Kuzey Irak’a müdahalenin faturası çok ağır …

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a müdahale olasılığı artık günlük tartışma konularımızın başında geliyor. Galiba, gündem kıtlığı çekiyor olacağız ki, nereye gitseniz aynı konuşmalarla karşılaşıyorsunuz. Yemek masalarında, kahvelerde ve tabii siyaset koridorlarında sürekli şekilde sakız gibi çiğneniyor. Peki, bu kadar konuşuyoruz da, getirisini ve götürüsünü biliyor muyuz?

Haberin Devamı

Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kerkük tartışılacak. Daha doğrusu, tartışmalara Kerkük ile başlanacak, ardından PKK’nın Kandil Dağı’ndaki mevcudiyeti ve sonunda da Kuzey Irak’ta olası bir Kürt devletinin kurulmasına kadar gidecek.

          

Mangalda kül bırakılmayacak.

          

Adeta bir açık arttırma gibi, kim daha fazla müdahaleden yana bağırırsa, o daha çok kahraman olacak.

          

Bu arada kimseler olası bir müdahalenin faturasından söz etmeyecek. Aksine, Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin kurulmasını engellemek için ne gerekirse yapılması gerektiği söylenecek.

          

Çok fazla hesap yapmaya gerek yok. Fazla ayrıntıya girmeden, abartmadan ben bir fatura çıkarttım. Son derece mütevazi bir fatura. Bugün TBMM’de konuşan milletvekillerimiz veya kahvelerde tartışan vatandaşlarımız arasında ilgilenen varsa, okuyabilirler.

Haberin Devamı

          

Bakın, binlerce askerimizin katılacağı olası bir Kuzey Irak müdahalesinin faturası:

 

1)    Her şeyin başında, Türk-Amerikan ilişkilerinin inanılmaz bir darbe yiyeceğini, bazı yerlerde TSK’nın Amerikan askerleriyle çatışma noktasına gelebileceğini düşünmemiz gerekir. ABD ile askeri bir çatışmaya girecek olan Türkiye’nin olası siyasi-ekonomik ve askeri kayıplarını ayrıntılarıyla buraya dökmeye herhalde gerek yok.

2)    Türk Silahlı Kuvvetleri’nin karşı karşıya kalacağı ikinci sorun, Kuzey Irak birlikleri olacak. Askerimizin gücüyle karşılaştırılamasa dahi, yine de on binlerce peşmerge ile gece gündüz demeden çatışmanın, suikastlara karşı direnmenin insani faturası da tahminlerimizin ötesinde çıkacak.

3)    Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a girmesi, hem Arap dünyasında büyük tepki yaratacak hem de din adına savaşan İslamcı grupların bu bölgeye yabancı kuvvet yığmalarıyla sonuçlanacak. Bağdat’ta yaşanan kanlı senaryoların Kuzey Irak’a taşınması olasılığı çok yüksek.

Haberin Devamı

4)    Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesi, Güneydoğu’yu ayaklandırmak, kargaşayı büyütmek ve Türkiye’nin içinde savaş çıkartmak isteyenler için altın bir fırsat yaratacak. PKK bu fırsatı kullanmak için elinden geleni yapacak. Sadece Güneydoğu’da değil, Avrupa’da da büyük gösteriler düzenleyerek, Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak.

5)    Ekonomik açıdan Türkiye, hem harekatın giderini karşılamak zorunda kalacak, hem ABD ile sürtüşmeye gireceğinden dolayı, uluslararası piyasalarda güç duruma düşecek, hem de içerde tam bir ekonomik bunalımla karşı karşıya kalacak.

 

Özetle; Binlerce ölü, on binlerce yaralı ve ekonomik iflas...

 

Yukarıda sıraladıklarım işin sadece küçük bir bölümü. Üstelik ayrıntıya da girmediğimden dolayı, belki size fazla korkutucu gelmeyebilir. Ancak, emin olun bu kadarı dahi yeter. Hele bir de, böyle bir operasyonun yıllarca sürebileceğini düşünürseniz, faturanın boyutları çok daha iyi anlaşılır. Kuzey Irak, birkaç ay içinde işleri düzenleyip geri çıkılabilinecek bir yer değildir. Tam bir bataklıktan söz ediyoruz.

Haberin Devamı

                      

Şimdi gelin, bu kadarıyla bile askeri müdahaleden yana olun bakalım…

                                             *                               *                               *

ASKERİ MÜDAHALE NEYİ DEĞİŞTİRİR?

 

Türkiye’nin iki farklı müdahalesinden söz ediyoruz.

          

Bunlardan biri, PKK kamplarını silmek için, Kandil Dağı’na yönelik sınırlı bir hava operasyonu.

 

Diğeri, Kuzey Irak’ın olası bir bağımsızlık girişimini engellemek için, 100 bin kişiye yakın bir gücün katılacağı dev bir kara harekatı. Şimdi bu iki harekatın ülkemize neler getirebileceğine bakalım.

 

1)    KANDİL’e bir hava harekatının PKK kamplarını yok edeceğine hiçbir uzman inanmamaktadır. PKK’nın zaten bir beklenti içinde bulunduğunu ve şimdiden kuvvetlerini başka alanlara kaydırdığına dikkat çeken aynı yetkililer, bir hava harekatının PKK’ya beklenen darbeyi indirmeyeceğini ve kısa bir süre sonra yeniden bir araya gelebileceklerini belirtiyorlar. PKK’nın bölgeyi çok iyi bildiğini belirten uzmanlar, hava harekatından sonra, bir kara harekatına geçilse dahi, PKK’ya önemli bir darbe vurulmasının güç olacağını vurguluyorlar.

Haberin Devamı

2)    Kara harekatının riskleri ise, sayılamayacak kadar çok görülmektedir. Türkiye’nin Irak’a girmesiyle birlikte, İran ve Suriye’nin de harekete geçmeleri ve bölgede tam anlamıyla dev bir kargaşanın başlaması öngörülmektedir. Amerikan, Türk, Kürt, PKK güçleri bir yanda, bunlara ilaveten İran ve Suriye birliklerinin karışacakları bir çatışma ortamı, “felaket” olarak nitelenmektedir. Böyle bir karmaşanın sonucu bölge açısından, yaşanmaması gereken bir durumdur.

3)    Fazla konuşulmayan üçüncü opsiyon ise, Amerika’nın başta Türkiye olmak üzere, İran ve Suriye’yi durdurmak için askeri bir harekata girişmesidir. Bu opsiyonun olası sonuçları da bölgeyi birbirine katmaya yetecek kadar karamsarlık yaratmaktadır.

Haberin Devamı

 

İşte bütün bu olasılıklara bakın ve sonunda kararı siz verin.

 

Türkiye ne yapmalı?

 

Sorunu diplomatik girişimlerle mi çözmeli, yoksa askeri opsiyonu mu kullanmalı. Eğer bir fikriniz varsa, başbakanlığa yazın, yardımcı olursunuz ( ! )

Yazarın Tüm Yazıları