Müzikal bir yazı...

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

Yeni bir dava başladı:

İstiklal Marşı'nı ilahi makamında okuma davası...

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın düzenlediği bir panelin açılışında bürokratın birisi, sen kalk İstiklal Marşımız'ı mevlüt makamında oku.

Savcılık önceki gün Ankara'da dava açtı.

Birincisi; bu dava yeryüzünün en enteresan davalarından birisidir. Çünkü işlenen suç notalar ile ilgilidir.

Yani bu nota suçudur...

İlk kez müziğin notası yargılanacaktır.

Roman, şiir, heykel, resim yargılanmıştı. Ama müziğin notasının yargılanması muhtemelen bu ilk...

*

Belki bilirkişilerin müzisyen olması gerekiyor.

Peki iddia makamı ‘‘Sen şu suçu işledin’’ derken, suç unsurunu nasıl gösterecek?

Çünkü (bir müzisyen olarak söylüyorum) nota kalıcı değildir, o an söylenir ve biter. O zaman iddia makamının ehli makam olması, suçu tarif etmesi açısından önem kazanıyor.

Tabii ki sanığın da ‘‘Hayır ben öyle değil, böyle ses çıkarttım’’ diyerek, elini kulağına atıp müzik yapması şart.

Peki yargıç ne yapabilir?..

Olasıdır ki o da ‘‘Şöyle mi söyledin, yoksa şöyle mi söyledin?’’ sorusunu sanığa sorması gerektiğinde, mikrofonu çekecek önüne ve Allah ne verdiyse...

Geriye kalıyor, zabıt kâtibinin suç unsuru olan sesleri ve müziği nasıl yazacağı...

*

Asıl soruna geliyorum:

Bir bakanlığın en üst bürokratlarının İstiklal Marşımız'ı mevlüt gibi okumalarındaki acı gerçeğe...

Bakanlıklardaki kilit bürokratların çoğunluğu şeriatçıdır.

Bunlar; laik Cumhuriyet'e için için kızarlar.

Bunlar; Refah döneminde takunyalarını-külahlarını ortaya çıkarttılar, şimdi yeniden sakladılar.

Ama masasına oturup, maaşını aldıkları Mustafa Kemal'in çağdaş Cumhuriyeti'ni asla sevmezler.

İşte; İstiklal Marşı'nı ilahi gibi, mevlüt makamında okumaya kalkmaları bundan...

*

Ve şimdi görüntü olarak müzik yargılanıyor.

Ama aslında yargılanan; devletin kimlerin işgali altında olduğu ve bu ülkenin kara yazgısı...

Bu kadar...



Yazarın Tüm Yazıları