‘‘NATO müttefiki’’

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Apo'nun Rusya tarafından ‘‘paket havaalanında teslim’’ parolasıyla İtalya'ya postalanması sonrasında bazı devlet ve hükümet büyüklerimizden bir söylem duyuyoruz:

‘‘İtalya, NATO'da 50 yıllık müttefikimizdir. Apo'yu bize vermesini bekliyoruz.’’

Kimsenin bu kadar saf olmaya hakkı yoktur. O ‘‘NATO müttefikliği’’ çoktan bitmiştir, sadece kâğıt üzerindedir. NATO, Sovyetler Birliği'nin en saldırgan ve korkulan döneminde Türkiye'ye ileri karakol bekçiliği yaptırmıştır.

‘‘Aslan Türkiye... Kahraman Türkiye...’’

Bir savaş çıksaydı, okkanın altına ilk biz gidecektik. Almanya, İngiltere, İtalya gibi ülkeler de bize alkış tutacaklardı.

O yüzden böyle ‘‘NATO müttefiki’’ gibi laflar palavradan ibarettir. Şimdi Sovyetler Birliği bölünüp parçalanmış, yok olmuş ve tehlike kalmamıştır. Dolayısıyla, zaten kâğıt üzerinde olan ‘‘müttefiklik’’ de kalmamıştır. Hiç kimse böyle gülünç kavramların ardına sığınıp İtalya'dan bir şeyler beklemesin.

APO NE OLACAK?

Apo İtalya'da ama nerede olduğu bile belli değil. Bizi adam yerine koyup bu konuda bilgi vermeye de tenezzül etmiyorlar. Sığınma verip serbest bırakırlarsa, Almanya'ya teslim ederlerse, ya da Libya'ya gönderirlerse hiç şaşmayın.

Ancak Almanya bu belayı başına almak istemez. Eğer alırsa, bilin ki dandik bir yargılama yapacak ve en kısa zamanda serbest bırakacaktır...

Çünkü Almanya, Türkiye Cumhuriyeti'ne düşman olan bütün terör odaklarının üssü durumuna gelmiştir. Kürtçü, şeriatçı vesaire.

***

Uygar ve çağdaş geçinen, sürekli ‘‘insan haklarından’’ söz eden bu Avrupa ülkeleri, işlerine gelince nasıl da kıvırıyorlar! En acı örneğini bu Apo olayında yaşıyoruz.

Eğer Apo Türkiye'ye değil de Almanya'ya teslim edilirse, bu nasıl iştir? Nasıl hukuktur, nasıl mantıktır, nasıl bir insanlık anlayışıdır?

Apo 40 bine yakın insanı Almanya'da mı öldürmüş? Alman köylerini mi yakmış? Almanya'yı mı kana boyamış?

Bu nasıl rezalettir ki, İtalya'nın bu adamı Almanya'ya verebileceğinden söz edilmektedir.

***

Bazıları da zannediyor ki, Türkiye idam cezasını kaldırırsa, İtalya Apo'yu bize iade edecektir! Şimdi bu amaçla Meclis'e tasarı sevk edileceğini öğreniyoruz. Gülüyorum, gülüyoruz!

İdamı kaldıracaksak, kendi özgür irademizle kaldırmalıydık. İdam cezasını şimdi bu ortamda kaldırırsak, Avrupa karşısında bir kez daha küçük duruma düşeriz. Çünkü hiç kimse ‘‘Aferin Türkiye'ye, idam cezasını kaldırdı. O halde biz de Apo'yu onlara verelim’’ demez, demeyecektir.

Böyle küçük cingözlükler bize bir şey kazandırmaz. Daha da küçük düşeriz.

KİTLE GÖSTERİLERİ

Sevgili okuyucularım, dünyanın en tepkisiz ve en duyarsız milletiyiz. Birileri bireysel olarak bizim nasırımıza basarsa ses veririz. Yoksa suspus otururuz.

Bakınız, Apo için bin dolaylarında PKK yandaşı Roma'ya gitti, gösteriler yaptı, gazeteci arkadaşlarımızı bile sopaladı. Bir Türk olarak İtalya'ya gitmeye kalkışsanız, kim olursanız olun, haftalarca vize beklersiniz.

Bu adamlar bir anda oraya nasıl yığıldı? Vize sorunları nasıl çözümlendi, bilen yok!

Şimdi Apo olayını da bizim medyamız sürüklüyor. Bu adam yakalandı ya, bütün ekranlar Apo filmleriyle dolu. Apo terör kampında, Apo sümkürüyor, Apo karnını kaşıyor, Apo nutuk atıyor, teröristler eğitim yapıyor... Bütün ekranlar PKK'nın bayraklarıyla, PKK adına yayın yapan bir televizyon kanalının reklamlarıyla dolu. Bizim özel kanallar işin dozunu yine kaçırdı!

Ama esas söylemek istediğim başka bir şey var.

Milletçe büyük tepki içindeyiz. Bu tepkiyi evlerimizde, işyerlerimizde yaşıyoruz. Ama Avrupa ve İtalya'ya sesimizi kitlesel olarak duyuramıyoruz... Çünkü uyuşuk, duyarsız bir milletiz.

***

Böyle bir durumda Türkiye, Avrupa ve Amerika'da milyonlarca insanımızın sokaklara dökülüp İtalya'ya, Avrupa'ya, uluslararası kuruluşlara ses vermesi gerekmez mi?

Görkemli yürüyüşler düzenlenmesi gerekmez mi?

Binlerce şehit ailesinin ve gazilerimizin de katılımıyla, örneğin önümüzdeki pazar günü 80 ilimizde gösteriler yapılamaz mı? Milyonlarca insanımız, Avrupa ve İtalya'nın sergilediği bu kepazeliği protesto edemez mi?

Belki yapılır da, acaba kaç kişi zahmete girip katılır?

Böylesine ulusal bir konuda bile tepki veremiyoruz, ses veremiyoruz.

***

Binlerce şehit vermişiz, binlerce insanımız sakat kalmış. Acaba şehit ailelerinin, sakat kalan gazilerimizin örgütlenip, İtalya aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde tazminat davası açma hakları yok mudur?

Bu sorunun yanıtını bilmiyorum. Eğer mümkünse, devlet bu işi örgütleyemez mi? Bu davalara hep biz muhatap oluyoruz, tazminat ödemeye mahkûm ediliyoruz. Böyle bir ortamda hakkımızı aramazsak, ne zaman arayacağız?

***

Son bir uyarı daha! İşin ucu PKK'ya ve teröristlere dayandığında delikten çıkan bizim ‘‘insan hakları’’ savunucuları, Roma'da dayak yiyen Türk gazeteciler konusunda bir tek açıklama yapıp olayı kınayamadılar.

Elbette kınayamazlar... Çünkü onlar yüzlerine ‘‘insan hakları’’ maskesi takmış hainlerdir. Onlar Türkiye Cumhuriyeti düşmanıdır, PKK'nın içimizdeki karıştırıcı ve kışkırtıcı ajanlarıdır.



Yazarın Tüm Yazıları