Laf değirmeni laf salatası

KURULTAY öncesi CHP saflarını göbekten yarma operasyonu başladığında ben yurtdışındaydım. Çılgınca saldırıları internetten izledim. Dönüşte, okurların bu karnavala neden katılmadığımı merak ettiğini gördüm.

Haberin Devamı

Hürriyet Gazetesi yazarlığım 11 yılına girdi. Ama kimi okurla hâlâ iletişim sorunumuz var: Ben her düğüne davetsiz katılan bir Kamber değilim. Kimsenin akıl hocası, kimsenin dostu, kimsenin düşmanı değilim. Deniz Baykal gidici mi kalıcı mı, geri dönecek mi? Bu konularda remil atmak benim işim değil. Bu işin yüzlerce gönüllüsü var.

CHP’YE BASIN POLİTİKASI

Ama olgular, gerçekler, jestler ve mimikler kesinlikle gözümden kaçmaz. Niyet ve alt metinleri oldukça (“oldukça”, “çok” anlamında değildir) iyi okurum. Yani “orta derecede” okurum. Şimdi aşağıdaki cümleleri okuyalım:

“Ankara’da deprem”, “CHP kaynıyor”, “CHP parçalanıyor”, “CHP’de kavga”, “CHP’de kılıçlar çekildi”, “CHP’de kriz”, “CHP’de bunalım”, “CHP’de gerilim”.

Bu cümleler CHP’de olup biteni tam ve tarafsız yansıtıyor mu? Hayır yansıtmıyor. CHP gerçeği ile bu yorum, sıfat ve fiillerin hiçbir ilişkisi yok. Hepsi kof, hepsi kışkırtıcı, hepsi fesatçı. Demokrasi istiyorlar ama onun çekilen kılıç, kavga, gerilim ve bunalım olduğunu sanıyorlar. CHP kaosa gitmiyor, kaostan çıkıyor, çıkacak!

Yıllardır CHP’ye uygulanan basın politikası bu: CHP, Anayasa Mahkemesi’ne gitmiş ama bunun nedenini kimseye açıklamamış. Daha ne kadar açıklasın? Son Anayasa değişiklikleri Anayasa’ya aykırı olduğu için, yapması gerekeni yaptı.

Bu türden saçmalıklara, gabiliklere, haksızlıklara itiraz ettiğim için kimileri benim CHP’li olduğumu sanıyor. Demek ki bu ülkede sadece adalet için haksızlığa itiraz etmek, karşı çıkmak, bağımsız bir tepki-eylem olarak anlaşılmıyor.

BÜYÜK SIÇRAMA OLANAĞI

CHP’liye falancayı genel başkan yap, filancayı yapma türünden ahmakça tavsiyelerde bulun(a)mam. Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday oluş tarzından dolayı kendisini, bu adaylığı değerlendiren il başkanlarını, milletvekillerini, CHP’lileri kutlarım!

Kutlarım, çünkü büyük bir demokratik olgunluk göstermişlerdir. Eski Genel Başkan Deniz Baykal’a gösterilmesi gereken vefa ve gönül borcunu, demokratik görev bilinciyle birbirine karıştırmadılar. Karıştıran bir azınlık oldu, ama bu da demokratik bir tercih içinde kaldı.

Deniz Baykal’ın uğradığı iğrenç saldırı ile Genel Başkanlık seçimini birbirine karıştırmamak gerekir. Deniz Baykal’ın genel başkanlığa geri dönerek intikam seferine çıkması ne kendisinin, ne CHP’nin, ne de ülkenin yararınadır. Olayı çözümlemek zorunda olan hükümet, geciktikçe suç ortağı sayılacaktır. Gecikme onun aleyhinedir!

CHP kurultayı bu defteri fazla açmamalı, bütün gücünü, bütün bilincini, yeni genel başkanın seçimine harcamalı. Bu kurultay, bu seçim CHP için büyük bir politik sıçrama olanağıdır, bu fırsat kaçırılmamalı. Çünkü şu kara büyü artık mutlaka bozulmalı!

Yazarın Tüm Yazıları