Okur Mektupları

Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

Düşük kolesterol zararlı mı?

A.Adahan

Öncelikle kolesterolün birkaç türünün olduğunu belirtimek istiyorum. Sadece kolesterol denilince, total kolesterol anlaşılır. HDL olarak kısaca belirtilen, halk arasında ’faydalı kolesterol’ olarak nitelendirilen şeklidir. LDL diye anılanı, ’kötü kolesterol’ olarak adlandırılır.

Faydalı ya da iyi kolesterolün yüksek olması yararlıdır. 35mg. dan daha düşük düzeyleri risk taşımaktadır. Buna karşılık da total ve kötü kolesterol ne kadar yüksekse sağlık açısından daha fazla risk söz konusu olmaktadır. Kolesterolün düşük olmasının da riskli olacağı yolunda duyduklarınız eğer faydalı kolesterol (HDL) içinse, doğrudur. Bu sözlerle total kolesterol kastediliyorsa doğru değildir. Gerçi, bir süre önce bazı araştırmacılar kanserli hastalarla ihtihar girişimde bulunanlarda çok düşük total kolesterol düzeyleri (120 mg.ın altında) buldular. Ancak diğer araştırmacılar kanser gibi yıpratıcı bir hastalıkta kolesterol düzeyinin düşük olmasının doğal olduğunu ileri sürüyorlar. İntihar girişimi ile düşük kolesterol arasındaki ilişki konusunda da şu açıklama yapılıyor; ’intiharı düşünenler depresyonlu yapıdadır, bu yapı dolayısıyla da düzenli yemek yemezler. Gıda eksikliği de kolesterol düşüklüğüne neden olur. Burada intihara yol açan etken kolesterol değil, depresyonlu yapıdır.’

Sedef hastalığı neden olur?

A.ÇETİNER/ANKARA

Sedef hastalığına yol açan temel etken tam olarak bilinmiyor. Ancak bağışıklık sisteminin yanlış işlemesinin rol oynadığı tesbit edilmiş durumda. Ayrıca bazı ailelerde sık görülmesi kalıtımın rolünü de düşündürüyor. Sedefe eğilimi olan kişilerde, mikrobik hastalıklar, bazı ilaçlar, cilt yaralanmaları, stres, güneş yanığı ya da güneş eksikliği gibi etkenler belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

Düşünceler kafamı karıştırıyor

B.M./İZMİR

Düşünmek, her insanın yapması gereken, doğruyu bulma yollarından biridir. Ancak sizde olduğu gibi aşırılığı, zihinsel karşıklığa yol açar. Düşünmenin yararlı olması için düzenli bir akış içinde olması gerekir.

Sizin durumunuzun bir psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Yapacağı bazı müdahalelerle herşeyin normale dünmesini sağlayacaktır.

Göğsümde ağrılar var

G.KAYACAN/ALMANYA

Göğsünüzdeki ağrının kalp hastalığına bağlı olması ihtimali yok. Eğer ağrılarınız kalp hastalığına bağlı olsaydı, yani sorununuz koroner yetersizliği olsaydı, özellikle ağrı sırasında çekilen kalp elektrosunda (EKG) değişiklikler bulunurdu. Ayrıca size eforlu EKG denilen testi de yapmışlar. Bu, koroner yetersizliğinin yorgunluk hallerinde ortaya çıkan şeklini teşhis etmede yararlanılan bir tetkik yöntemidir. Ağrıların kalp romatizması olması da söz konusu değildir. Hastalığın adı kalp romatizmasi olarak söylenirse de, bu çok doğru bir tanımlama değildir, doğru olanı akut ateşli eklem romatizmasının kalpte iltihaplanma yapmasıdır. Bu romatizma kalbi etkilese bile, ağrı nedeni olmaz.

Sizin göğsünüzde ağrı yapan başka bir etken olmalı, ancak bu nedenler çok sayıda olduğu için ayrıntılı tetkikler sonucunda belirlenir. Almanya’da bu tetkikler yapılabilmektedir. Ev doktorunuz sizi yönlendirecektir.

Ülser araştırılmalı

T. TEZER

Son yıllarda, ülser hastalarının sindirim sistemlerinde bir mikrop tesbit edildi. Helikobakter pilori adı verilen bu mikrop, özellikle tekrarlayan ülserlerin nedeni olarak düşünülmektedir. Eğer bir kişide tekrarlayan ülser sorunu varsa ve yapılan tetkiklerde H.Pilori mikrobunun varlığı tesbit edilirse, buna karşı etkili bir tedavinin de eklenmesi gerekir.

Eğer sizin de sindirim sisteminizde bu mikroptan bulunduğu belirlenmişse endişe etmeyin. Çünkü, mikrop taşıyan herkesin ülser olması da şart değil. Herhangi bir gastroenteroloji ya da iç hastalıkları uzmanına başvurursanız, durumunuz değerlendirilecek ve gerekli tedaviniz yapılacaktır.

Ağrılarım çok

H.AKAY/ALMANYA

15 yıldan beri süregelen ağrılarınızın, doktorlarınızın da dediği gibi migren olması ihtimali kuvvetli. Bu hastalıkta, ağrılar başladıktan sonra uygulanacak ilaçlar da bulunmakla beraber, düzenli ilaç kullanarak ağrıları önlemeniz de mümkündür. Hangi tedavinin sizin için daha uygun olacağını, doktorunuz belirlemelidir.

