Paylaş
Ne gerek vardı buna?
O ilana imza atan sanatçı arkadaşlara soruyorum; İmzanızı koyarken gerilimi artıracağınızı hiç düşündünüz mü?
Bu konuda başından beri yanınızda durdum, hatta magazin programları kaldırılsın diyecek kadar ileri gittim...
Ama bu ne?..
Dün olduğu gibi bundan sonra da o paparazzi arkadaşlarla yüz yüze olacaksınız, istediğiniz kadar ilan verin, istediğiniz kadar televizyonlara çıkıp konuşun, biz bu mesleği yapmaya devam edeceğiz...
Siz de o mesleği...
Önemli olan birbirimizin sınırlarını ihlal etmemek.
Bu ilan sonrasında Canım Ailem’in setine giden magazin muhabirleri ekip fotoğrafında Dolunay Soysert’i istememiş, sırf ilana imza attığı için...
Ne kadar ayıp...
Muhabirin görevi bir dizinin setine çeki düzen vermek, orada kimin fotoğrafa gireceğine karar vermek değil ki...
Senin işin karşındaki nefret ettiğin bir adam da olsa fotoğrafını çekmek, haberini yapmak.
Dolunay da fotoğraftan ayrılmış, bu kez ona destek veren diyen oyuncular da fotoğraf çektirmemiş pastayı tek başına Oya Başar kesmiş.
Gelinen noktaya bakar mısınız?
Ben senin fotoğrafını çekmem, ben sana fotoğraf vermem didişmesi...
Benzeri Meltem Cumbul’un Boğaziçi Üniversitesi’ndeki panelinde oldu, kültür-sanat servisleri alınırken magazin muhabirleri içeri alınmamış...
Magazin sayfaları sizin haberinizi yapmasa kim yapacak arkadaşlar?
Ekonomi sayfalarına manşet olacağınızı mı zannediyorsunuz, kültür-sanat sayfaları her gün sizden mi söz edecek yoksa?
Herkes kendi işini yapsa ya, neden herkes kendini farklı bir yere konumlandırma çabasında...
Yanlışın üzerine yanlışla giderek işi düzeltemeyiz.
Timuçin Esen, Uğur Yücel görüntülerinde muhabirler yanlıştı, ilan verip işi tımandıran sanatçılar da yanlış yaptı...
Dolunay’ı protesto eden muhabirler, buna tepki gösterip kareye girmeyen sanatçılar da yanlıştı... Yanlış yanlış üstüne...
Muhabirler, Magazin Gazetecileri Derneği bu işi uzatmamalı artık, sakın ha biraraya gelip benzer ilanlar vermeye (internette protesto metinleri dolanıyor muhabirlerin), sanatçıları protesto etmeye kalkmayın, bu kadar yanlış yeter...
Tüm bunlar olup biterken o ilanda yapımcı Erol Avcı’nın neden yer aldığını ise hiç anlamadım.
Başka hiçbir yapımcı yokken neden Erol Avcı?..
Magazin olmasa...
Yukarıda sanatçılara söyledim ya, magazin sayfaları olmasa sizin haberinizi kim yapacak diye...
Sadece sanatçılarla ilgili bir durum değil bu...
Dünyaca ünlü piyanist konsere gelir magazin sayfalarına haber olur, U2’nun konseri ilk orada yer alır, tiyatroları, müzikalleri magazin sayfaları yazmasa kimsenin haberi olmaz bu ülkede...
Bütün etkinliklerinin öncesi de sonrası da magazin sayflarındadır...
Her hafta vizyona giren filmlerin gişeleri var ya; yarısından çoğu magazin sayfaları sayesindedir.
Magazin sayfaları haber yapmasa kimse izlemeyecek o filmleri haberleri yok...
Hıncal Uluç’un dediği gibi kötü bir şey de değildir bu; Filmlerin sevişme sahnesi de, komik karesi de, ilginç kostümü de, polemiği de haber olur magazin sayfalarına...
O haberler olmasa sinema sektörü çöker...
Yani magazin dediğiniz; kim kimle basıldı ya da bir-kaç sosyete haberi değildir sadece.
Bundan çok daha önemli ve zengindir...
TRT bu kadar kanal için bir kaynak bulacaktı...
Bundan 5-6 yıl öncesine kadar televizyon camiasında usta isimler, TRT’den yetişmiş duayenler devlet kanalının küçülmesi gerektiğini söylerdi...
“Bu kadar kanal TRT için ağır yük” görüşü hakimdi sektörde.
Küçülerek, elindeki bütçeyle daha iyi haber ve devlet kanalı yapılabileceği söylenirdi...
Bugün tam tersi oldu.
TRT küçülmek bir yana sürekli yeni kanal açıyor.
İbrahim Şahin döneminde 5 kanal açıldı ve TRT’nin kanal sayısı 10’a yükseldi.
Var olan TRT 1, TRT 2, TRT 3, TRT 4, TRT GAP’ın yanına; TRT Türk, TRT Avaz, TRT Çocuk, TRT Şeş eklendi.
Geçen hafta TRT Turizm Belgesel kanalı açıldı, 30 Ekim’de TRT Müzik kanalı başlayacak.
TRT Spor kanalının hazırlıkları bitmek üzere... 12 kanallı dev bir yayıncı kuruluşa dönüştü TRT...
Tabii bu kanalların finansmanı da bir yerden karşılanacaktı.
Çünkü TRT 1 de dahil olmak üzere bu kanalların tamamının gideri gelirinden çok, zararda...
Yeni bir kaynak yaratmak şarttı.
Elektrik faturalarından elde edilen gelir yetmedi, şimdi de elektronik aletlerden TRT için pay alınmaya başlandı. Umarım İbrahim Şahin kanal açmaya devam etmez, yoksa TRT’de kanal sayısı arttıkça cebimizden çıkan para da artacak.
NOT; Böyle bir sistemle TRT’yi yönetmek dünyanın en kolay işi. Reklam almasan da, rating almasan da, kötü program yapsan da her ay oluk oluk para akmaya devam ediyor kanala... Ohhh yeme de yanında yat böyle medya yöneticiliğinin...
Paylaş