Milyonerler 6 bin işsizler 105 bin arttı

MİLYONER sayımız her geçen gün artıyor. Yaşasın, zenginleşiyoruz.

Haberin Devamı

Geçen yıl 23 bin milyonerimiz varken, bu yıl 29 bin milyonerimiz var. Milyoner sayımız bir yıl içinde 6 bin kişi artıyor. Böyle refah, böyle zenginleşme her iktidara nasip olmuyor.
Zenginin malı züğürdün çenesi yoruyor, değil, bir tespit yapıyoruz. Daha doğrusu, bu tespiti Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) yapıyor. Aziz milletimizin ne kadar parası var, ne kadar yok, kimin payına ne düşmüş, BDDK bunları açıklıyor.
Açıklama özel bir kuruluşa ait değil, doğrudan bir devlet kurumunun belirlemeleri.
35 MİLYAR ARTTI
BDDK Nisan ayı bülteninde çarpıcı bilgilere yer veriyor.
- Türkiye’de milyoner sayısı geçen yıl 23 bin, bu yıl 29 bin.
- Bu milyonerlerin bankalardaki parası geçen yıl 178.1 milyar lira. Bu yıl milyonerlerin bankalardaki parası 213.4 milyar liraya yükseliyor.  35.1 milyar liralık artış.
BDDK gelir dağılımına ışık tutacak rakamlar veriyor.
Bankalardaki toplam paranın (mevduatın) yarısına yakın bölümü, yüzde 44’ü milyonerlere, yani 29 bin kişiye ait.
72 milyon nüfuslu bir ülkede 29 bin kişi, bankalardaki paranın yarısına sahip. Gelir dağılımının en adaletsiz olduğu durumlardan biri.
29 BİN KİŞİYE KARŞI 70 MİLYON
BDDK devam ediyor.
Bankalarda 71.3 milyon tane hesap var. Mevduat hesabı. Bebekler  dahil, hemen herkesin hesabı var, öyle mi? Hayır değil. Bir kişinin birden çok hesabı var. Bu hesapların dökümü:
- 66 milyon 834 hesapta 10 bin liraya kadar para var.
- 2 milyon 700 bin hesapta 10 bin lira ile 50 bin lira arasında para var.
- 928 bin hesapta 50 bin lira ile 250 bin lira arasında hesap var.
- 900 bin hesapta 250 bin lira ile bir milyon lira arasında hesap var.
Bankalardaki toplam mevduat 503 milyar lira. 29 bin kişi bu toplamın 213 milyar lirasına sahip. Geriye kalan 290 milyar lira 70 milyon 300 bin hesap arasında paylaşılıyor.
Tam dengesizlik.
KİMİN İKTİDARI
Bir yılda milyoner sayısı 29 bin kişi artarken, bir yılda işsiz sayısı 105 bin kişi artıyor.
Toplam işsiz sayısı 3 milyon 400 bini buluyor.
Politik iktisat teorisinde bu tür rakamların sıralanmasından sonra, klasik bir soru var. Ekonomik göstergelerin siyasal tercümesi olmak üzere:
Bu iktidar kimin iktidarı? İktidarın ekonomi politikası kime yarıyor?
Rakamlar açık, hiç de öyle iktidar sahiplerinin attığı nutuklardaki gibi, yoksulların, dar gelirlilerin, işçilerin, emeklilerin, memurların iktidar değil. Genellikle yüksek gelir gruplarına yarayan bir iktisat politikası var.
Yoksulluğu protesto eden bir mitingde anlamlı bir pankartı hatırlıyorum. Bu rakamlara çok denk düşüyor:
Egemenlik ulusun, paralar kimin?
Egemenliğin sahibi ulus, ilk genel seçimde AKP iktidarına bu soruyu sandıkta herhalde soracaktır.

Haberin Devamı

Sendikalar noterlere 23 milyon lira ödedi

Haberin Devamı

ULUSLARARASI Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye’den hesap soruyor. Türkiye’deki sendikal hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasından dolayı Türkiye’yi kara liseye alıyor.
Bununla ilgili ayrıntılı bilgileri birkaç gün önce bu sütunda veriyorum.
Sendikal hakların askıya alınmasının tipik örneği var. Bir işçi sendikaya üye olmak istediği ya da bir sendikadan istifa ettiği zaman notere para ödemek zorunda. Üyeliği ya da istifayı noterden belgelemek üzere.
Bunu yazınca, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi arıyor. Aktardığı bilgi müthiş:
“Sendikalar üye yazımı ve üye istifası karşılığında, bugüne kadar noterlere 23 milyon (eski parayla 23 trilyon) lira para ödedi”.
Ne, 23 trilyon mu? Hiç bir demokratik ülkede örneği olmayan bir yöntem ve bir rakam.

Yazarın Tüm Yazıları