Oktay Ekşi: Zorlandı ama olmadı...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Yanlış hesabın illa Bağdat'tan dönmesi şart değil ya... 57'nci hükümetin yüzüne gözüne bulaştırdığı Af Yasası olayında olduğu gibi Çankaya'dan dönmesi de mümkündür.

Cumhurbaşkanı Demirel'e, Türkiye'yi kargaşaya sürükleyecek olan Af Yasası'nı tekrar görüşülmek üzere Meclis'e gönderdiği için teşekkür borcumuz var.

Cumhurbaşkanı bu yasanın mutlak bir sorun kaynağı olacağını elbet görmüştür.

Sorun, yasa uygulanırsa ülke düzeyinde çıkacaktı. Çünkü yasa sayesinde örneğin, devletin içine kadar girmiş (hatta zaman zaman kendisini devlet yerine koymuş) çetelerin tekrar tüm azgınlıklarıyla ortalıkta arz-ı endam etmeleri (boy göstermeleri) söz konusuydu. O da ‘‘bu devlet masumu değil, hırsızı, uğursuzu korur’’ kanaatini perçinleyecekti.

Düşünün siz, sırf ideolojik düşmanlık uğruna 7 masum gencin kanına girecek kadar hunhar bir katili, duvara yazı yazdı diye lise çağındaki çocuklara işkence yapan polisi affederken o çocuklara da hapishane yolunu göstereceksiniz. Sonra toplumda huzur bekleyeceksiniz.

Keza iti uğursuzu affedecek, ama düşünce özgürlüğü bağlamındaki suçları -basın yoluyla işlenmemişse- af dışında tutacaksınız.

Biliyoruz bunu empoze edenler var. Ama merak ediyoruz, iki bin yılına dört ay kaldığını görmüyorlar mı? Bu çağda, düşünceleri yüzünden insanları hapse atsanız bile, bu hükmün artık dikiş tutmadığını ve tutmayacağını bilmiyorlar mı?

Öte yandan yasanın tekrar görüşülmek üzere Meclis'e gönderilmesi de tamamen risksiz değildi. Çünkü bu takdirde de hapishanelerin karışması söz konusu olabilirdi.

Ancak bu ihtimal gerçekleşirse, onun gerektirdiği önlem de alınır ve uygulanır. Yanıt bu kadar basittir.

Öte yandan Cumhurbaşkanı'nın yasayı, sadece kamuoyunun tepkisi nedeniyle Meclis'e göndermediği anlaşılmaktadır. Nitekim yapılan resmi açıklamada, ‘‘aynı suça bir maddede af, öteki maddede ceza indirimi’’ getirmek gibi kanun yapma tekniğine taban tabana zıt çelişkilerin de bu konuda rol oynadığı belirtilmektedir.

Öyle sanıyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanı'nın doğru olanı yapmasının bir başka nedeni, kendisinin depremden önce basında yer alan meşhur Aile Fotoğrafı yüzünden uğradığı ciddi prestij kaybını telafi etmek gereğini duymasıdır.

Şimdi özellikle 57'nci hükümeti oluşturan üç parti, kamuoyunda doğan duyarlığı dikkate almadan bu konuya şekil vermemelidirler. Örneğin, çetelere af kesinlikle kapsam dışında kalmalıdır. Keza son depremde bize 15 bin can kaybettirenler hiçbir şekilde aftan yararlanmamalıdır.

En önemlisi, önünde Yüce Divan olan siyasiler kendilerini af kapsamı dışında tutmalıdırlar. Yoksa kimseye dürüstlük taslamamalıdırlar.



Yazarın Tüm Yazıları