Peri masalına girmek isteyen kadının öyküsü

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Ne kadar önceydi hatırlamıyorum. Ama Diana'nın sevgilisi ile ilk resimlerinin yayınlanmasının hemen sonrasıydı.

Prens Charles, iki oğlu ile birlikte ata toprakları İskoçya'da orman gezisine çıkmıştı.

Her şey öylesine yapaydı ki. Babalarla oğulların hafta sonu gezilerindeki rahat ifadenin yerini birlikte getirilen televizyon ve gazeteci ordusuna en uygun pozları verme gayreti almıştı.

Kraliyet öykülerine meraklı izleyicilerden değilim, ama o gün BBC'de bu programa takıldım.

Charles ve o iki erkek çocuğun ‘‘düzenimizde hiçbir aksama yok. Mavi kan ailesinin yaşantısı sarsıntısız devam ediyor'' mesajını vermek için ırmak kenarına kadar uygun adım yürümelerini, burada köpekleriyle çok eğleniyormuş pozu yapmalarını izledim.

Charles ve oğulları ekrana arkalarını dönüp kendilerini bekleyen otomobile doğru uzaklaşırken yükselen spikerin sesi ‘‘Bu gezi ile Charles, çocuklarına sahip çıktığını kamuoyuna gösterdi'' diyordu vârislerin sağlam ellerde olduğu güvencesini verircesine.

Kraliyet, çocukların annelerinin hafifmeşrepliğine karşı kendisini koruyordu.

***

DÜN sabah Lady Di'nin trajik ölümünü duyduğumda çok üzüldüm.

İnsan, ölümün ardından hep bir suçlu arar.

Acaba İngiliz Sarayı'nın karanlık güçleri mi, bu ne zaman ne yapacağı belli olmayan kadının hayatına artık bir nokta koymaya karar vermişlerdi?

Zaten son yıllarda her çocuğundan ayrı yara alan tahtın resti miydi bu?

Yoksa Diana ve sevgilisini bir gölge gibi takip eden gazeteciler miydi kazanın sorumluları?

Onlar Diana'yı rahat bıraksalardı; bir kare resim için binlerce, milyonlarca dolar kazanma umudu olmasaydı paparazzilerin, belki de Mısırlı sevgili böylesine hızlı girmeyecekti tünele.

Basın mıydı suçlu olan?

***

BUGÜN dünyanın her yerinde basının yine hedef tahtasına oturtulacağını biliyorum.

Üstelik de neden Diana'nın sevgilisinin üzerine attığı bacağın resminin bu kadar para ettiği hesaplanmadan, neden bunu yayınlayan gazete ve televizyon kanalının tercih edildiği sorulmadan yine gazeteciler suçlanacak.

Ama yine gazetecilerden aynı şey beklenecek.

Topluma mal olmuşların hataları, gafları ve özel yaşamlarıyla ilgili haberler istenecek.

Çünkü insanlar, dokunulmazlara dokunmanın keyfini yaşayacaklar.

Dokunulmazlığa meydan okuyacaklar.

***

DİANA'nın dramı insan gerçekliğinden peri masalı kahramanlığına geçmek isterken arada sıkışıp kalan bir kadının öyküsünü anlatıyor.

Hem seçkinliğin ayrıcalıklarından yararlanıp hem de sıradan bir insan gibi kendi hayatını yaşama isteğinin en keskin çatışma noktasında öykü sona eriyor.

Yazarın Tüm Yazıları