Niçin bakan olunur?

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, düşündüğü gibi konuşan bir politikacıdır. Eğer sorunuz onu zor duruma sokacak türden ise, bilirsiniz ki kanaatinin aksine bir şey söylemez. Çok çok sorunuzu yanıtsız bırakır.

Bunlar politikada iyi nitelikler, ama Sayın Sungurlu'nun dünkü Hürriyet'te çıkan sözlerini okuyunca bir kere daha hayret ettiğimiz kötü bir huyu var:

Sayın Sungurlu galiba, bakanların o makama iş yapmak için değil de herkesle birlikte ağlamak yahut şikâyet etmek için getirildiklerini düşünüyor.

Bu huyunu ortaya çıkartan yeni bir olay yakın günlerde yaşandı:

Bilindiği gibi ses sanatçısı Muazzez Ersoy'a, birkaç gün önce Edirne'de kaldığı otelde iki kişi tabancaya saldırdı. Bunların, o sırada Edirne Açık Cezaevi'nde bulunması gereken iki katil olduğu ortaya çıktı.

Sadece bu değil... Söz konusu kişilerin esasen geceleri cezaevinde değil Edirne'deki bir otelde kaldıkları... Onlar gibi daha altı mahkûmun da otelde ikamet buyurdukları, bizzat Sungurlu tarafından açıklandı.

Şimdi bu durumda bir Adalet Bakanı ne der ve ne yapar?

‘‘Durum maalesef budur. Ama biz bu yanlışı düzeltmek için şu şu önlemleri alıyoruz veya alacağız’’ der değil mi?

Demekle kalmaz... Bir süre sonra da bu dediklerini yaptı mı yapmadı mı, onun hesabını kamuoyuna verir. Yaptıysa takdir toplar, puan alır.

Yahut da yapamamıştır, o zaman kamuoyunun karşısına çıkar:

‘‘Size şu tarihte, şu konuda bunları söylemiştim. Dediklerimi yapabilmek için şunu şunu gerçekleştirmeye çalıştım. Olmadı. O yüzden görevden çekiliyorum. Benim yerime gelen arkadaş bunu yapsın istiyorum’’ der -veya demelidir- değil mi?

Hayır... Oltan Bey sadece ‘‘durum tespiti’’ yapıyor. Örneğin dün de ‘‘Türkiye'nin çivisi çıktı’’ diyor, hatta bunu ilk bakan olduğu gün de ifade ettiğini anımsatıyor. Ama ilk bakan olduğu günden bugüne Türkiye'nin çivisini çakmak için kendisine düşen hangi işi yaptığını açıklamadan o makamı işgal etmeye devam ediyor.

Soru basit: Sayın Sungurlu o makamda ne için oturuyor? ‘‘Gördünüz mü, dediğim nasıl da çıktı!’’ demek için mi, iş yapmak için mi?

Nitekim Sayın Sungurlu şimdiye kadar belki sayısız defa ‘‘Cezaevlerine devlet hâkim değil’’ dedi. Ama Adalet Bakanlığı makamını dördüncü defa işgal etmesine rağmen ‘‘Cezaevlerine devletin hâkim olması için ne yaptığını ve hangi sonucu aldığını’’ bugüne kadar söylemedi.

Sayın Sungurlu'nun örneğin Ceza Kanunu'nun 163'üncü maddesinin kaldırılması -böylece laik cumhuriyeti koruyan surlardan birinin daha yıkılması- konusunda gösterdiği gayretin hiç değilse yarısını da cezaevlerine devletin egemen olması konusunda görürsek, laf biter.













Yazarın Tüm Yazıları