Muharrem Sarıkaya: Deprem İdaresi...

Muharrem SARIKAYA

ANAP Teşkilat Başkanı Ersin Taranoğlu da depremzedeler arasında. Adapazarı'nda birçok yakınını kaybeden Taranoğlu, geçen hafta sonunda ANAP Lideri Mesut Yılmaz'a şu öneride bulunuyor:

‘‘Depremle ilgili bir Başbakan Yardımcılığı oluşturulsun. Bu Başbakan Yardımcılığı'na da imardan ve yurtdışı ile ilişkilerden anlayan biri, siyaset dışından atansın...’’

Yılmaz, gelen bu öneriye sıcak bakıyor.

Ancak, bunun bir Devlet Bakanı'nın sorumluluğunda olabileceğini, yeni bir Başbakan Yardımcılığı oluşturulmasının güçlüğüne dikkat çekiyor.

Yılmaz, Deprem İdaresi'nin kurulmasını hükümete önereceğini de vurguluyor.

Taranoğlu, dün şunları söylüyor:

‘‘Deprem İdaresi Başbakan Yardımcısı'nın uhdesinde kurulur, dışardan işi bilen birisi atanırsa, siyasi popülizm de ortadan kalkar. Ancak bu bakanlık en fazla üç yıl için kurulmalı ve süresinin sonunda lağvedilmeli.’’

Taranoğlu, doğal afetlerden sorumlu olacak Başbakan Yardımcılığı'nın süreli kurulması önerisinin gerekçesini de şöyle açıklıyor:

‘‘Özelleştirmeye İngiltere ile hemen hemen aynı tarihlerde başladık. Onlar Özelleştirme İdaresi'ni üç yıllığına kurdular. Süreli olduğu için çabuk hareket etti ve hemen bitirdi. Biz ise yıllardır uğraşıyoruz.’’

Ersin Taranoğlu, gelen yardımların büyüklüğüne de dikkat çekiyor.

Yardımların nereye, ne şekilde harcandığının kurulacak olan Deprem İdaresi'nin tek tek açıklama olanağı bulunduğunu da kaydediyor ve ekliyor:

‘‘Geçmişte olduğu gibi deprem zenginlerinin ortaya çıkmasının da önüne geçilmiş olunur...’’

ANAP'tan gelen bu öneriye koalisyon ortağı DSP de sıcak yaklaşıyor.

DSP'li Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan da özerk yapıda bir Deprem İdaresi'nin kurulmasına taraftar olduğunu belirtiyor.

Özkan, şöyle diyor:

‘‘GAP İdaresi'ne benzer bir yapının kurulması yararlı olur. Kurulacak idare özerk olmalı.’’

Ancak Özkan, görev süresi sınırlı olacak bir Başbakan Yardımcılığı'nın oluşmasına Yılmaz gibi sıcak bakmıyor.

Deprem İdaresi kurulması konusunu henüz koalisyon içinde görüşmediklerini, bunun şu an için kişisel düşüncesi olduğunu da kayda geçiriyor.

Ancak, koalisyonda bu yönde bir eğilim olduğu ortaya çıkıyor.

Bunun gerekçesi de açık.

30 yıl önce meydana gelen Varto depreminin yaraları hálá sarılmış değil.

Vartolular o gün ‘‘geçici olacak’’ diye yapılan prefabrik evlerde yaşamlarını sürdürüyor.

Erzincan, Adana depremlerinin yarattığı acının sıcaklığı ise hálá sürüyor.

Deprem İdaresi, bunların yaralarının sarılması açısından da kurumsal yarar sağlayabilir.

Daha da önemlisi, çok büyük bir ekonomik meblağın kullanılmasında ortaya çıkabilecek siyasi rantın da önünü keser.

Kuzey ve Güney Anadolu fay hattı üzerinde bulunan Türkiye'de böyle bir idarenin kurulması, hizmetlerin tek elden kontrollü bir şekilde yapılması için de kaçınılmaz görünüyor.