Nurgül Yeşilçay: Özcan Deniz’in iş ahlakı yok

Cumartesi akşamı Nurgül Yeşilçay aradı. Nejat İşler’le birlikte oynadığı “Çınar Ağacı” filminin setinden henüz çıkmıştı, belli ki Özcan’a çok kızgındı... “İşin aslını benden dinle” diyerek başladı anlatmaya:
Aylarca ısrar etti
Özcan Deniz’e onunla birlikte oynamayacağımı başından beri söyledim. “Asmalı Konak dönemi geçti gitti, bırak orada kalsın. O günleri yeniden yaratma çabasına girmeyelim” dedim. Filmin hikayesini ve önerdiği karakteri de beğenmedim, buna rağmen aylarca oynamam konusunda ısrar etti.
600 bin lira istedim
Ben de “İnanmadığım bir projede oynayacaksam para için yaparım” dedim ve 600 bin lira istedim. Bu rakamı veremeyeceğini biliyordum, kabul etmesin ve iş yatsın diye söyledim. Çünkü benim için sinema çok önemli. Oynayacaksam, yönetmen filmlerinde oynamayı tercih ederim. Bugüne kadar da hep öyle yaptım.
Yönetmen değil şarkıcı
Beni ikna etmek için filmi Ali Taner Baltacı’nın yöneteceğini söyledi. “Senaryo Murat Gürvardar’ın” dedi. Meğer kendi yazıp kendi yönetecekmiş, sonradan öğrendim... Özcan yönetmen değil ki, şarkıcı. Nasıl film çekecek? Ben onun yöneteceğini bilsem, görüşmezdim bile kendisiyle.
Daha sonra “Türkiye’de kendimi teslim edecek yönetmen bulamıyorum” diyerek açıkladı durumu. Bu yüzden kendi yönetecekmiş.

Her yerde adımı kullandı
Projeyi kabul etmememe rağmen, sponsorlarla görüşüp benim oynayacağımı söyledi. Bir inşaat firmasından 3 milyona yakın para istemiş. “Bütçe neden bu kadar yüksek” diye sorulunca da, “Nurgül oynamak için 1 milyon lira ve bir daire istiyor” yanıtını vermiş. Oynamayacağım bir filmde adımı kullanarak iş yapmaya kalktı...
İş ahlakı sıfır
Bunların hepsini daha sonra söz konusu firmalardan öğrendim. Özcan Deniz iş ahlakı sıfır olan biri...
Bunu bir kez daha gördüm. Bundan sonra Özcan’la hayatım boyunca yan yana gelmem, bir projede yer almam.

İşte Skylife’ın sansürlediği ilan

Cumartesi günü THY’nin dergisi Skylife’ın,     şampanya görseli var diye yayınlamadığı Garanti Bankası ilanından söz etmiştim.
Skylife yönetimi, fonda yarı flu şekilde şampanya açan garson gözüktüğü için ilanı eylül sayısında yayınlamayı reddetmişti.
Buyurun ilan burada...
Bu sansürcü zihniyet dünya şirketi olma yolunda hızla ilerleyen THY’nin çizgisine yakışıyor mu yakışmıyor mu, kararı siz verin.

Kâbe’ye gizli kamera

Atv’nin sahur programına denk geldim.
Kâbe’yi tavaf ederken, olayı gizli kamerayla çekmişler iyi mi...
“Dünya televizyonlarında ilk kez” diye de altına yazmışlar. Bir nevi itiraf yani.
Belli ki kamera sokmak yasak Kâbe’ye, yoksa neden ‘ilk’ olsun?
Ama bizimkiler gizli kamerayı sokup çekmişler, alttan yapılan çekimlere kollar bacaklar giriyor...
Görüntülerin ihram altına saklanan parmak kamerayla çekildiği her halinden belli.
Kâbe’ye de gizli kamera sokmak Türk televizyoncularına nasip oldu ya, ölsek de gam yemeyiz artık...