hazırlanan ve içindeki tek otantik eser replikası sayılabilecek Otağ-ı Hümayun’un Başbakanlık tarafından yaptırıldığı, ancak gelirlerinin adeta bir irade-i şahane ile Terminal TV’ye bahşedildiği Osmanlı Köyü 40 günlük sürenin sonunda kapatıldı.

Yayınımız üzerine adı geçen 'Köy' Bakırköy Belediyesi’nce mühürlenmiş, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Dr. Füsun Koroğlu’nun yazılı ‘acil’ talimatıyla, aynı gün tekrar açılmıştı.

Eylül ayında Bursa ili içinde yapılacak kutlamalara kadar Osmanlı Köyü’nün Ataköy’de devamı böylece önlenmiş oldu.

Hiç olmazsa rezilliğin bu noktada durmuş olmasından dolayı sevinçli olduğumu saklayacak değilim.

Ancak bu arada sorduğumuz soruların bir çoğu cevapsız kaldı. Yetkili ve ilgililer bir mezar sessizliğine gömüldüler. 'Bizim memlekette ilgililer bilgisiz, bilgililer ilgisizdir' diyen halk filozofu Sakallı Arif bir kere daha haklı çıkmış oldu.

GİRİŞİMCİLİK AHLAKI

Yalnız Terminal TV’nin sahibi ve yöneticisi Akın Coşkuner, her zaman bizimle konuştu. İlişkilerini, işin perde arkasını elbette istediği gibi ve istediği ölçülerde aktardı. Ama hiç olmazsa susmadı. Ortaya çıkmaktan kaçmadı. Onun böyle bir iş için ehliyetten de, liyakatten de çok uzak olması, aslında sözkonusu kurulun sorunuydu, Coşkuner’in değil! Coşkuner, açıkça söylediği gibi bir girişimci ve tek amacı para kazanmak.

Sorun ise, çarpıtıldığı üzere bu zatın para kazanıp kazanmaması değil. Biz, girişimcilik adına kültür perdesi altında devlet kaynaklarının devlet aracılığıyla yağmalanmasına karşı çıktık.

Yoksa Ajda Pekkan’ın Hintli eniştesi de aynı günlerde Boğaz kıyısında sözüm ona padişah tahtına kurulup saray düğünü diyerek bir başka şarlatanlık örneği sergiledi ve bunun haberi bütün basında çarşaf çarşaf çıktı. Ben buna karşı bir yazı yazdım mı?

Rasim Özdenören’in bir makalesini saklamışım. Yazar orada şöyle diyor: 'İnsan, belki bütün zamanlarda açgözlü olmuştur. Ama o, açgözlülüğünü, aralarında en açgözlü olanların gücüne dayandırarak açgözlülüğünü yasalar marifetiyle bir kılıfa sokmanın yolunu bulmuştur. Vurgun, soygun, talan... böylece yasalar marifetiyle yasal (!) olarak kotarılmaktadır. Modern devletlerin, kendilerine göre bir hukuk düzeni kurmuş olmaları, bu devletlerin soygun düzenini ortadan kaldırmış olmaları anlamına gelmiyor, bilakis soygunun yasal yollarla kotarılmakta olduğunu gösteriyor.'

Ben bu konuda, İsmet Özel’in 'Onu arıyoruz: Vicdanen müsterih kişiyi. Haklı olduğunu ispat etmiş olanı değil' sözlerinden hareketle yazıp çizdim.

SÖZ HAKKINA SAYGI

Yine de bugün, Coşkuner’in bana haklılığını ispat etmek üzere gönderdiği mektubu aynen yayımlayarak, işi bitmiş olan Osmanlı Köyü konusuna bir son nokta koymak istiyorum.

Bunu, Akın Coşkuner’e, bütün taraflara açıkça tanıdığım bir hakkı, cevap hakkını kullandırarak yapacağım.

Aşağıda onun mektubunun tam metnini, bir tek nokta ya da virgülüne dokunulmamış haliyle bulacaksınız. Yazının üslubu, Türkçe ve imla yanlışları orijinalliğin kanıtı olarak aynen korundu.

Tabii arabaşlıklar bana ait.

Son mektup

Sayın Tuğrul Şavkay,

Bugüne kadar gerek Terminal TV gerekse hakkımda gazeteniz aracılığı ile yapmış olduğunuz hakarete varan suçlamalara yazılı yerine sözlü cevap vermiştim. Bunların bir kısmını yayınladınız.

Öncelikle Osmanlı Devleti’nin 700. Yılı Kutlamaları çerçevesinde Başbakanlık’ta oluşturulan Koordinasyon Kurulu’na biz de her kuruluş gibi projemizi hazırladık ve sunduk. Yapılan değerlendirme toplantıları neticesinde de sadece Otağ-ı Hümayun yaptırılmasına karar verildiği, Koordinasyon Kurulu Sekreteryasını yürüten Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı Sayın Dr. Füsun Koroğlu’nun imzasını taşıyan bir yazı ile bildirildi.

Bahse konu proje, Kurul tarafından bize verilmiş değil, aksine projeyi biz Kurul’a önerdik. Ayrıca, bizim gibi birçok özel sektör ve kamu kuruluşu da, hatta valilikler bile projeler hazırlamışlardı.

