Kuliste Kayıkçının Küreği kavgası

Levent Kırca-Ali Poyrazoğlu arasındaki tartışmanın tadı iyice kaçtı...

Centilmenlik dışı bir kavga bu.

Türk tiyatrosunun iki usta oyuncusunun bu kadar bel altına inmesi, mevzunun bu kadar uzaması fazla artık...

Kırca kavgada son olarak, Poyrazoğlu filmi Kayıkçının Küreği afişini ortaya çıkardı.

O filmde rol alan kadın oyuncular bu işten mağdur oldu, filmin afişinin fotomontaj olduğu ortaya çıktı...

Poyrazoğlu bunun üzerine "karga" suçlamalarını sürdürdü.

Levent Abi de çok iyi biliyordur ki, bu filmin afişini bilboardlara basamaz.

Hem hukukçularla hem bilboard firmalarına sordum: "Mümkün değil" diyorlar.

Meğer bu afiş kavgasının perde arkası da varmış.

Levent Kırca Kayıkçının Küreği afişini, cumartesi gecesi Güldür Bakalım’ın kulisine götürmüş.

Canlı yayında afişi göstereceğini, izleyiciye Poyrazoğlu’nun gerçek yüzünü anlatacağını söylemiş.

Kırca’nın bu isteğine jüri arkadaşları Müjdat Gezen ve Peker Açıkalın tepki göstemiş.

Çıkartırsın, çıkartamazsın tartışması büyüyünce Gezen ve Peker resti çekmişler.

"Eğer o afiş yayına çıkarsa biz de stüdyoyu terk eder, programdan ayrılırız" demişler.

Yapımcının devreye girmesiyle olay tatlıya bağlanmış, Kırca afişi yayına çıkarmaktan vazgeçmiş.

Bilboard yapma fikri, Levent Kırca’nın aklına bundan sonra geldi herhalde...

Ama bu tartışmayı artık ne bilboard ne de magazin programlarında Az Sonra malzemesi olarak görmek istiyoruz.

Tarafların barışıp bundan sonra kanka olmasını istemiyoruz ama adlarına yakışır bir vakurluğu beklemek Türk tiyatrosu adına hakkımız...

Helin’in görüntüleri gizli kamera

Elbette Ayşecik Tatilde kadar masum değil Helin Avşar’ın Helinik Tatil’i...

Ama son Yorgo’yla öpüşme görüntüleri medyada bir gerçeği daha ortaya çıkardı:

Yapımcı sunucusuna bile gizli kamera yapabilirmiş.

Helin Avşar, "Öpüşme görüntülerinin çekildiğinden haberim yok" diyor.

Gerçekten de görüntüler, "habersiz çekilmiş" hissiyatı uyandırıyor.

Helin Avşar kendinden izinsiz görüntülerin yayınlandığını görünce, S’nek TV’yle kavga ediyor, "Programı yapmıyorum" diyor. Yapımcı yakın arkadaşı olduğu için devreye giriyor, sonunda Helin’i ikna ediyor, programa devam kararı alıyorlar. Yakın arkadaşı bile gizli kamera yaparsa bu Helin kime güvensin?

"Gazeteci/televizyoncu bir numara küçük ayakkabı gibidir, hep arkadan vurur" sözü Helin’in öpüşme görüntüleriyle bir kez daha doğrulanmış oldu...

Sandal’ın dedesi

Mustafa Sandal’ın Bodrum Gündoğan’daki Mandal adlı otelini gördüm geçenlerde.

O kadar çok methini duymuştum ki, nedir diye günübirlik uğradım.

Dendiği kadar varmış!

Çok modern ve nezih bir butik otel hazırlamışlar.

Otelde konaklamadım ama odaları gördüğüm kadarıyla rahat.

Ama ben zaten, sahiline bayıldım.

Restoran kısmında Mehmet Barlas’ı gördüm, Nedim Saban’la oturuyorlardı.

Hadi benden duymuş olun; Bir televizyon programı hazırlıyorlar birlikte Show TV’ye.

Salı akşamları yayınlanacak programda Barlas-Saban ikilisinin partneri gazeteci Ece Vahapoğlu olacak.

O gün Mustafa Sandal’ın dillere destan dedesiyle de tanıştım.

O kadar çok hikayesini dinledim ki Hüseyin İleri’nin o da dendiği kadar varmış.

Kısacık sürede tanık olduğum şu ilginç diyalog bile yetti bana:

- Sa-sa-sa sana şort aldım Mustafa.

- Sağol dedeceğim istemem.

- Ne demek istemem! Şort aldım diyorum sana...

- Sağol dede de, benim şortum var.

- Bir kere bile giymedim, bak orada poşetinde duruyor, çıkar da giy!

- Dede sonra bakarım, bak şimdi gazeteci misafirim var...

- İstemem gasteci falan, akşam konserim var benim...

Böyle dünya tatlısı, huysuz bir ihtiyar.

Reklamlarda, konserlerde birlikte seyirci karşısına çıkan dede-torun şimdi bir televizyon şovu yapmaya hazırlanıyorlar.

14 yıldır ekrandaki tüm tekliflere hayır diyen Mustafa Sandal, dedesiyle birlikte çıkmaya ikna oldu sonunda.

Dede-torunun birlikte sunacağı program cumartesi gecesi şovu olacak, adı da Makas...
Yazarın Tüm Yazıları