Ouzo’yu kim batırdı

Uzo rakıya benzer bir Yunan içkisidir. Neredeyse Yunanistan’daki her şehrin kendi uzosu vardır; tatları farklıdır, ince nüanslar.

Ben, etiketinde derin Ege mavisi, üzerine altın harflerle Barbagianni yazanı, Yani Amca markasını severim.

Barbagianni, yumuşak bir rakıydı sanki; yaş üzüm rakıları çıkmadan ve Tekel özelleştirilmeden önceki kötü rakılar ile kıyaslandığında o uzo ab-ı hayat gibiydi.

Ama ben bugün, uzodan değil Ouzo’dan söz etmek istiyorum.

*

Ouzo, 2006 yazında Manş Denizi’nde kaybolan küçük bir yelkenli tekne. Öyküsü üzücü.

İngiltere ile Fransa’yı ayıran bu kanalda seyreden dev gemilerin yarattığı yoğun trafiğin içinde ilk yelken deneyimini yaşayan biri olarak, Ouzo’daki 3 deneyimli denizcinin o anlarını kafamda canlandırabiliyorum.

Sürekli tremola ile trafik içinde seyretmek, dev dalgaların tekneyi alabora etmemesi için pürdikkat dümen tutmak ve yaz aylarında bile insanın içini tir tir titreten o garip soğukta gecenin o saatinde, kendine orada ne işin olduğunu sormak...

Sonrası Ouzo için karanlık.

Teknelerinin adını bölgemizin keyifli içkisinden alan Rupert Saunders, James Meaby ve Jason Downer’ın cesetleri, ölümlerinden 40 saat sonra canyelekleriyle denizde yüzerken bulunduğunda olay ortaya çıktı.

Ouzo’ya ne olmuştu?

Gemi mi çarpmıştı? Bir dalga mı alabora etmişti? Sorumlu kimdi? Ouzo’dakilerin hatası var mıydı?

*

Kurulan Soruşturma Komisyonu, önce dev bir feribotu soruşturdu. Pride of Bilbao’nun yönetim kayıtlarına bakıldı, açıklar ve sanık bulundu.

Yargılama başladı; mahkeme sanığı akladı.

Gerekçe, South Tyneside College tarafından geliştirilen bir yazılımın Ouzo’nun kaybolduğu bölgede bir başka geminin olduğunu kanıtlamasıydı.

Crescent Beaune adlı petrol kosteri gerçekten de, o gün o saatte olay yerindeydi. Kaptanı, gece nöbet sistemine uyulmadığını kabul etti. Şirket ise sorumluluk almayı reddetse de, bu ihlal, geminin uluslararası faaliyet lisansına işlendi. Kaptan ise emekli oldu.

Ouzo dosyasının milyonlarca sterline mal olan bir soruşturma ardından kapanması, işlerin oralarda ne kadar ciddiye alındığını gösteriyor.

Tekne küçük, ölenler sıradan vatandaş... ’Kardeşim orada işleri neydi gecenin o vakti’ diyen yok. Ya da ilk soruşturulan gemi olan ’Pride of Bilbao’nun sahibi şirket ne der’ diye soran da. Soruşturma yapılıyor, tamamlanıyor ve sonuç açıklanıyor. Devlet, devletin kurumları, işte bu iş için, küçük teknenin sıradan insanlarının kaderinin ne olduğunu belirlemek için var.

Ölen öldüğüyle kalmıyor, dersler alınıyor, geride kalanlar huzura kavuşuyor.

Darısı başımıza...
Yazarın Tüm Yazıları