İkinci sorununuz olan eklem aşınmasına gelince, bu durum daha çok, fazla kilolu ve uzun süre ayakta durmak zorunluğu olan kişilerde görülür. Ayakta durma gereği olan bir işte çalışıyorsanız, bu işinizi değiştirme ya da aynı işi, mümkün olduğunca oturarak sürdürme çareleri arayın. Kilo fazlanız varsa, en kısa zamanda kilo vermeye başlayın. Bir yandan da antiromatizmal ilaçlar kullanabilirsiniz. İlaçlar sizi rahatlatacak ama, en büyük yararı, eklemlerinizin üstündeki yükü azaltmakla elde edeceksiniz.

Baş dönmesi boyna bağlı olabilir

Y.BAHADIRLI/HOLLANDA

Zaman zaman gelen başdönmesi birçok etkene bağlı olabilir. Bunların hepsinin tetkiki gerekir. Ancak, boynunuzda da ağrı olduğu dikkate alınırsa, öncelik boyun omurlarınızın tetkikinde olmalı.

Tıp dilinde vertebro-baziler yetersizlik olarak adlandırılan bir tabloda, boyun omurlarının üst kısımlarındakilerinde oluşan sorunlar, bu omurların aralarından geçerek kafatasının alt kısmını besleyen atardamarın daralması ya da tıkanmasına neden olabilir. Beyindeki bazı merkezler ve özellikle dengeyi sağlamakla ilgili olan beyincik beslenmesi bozulacağı için de baş dönmesi ortaya çıkar. Özellikle, boyun ağrılarının çok olduğu günlerde ya da başınızın bazı hareketlerinde baş dönmesi yoğun bir şekil kazanıyorsa bu tabloyu düşünmek gerekir. Bunun tetkiki için boyun omurlarının dört yönlü röntgeni, daha da iyisi boyun omurlarının bilgisayarlı tomografi veya MR gibi ieri yöntemlerle tetkiki gerekmektedir.

Köpek kisti nasıl bulaşır

B.ALTINDAĞ

Halk arasında köpek kisti olarak adlandırılan Ekinokok paraziti, köpeğin tüüyleri ile bulaşmaz. Hastalık etkeni olan parazit, bazı köpeklerin bağırsaklarında yaşar.

Evde beslemeyi düşündüğünüz köpeği, devamlı olarak pişmiş gıdayla besler, veterinerin önerdiği aralarlıklarla parazite karşı ilaçlarsanız ekinokok almanız söz konusu olmaz. Eğer köpeğinize iyi bakarsanız, onun tüyü sizin saçınızdan ya da kazağınızdaki koyun yününden farklı değildir.

-----------

<>

Y.Ballı

Annenizin, zaman zaman fenalaşması ve kısa süreli şuurunu kaybetmesini hemen tansiyon düşüklüğüne bağlamak doğru değil.

Muhtemelen, mevcut olan koroner yetmezliği nedeniyle kalbinde ritm bozuklukları da ortaya çıkıyor, yaşlı ve damar sertliği olan birinde ritm bozukluğu nedeniyle, beyine kısa süreli de olsa kan gitmezse hastada geçici şuur kayıpları ortaya çıkabilir. Bu durumların kesin olarak ortaya konulabilmesi için Holter adı verilen sistemlerden yararlanılabilir. Bu sistem bele takılan küçük bir cihaz yardımıyla 24 saat süreyle kalp elektrosu takibi yapılmasını sağlamaktadır. Kişi gün boyu normal faaliyetlerini sürdürürken elektrosu banda kaydedilmekte ve daha sonra hangi saatte ne gibi sorunlar olduğu ortaya çıkmaktadır.

Bu aletin bir benzeri de tansiyon ölçümü için kullanılıyor. Alet 24 saat süreyle belirli aralıklarla otomatik olarak tansiyon ölçümü yapıyor, ertesi gün de bu sonuçlar ayrıntılı olarak inceleniyor.

Annenizdeki şuur kayıplarının tansiyona mı yoksa kalp ritmi düzensizliğine mi bağlı olduğunun anlaşılmasında bu gibi sistemlerden yararlanılabilir.

Y.B

Fazla terleme ve bu nedenle kötü koku, ter bezlerinin yapısına bağlı olmalı. Ancak soğan, sarımsak, baharat gibi kokulu gıdalar da terin kokmasına neden olabilir. Öncelikle bu gibi gıdalardan uzak durmalısınız. Daha sonra hergün banyo yapmak, eğer bu mümkün olmuyorsa koltuk altları gibi terlemeye eğilimli bölgeleri sabunlu bezle hergün silmek gerekir. Temizlendikten sonra koltuk altlarınıza kaliteli bir markadan deodorant sıkmalısınız. Bazı ürünler sadece ağır bir parfüm içererek ter kokusunu bastırmaya çalışır ama, ter kokusuyla ağır parfüm kokusu karışınca daha da kötü bir sonuç çıkmaktadır.

Öte yandan bazı kişilerin yaptığı gibi, deodorantı giysilerinize değil, koltuk altınıza sıkmalısınız. Eğer koltuk altlarınızın aşırı terlemesi devam ediyorsa, terlemeyi önleyici (antiperspirant) etkili bir deodorantı tercih etmelisiniz.

Yazarın Tüm Yazıları