Proje uygulama alanı için de Bakırköy Belediye Başkanı Sayın Ahmet Bahadırlı ile bizzat giderek projeyi ben detayları ile anlattım. Başkan projenin kendi bölgelerinde yapılması halinde her türlü desteği verebileceğini ve resmiyet kazanması açısından da Başbakanlıktan kendisi yazı ile istedi. Başbakanlık ta kendisine böyle bir yazı göndermiş.

Arazi konusunda da biz Otağ-ı Hümayun alanından başka aktiviteler için kuracağımız küçük bir sahne alanının bize yeterli olacağını belirttik. Fakat Başkan büyük düşünerek yaklaşık 38 dönüm arazinin çevre düzenlemesini yaptı. Belki bunu bizim projemizin süresi olan 40 günden sonra başka amaçlar için kullanabilmek için yaptı. Ayrıca bize çalışmamızı önerdiği kişilerle çalışma ortamı (!) bulamadığımız için sizin de bizzat içinde bulunduğunuz ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan mühürlenip kapatılma ve açılma olayını yaşadık.

Ve nihayet 40 gün doldu, biz de yaptığımız çalışmaları sökmeye başladık. Otağ-ı Hümayun’u Başbakanlık 700. Yıl Kutlama Koordinasyon Kurulu’nun tespit edeceği yere ve kuruluşa teslim edeceğiz.

CUMHURİYET SÜVARİLERİ

Geçen yıl 29 Ekim’de Cumhuriyet’in 75. Yılı Kutlamaları çerçevesinde de kuruluşumuz, Devlet Bakanlığı’na sizin ihbarcınızın bilmediği bir proje verdi. O da Cumhuriyet Süvarileri isimli projeydi. 75. Yıl Kutlamaları Sekreteryasını da yine Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Sn. Dr. Füsun Koroğlu yürütüyordu.

Proje, hem Başbakanlık, hem de Genelkurmay tarafından uygun görüldü ancak kaynak sıkıntısı nedeni ile sponsor vasıtasıyla yapılmasını bir kısım giderler konaklama, iaşe vs... Genelkurmay Başkanlığı tarafından karşılanacaktı ama bütçe ve zaman darlığı neticesinde projeyi gerçekleştiremedik.

GELİŞEN TÜRKİYE KONVOYU

İkinci ve sizin ihbarcınızın bildiği diğer proje de Gelişen Türkiye Cumhuriyet Konvoyu Projesidir. Biz, resmi makam olan Ankara Valiliği’ne yeni ve Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilecek bir proje için Ankara Hipodrom (Eski)’da yapılacak resmi geçit töreninin ardından bir konvoy kurmak istediğimizi belirttik, izin istedik, izin verdiler.

Ardından 75. Yıl Kutlama Kurulu’na projemizi hazırladık ve sunduk. Bize maddi destek konusunda kaynak olmadığını bildirdiler.

Ama Yiğit Gülöksüz Tarih Vakfı Projelerinin, Bakanlar Kurulu’na kadar gidip onaylandığını tüm basından okuduk. Başbakanlık bize yazı ile projenin beğenildiğini ve sponsorlarla yapılmasının mümkün olacağını bildirdi. Biz de yaklaşık 30 özel firma ile görüştük ve sponsorluk sözü aldık. Proje, Cumhurbaşkanımız Sn. Süleyman Demirel’in huzurlarında gerçekleştirileceği için Cumhurbaşkanlığı’na müracat ettik ve manevi desteklerini istedik. Bu isteğimize destek verilerek ilgili özel kuruluşlara katılım için ricada bulunulduğuna dair bir yazı gönderildi. Ve de Hürriyet Grubu’nun da içinde bulunduğu bu projeyi gerçekleştirdik.

AYIPLAR, GÜNAHLAR VE YASAKLAR

Sayın Şavkay, şimdi size soruyorum, Devlet’in bu tür projeleri ister Kamu’dan gelsin, ister Özel Sektör’den, teşvik etmesi, desteklemesi ayıp mı? Günah mı? Yasak mı?

Ayrıca 75. Yıl veya Osmanlı 700. Yıl için ilgili yer Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı ise ben gidip Sağlık Bakanlığına mı, yoksa Trabzon Valiliği’ne mi müracat edeyim?

23 NİSAN PROJESİ

Gelelim 23 Nisen Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı Gece Şenlikleri Projesine;

Yazınızda tarih hataları olmakla beraber bu projemiz için Kültür Bakanlığı’ndan yine Ankara Hipodromu’nda Gece Şenlikleri adı altında bir etkinlik düzenlemek istediğimizi yine bir Işıklı Fener Alayı’nın şehir turundan sonra Hipodrom’da bir konserle son bulacağını ve bu aktivitelere katılacak halktan herhangi bir bedel alınmayacağını, bu nedenle 1 gün-1 gece için tahsisini istedik.

Bakanlık ta bu konuda bize uygunluk cevabını bildirmiştir.

Bu konuda bizim gerek Kültür Bakanlığı gerekse Başbakanlık’tan maddi bir talebimiz olmamıştır.

Konu ile ilgili ihbarcınızla görüştükten sonra bizi de aramanızı beklerdik.

İhbarcınızda eksik olan bazı belgeleri de ben tarafınıza gönderiyorum. (Coşkuner Genelkurmay’ın ve Cumhurbaşkanlığı’nın yukarıdaki projelerle ilgili onay yazılarını eklemiş.)

Sütunlarınızda yer vereceğiniz sözünüzle, bilgilerinize sunarım.

Akın Coşkuner

Terminal TV Basın Ajansı

Yazarın Tüm Yazıları