Olmamış darbenin oluşu?..

Bekir COŞKUN

Her askeri darbeden sonra, genelde emekli generallerin dilinden ‘‘Nasıl darbe yaptık...'' tefrikaları okumaya alışkın Türk kamuoyu, bu kez bunun da farkını yaşıyor...

Milliyet'te Yavuz Donat'ın kaleminden, Oramiral Güven Erkaya, medya tarihimizde ilk kez ‘‘Nasıl darbe yapmadık...''ı anlatıyor...

Askerlerin, ‘‘Nasıl darbe yaptıklarını'' değilse bile bu sefer ‘‘Nasıl darbe yapmadıklarını'' heyecanla okuyanlar, olmamış bir şeyin nasıl olduğunu öğreniyorlar...

Doğrusunu isterseniz; zaten askerlerin darbe yapmaması, darbe yapmalarından her zaman daha zordur...

*

Muhtemelen diğer generaller de ‘‘Nasıl darbe yapmadık'' şeklindeki anılarını yayınlayacaklardır ve bunlar misal Evren Paşa'nın ‘‘Nasıl darbe yaptık'' konulu anılarından daha da ilgiyle okunacaktır...

Oramiral Güven Erkaya sevilen, saygın ve dürüst bir asker...

Ama en çok da; lafını esirgemeyen...

Doğrusunu isterseniz ‘‘Nasıl darbe yapmadık''ı anlatırken, bu işi nasıl yaptıklarını da anlatmıyor değil...

Yavuz Donat'ın kaleminden, MGK'daki diyaloğa bakın:

‘‘Erkaya:

-Hükümet mevkiinde olanlar toplumu bizden olanlar-bizden olmayanlar diye ikiye ayırır mı?..

Cumhurbaşkanı Demirel:

-Var mı?..

Erkaya:

-Var Sayın Cumhurbaşkanım...

Cumhurbaşkanı:

-Yani nasıl?..

(Sanki bilmiyor...)

Erkaya:

-Çıkıp deniliyor ki bizden olmayan, bizim partimize rey vermeyenler bizden değildir...

Cumhurbaşkanı:

-Bunu kim söylüyor?..

Erkaya parmağını Erbakan'a uzatarak:

-Bizzat Sayın Başbakan...''

*

Nasıl paslaşma?..

Ve böyle sıkıştırıla sıkıştırıla görevi Çiller'e ‘‘Havada ikmal'' biçiminde devretmeye kalkan Hoca gidiyor...

Bu aslında askerlerin sivil iktidarı değişik bir yöntemle nasıl alaşağı ettiklerinin öyküsü...

Ama ‘‘Nasıl darbe yapmadıklarını'' anlatıyor...