Komedinin böylesi

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Dünyanın hiçbir ülkesinde, demokrasilerde, diktatörlüklerde, muz cumhuriyetlerinde, Afrika kabilelerinde, Etiyopya'da, Papua Yeni Gine'de böyle komedi, böyle kepazelik ve böyle rezalet olmaz.

Dünyanın hiçbir yerinde dokuz ay öncesinden seçim kararı alınmaz.

Bunlar tam kadro kafayı mı yediler? Bunlar bizimle gırgır mı geçiyorlar? Alay mı ediyorlar, ne yapıyorlar?

Bir seçim yapacaklar, her kafadan ayrı ses çıkıyor.

İktidarı, muhalefeti aynı. Al birini vur öbürüne. Türkiye böylesine ciddiyetsiz adamlar tarafından yönetiliyor.

Evet, durup dururken seçim kararı alıyorlar. Partilerin her biri, adeta bir başpehlivan edasıyla öbürlerine posta koyuyor:

‘‘Erkekseniz seçime gelin...’’

Öbür cazgırlar durur mu! Yanıt hazır:

‘‘Haydi, 25 Nisan'da yapalım. Kaçmayın...’’

‘‘Yok, olmaz. 29 Kasım'da yapalım...’’

Bir komedi sürüp gidiyor. 25 Nisan'da seçim kararı alıyorlar, ama aldıkları kararların bir adım ötesini hiçbiri hesap etmediği için, bir de bakıyorlar ki vaziyet ayva!

‘‘Yav şimdi ne olacak? Aday olacak bürokratlar, partilerin il ve ilçe yöneticileri dokuz ay önceden istifa mı edecek?..’’

‘‘Aman abicim, üç bakan birden istifa edecek. Anayasa açık. Bunların yerine bağımsızlardan bakan seçilecek. Biz bu hükümleri hepten unutmuşuz...’’

Üzülmeyin muhteremler, bağımsız milletvekili, vatan evladı Kubilay Uygun var. Onu bakan yaparsınız, çok uygun olur.

***

DYP aklınca uyanıklık ediyor ve önceki gün Meclis'e önerge veriyor: ‘‘Seçim 25 Nisan'da olsun...’’ Dün Fazilet önerge veriyor: ‘‘Seçim 29 Kasım'da olsun...’’ Bu kez DYP, Fazilet'in önergesini desteklediğini açıklıyor!

Komedi, komedi!..

İktidar partileri ve CHP derseniz, hepsi Allah'a emanet. Birinin bir söylediği öbür söylediğini tutmuyor.

Ortalık karıştı. Meclis'teki bizim çocuklar dün tüydüler, çoğunluk sağlanamadı.

İktidar partileri ve CHP, durup dururken memleketin başına sardıkları seçim hikâyesinin altında yatan gerçekleri görmeye başladılar...

‘‘Abi, ya Anayasa Mahkemesi iptal ederse!.. Şimdi seçim için Meclis'ten karar mı alalım, yoksa kanun mu çıkaralım!..’’

Vay be, ciddiyetsizliğin böylesi görülmemiştir.

Bu telaş içerisinde, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı dün Meclis'e çağrılıyor... ‘‘Aman bize akıl ver’’ diye, toplantıya alınıyor. Başkan, ANAP, DSP, DTP ve CHP kurmaylarına akıl ve fikir veriyor.

Onlara yüce Allah da akıl fikir versin. Amin.

Allah iktidarımıza da, muhalefetimize de bol bol akıl fikir versin. Bu komediye Allah bir son versin. Amiiiiin.

***

Hanımefendi durduğu yerde ortaya fırlayıp ‘‘Af çıkaralım’’ diyor... Ve hemen ardından, bütün partiler bu işi kendilerine yontmaya kalkışıyor.

Fazilet diyor ki ‘‘Bizim ustamız Erbakan'ı da af kapsamı içine alalım. Böyle değerli bir vatan evladını evinde oturtmayalım’’...

Bir başkası bilmem ne diyor, öbürü öyle değil böyle diyor ve iş karışıp gidiyor.

Seçim ve af gibi önemli konularda bile böyle sorumsuzluk olur mu?

Türkiye bu sorumsuz siyasal kadroların elinde böyle oyuncak edilir mi? Bu ne kepazeliktir. Bu ne saygısızlıktır.

İnanın aralarında en ufak bir farklılık yok.

Al birini vur öbürüne.

HELAL SANA PKK!

PKK'yı kutlamak gerekiyor! Son günlerde fevkalade başarılı hizmet veriyorlar. Suriye'nin başındaki Hafız Esat, kucağında barındırdığı Apo ile mutlaka gurur duyuyor, kendisine ‘‘Aferin oğlum Apo, eylem dediğin işte böyle olur’’ diyordur!

Apo'nun adamları bu aralar gerçekten iyi çalışıyor. Bundan iki hafta kadar önce Hakkâri'de bir tavuk çiftliğini bastılar ve binlerce tavukla civcivi öldürdüler.

Hedefleri tavuklardı!

Geçtiğimiz cuma gecesi ise Ağrı Dağı'nda bir yaylayı bastılar... Ve orada 3.200 dolaylarında koyun ve ineği öldürdüler.

Sürüleri hem otomatik silahlarla taramışlar, hem de bıçaklayarak ve tek tek öldürmüşler.

Görüntüleri ekranlarda ve gazetelerde herhalde gördünüz.

Binlerce hayvan leşi ortalıkta yatıyordu.

***

Terörün de kendine göre bir şerefi, haysiyeti ve mertliği olması gerekir. Terörist, devlete karşı savaşırken, yöre halkını yanına almayı amaçlar. Fakat PKK'nın bu haysiyetten de yoksun olduğu anlaşılıyor. Bunların gözü gerçekten dönmüş, hem de iyice dönmüş.

Bir terör örgütü düşünün ki, daha geçenlerde yol kesiyor ve ambulans yakıyor. O ambulans, gariban bir hastane ambulansı. İlçede hastalanan Kürt kökenli insanlarımıza hizmet verecek, onları hastaneye taşıyacak.

Aynı terör örgütü, köylere ve ilçelere su götürmek için kurulan şantiyeleri basıyor. Su borularını tahrip ediyor.

Bütün bunlardan bir tek sonuç çıkıyor:

Bu örgüt, aslında Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan tüm insanlarımıza, ama özellikle Kürt kökenli olanlara düşmandır.

Onların hayvanlarını öldürmekte, fakir fukara köylünün su borularını patlatmaktadır.

Yayla basmakta, inekleri ve koyunları silahla ve bıçaklayarak 3.200 hayvanı bir anda öldürmektedir.

Tavuk çiftliğini basıp binlerce civcivi diri diri yakmaktadır.

Ambulans yakmaktadır.

Helal olsun! PKK'Şam'da barındıran Hafız Esat ve adamları, şu hayvan katilleri ile gurur duysun!













Yazarın Tüm Yazıları