Mağarapartman

Olayı televizyondan izleyen mahalleli, Emin'in evine gelişinde davul zurnayla karşılayıp, gece geç saatlere kadar halay çekti. (Bir aylık bebekleri ‘‘reklam filminde oynatacağız’’ denilerek çalınan Bodur ailesinin bebeklerine kavuşması üzerine Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanan haberden).Birinci ÖyküOturduğumuz sokağa saparken, apartmanımızın önüne park eder etmez, otomobilimden inip birkaç takla atmayı planlıyordum. Sokağa saptığımda bu düşüncemi unutmam doğaldı. Karşıma çıkan manzarayı görmüş olsanız, eminim sizin de aklınız başınızdan, bir hoşçakal bile demeden apar topar giderdi.Nasıl anlatayım bilmem ki... Sokak dediğime bakmayın. Nehir ve dere arasında çay vardır ya, bizim otomobil yolu da caddeyle sokak arası bir şey. İşte bu sokaktan bozma cadde dolmuş ana, baba günü olmuş... Ben sokağa sapar sapmaz bir kıyamettir kopuverdi. Önce Harbiye Marşı başladı. Sonradan öğrendim ki, bebeğime kavuştuğumu öğrenir öğrenmez apartman yöneticimiz emekli Albay Hakkı Bey ayarlamış bando, mızıka takımını. Daha marşın ilk kıtası bitmemişti ki davul, zurna aldı sazı eline. Onları da ikinci kattaki komşumuz Kasımpaşalı Hüseyin getirmiş. Davulun beşinci gümlemesinde nereden geldiği belli olmayan Prodigy gürültüsü, tüm tantanayı bastırdı. Kalabalıktaki kafaların ne tarafa döndüğünü takip edip, buldum sesin kaynağını. Altıncı kattaki komşumuzun 17 yaşındaki oğlu, her gece tepemizde boza pişiren, stadyum konserlerine layık müzik setini balkonlarına taşımış... Üçüncü kat komşumuz Selim Bey New Orleans Jazz Band'i getirmiş apar topar Açık Hava'daki konserinden. Zemin kat sakini Zeki Bey'in çılgın kızı Zerrin Tarkan'ı kandırmış. Karşı komşum Nebahat Hanım Sulukule ekibi, alt komşum Tarık Bey Kılıç Kalkan, Selin Hanım Rebetiko, üst çapraz komşum TRT Türk Sanat Müziği Korosu, yan apartmandan Huriye Hanım Senfoni Orkestrası, selamsız Mırtaza Bey rüyasında beste yapmakla ünlü Orhan Gencebay'ı getirmiş.Hep beraber kutladık.İkinci öyküUçan otomobilimi mağarapartmanımın çatısına park edip, yerçekimsiz asansör tüpünden mağarama girdim. Karım, birkaç saat önce bulunan bebeğimizle karşıladı. Hemen arkasında öğrenimini tamamlamak için San Fransisko'ya giden kardeşimin oğlu Selim vardı. Üç yıldır Stokholm'de oturuyor olan kardeşim yanı başındaydı. Onun yanında Kahireli can dostumuz, İnternet komşumuz Al Rahman duruyordu. İş arkadaşlarım Pekinli Ho Ruen, Ankaralı Turgay, Sydneyli Georgy, Johannesburglu Thorn, kısacası cümle alem bizim mağaradaydı. Neo Net Jazz namelerine uyup hafiften tempo tutmaya başlayan ayaklarımızla, ayaküstü üç saat mutluluğumuzu paylaştık. Hologram görüntüleri veda edip, birer birer ayrıldı yanımızdan. Karım ve ben bir kez daha bebeğimize sarıldık.SoruŞimdi bilin bakalım hangi öykü bilimkurgusal, hangisi fantastik? Ya da bir başka deyişle hangisinin gerçekleşme olasılığı var?yurtsan@hurriyet.com.tr
Yazarın Tüm Yazıları